Yeryüzünü adaletle dolduracak olan, Allah'ın nurunun tamamlayıcısı, On İki İmam'ın sonuncusu Hz. İmam Mehdi (af)'nin 1179. doğum yıldönümünü törenlerle kutlandı.
Kutlamaların en görkemlisi Caferider tarafından Küçükçekmece Arena Kültür Merkezinde düzenlendi. Binlerce insanın katıldığı tören büyük bir çoşkuya sahne oldu.
Törene Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, CAFERİDER Başkanı Av. Sinan Kılıç, Dünya Caferi Alimler Birliği Başkanı H. Ş. Hasan Karabulut, CEM Vakfı Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanı Ali Yüce, CAFERİDER Alimler Yüksek İstişare Kurulu Başkanı H. Ş. Abdullah Turan, Caferi alimleri, Alevi dedeleri, Azerbaycan'ın Gence şehrinden tanınmış Ehlibeyt alimlerinden H. Sadık Muhammedi, petersburg Ehli Beyt cemiyetinden H. Maarif Aliekberov, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Cabir alimlerinden H.Resul Nur hocanın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Caferilik İnancını Tanıtma Araştırma ve Eğitim Derneği'nin faaliyetlerini anlatan tanıtım filminin ardından CAFERİDER Başkanı Av. Sinan Kılıç hoşgeldiniz konuşması yaparak, törene katılan ve ekranları başından bu anlamlı töreni takip eden canları selamladı. Kılıç, Caferi-Der olarak, ülkesinin ve milletinin birliğini ve bütünlüğünü herşeyin üstünde tutmaya çalıştıklarını, 1179. doğumu idrak edilen İmam Mehdi (af) bekleyicileri ve O'nun yolunda İslam'a hizmet edenler olarak bu anlamlı programı düzenlediklerini vurguladı.
Kılıç'ın ardından Azerbaycan'dan gelen Ehlibeyt meddahı Hacı Zakir Mirzayev, İmam-ı Mehdi (af) hakkında okuduğu methiyeler salondaki çoşkuyu artırdı.
Katılımcıların büyük sevgi gösterileriyle kürsüye çıkan Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz'ün "Gönder Artık Mehdi'mizi!" şiiriyle başladığı konuşmasında güne ve gündeme dair önemli mesajlar verdi.
Özgündüz konuşmasında şunları söyledi: "Bu din, antiemperyalist, zıttı tağut bir dindir. Onun için bu ayeti kerime, mümin olanların velisi Allah'tır, der. Allah onları zulmetten çıkarır, aydınlığa, aydınlık yola götürür. İman karşıtlarının, küfr ehlinin velisi tağuttur. Bugünkü tabirle emperyalizmdir. Onlar kendine uyanları, aydınlıktan zulmete, karanlığa götürür. Onlara uyanların yerler, ebedi olmak üzere cehennem olacaktır. Bugün böyle bir dinin mensubu olduğunu iddia ettikleri halde tağuta yaranma yarışına giren Müslümanlara ben ne diyeyim?
Kuran müfessiri İbni Abbas, Peygamberimizin bu noktada duasını almıştır. Resul-i Ekrem (sav)’in “Allah'ım O'na Kuran'ı öğret, O'nu dinde fakih kıl” diye dua ettiği rivayet edilir. Onun için, tefsirle ilgili çoğu hadis O'ndan nakledilmiştir. Ümmet arasında da Hibrul Ümme, "Ümmetin Bilgini" olarak bilinirdi. Peygamberden, Ali ve Ehlibeyt hakkında duyduğu hadisleri ve Kur’an ayetlerinin Ehlibeyt ve Ali hakkında olanlarını nakletmesiyle meşhurdur.
Yer yer tehdit de edilirdi bu yüzden. Bir gün ikinci halife kendisine, "Beni nasıl görüyorsun?" diye sorduğunda İbni Abbas şöyle dedi: "Bana sorma, Kuran aynasına bak. Kendini Kuran'a sun, Kuran ile ne kadar uyuşuyorsan, o kadar iyisin, ne kadar uyuşmuyorsan o kadar kötüsün."
Şimdi bu Kuran; zalime karşı, tağuta karşı olan ve onu Allah yolunun karşıtı, zıttı, olarak tanıtan bu Kuran ve sözüm ona bu Kuran'ın talebeleri, Kuran'ın müminleri, bu Kuran'a inananlar, gel gör ki, tağuta yaranmak, yalakalık yapmak için, el etek öpmek için yarıştayız.
Fetva üstüne fetva veriyorlar. Şialar katledilecek, nerede bulunursa! Çoluğunu çocuk, kadın erkek demeden öldüreceksiniz. Suud Vahabi-Selefi mollaları, İngiliz uşakları durmadan bu fetvaları veriyor.
Ama beri taraftan ısrarla şunu da söylemektedirler "Bizim, İsrail ile bir savaşımız olmayacaktır. İsrail bizden rahat olsun. Amerika ile bizim bir çekişmemiz olmaz. Kulluğunda kusur etmeyiz." Bunları da utanmadan ilan etmekten, çekinmiyorlar. Neden mi? Çünkü kadiri mutlak olarak Amerika'yı görmektedirler de ondan. Ona yaranmak, yalakalık yapmak, iktidarlarını, daha doğrusu, çanak dibi yaladıkları saraylıların iktidarlarını garanti etmek için.
Suriye'de de iktidarı, mülk Amerika'nın emperyalizmin elinde, siyonizmin elindedir inancıyla istiyorlar. Suriye'de de iktidarı bize versin, bizden endişe duymasın, anlayışıyla yalakalık yapmaktadırlar. Tağuta köpeklik yapmaktadırlar. Tabirlerim hoş tabirler değil ama ne edeyim ki, Kuran bu tabirleri kullanmıştır.
Sırtına, okuduklarına iman etmeyen, amel etmeyen, sözüm ona alimleri, okuduğunun yükümlülüğünü, inandım dediği kitabın yükümlülüğünü yerine getirmeyen, herkesi, kitab ehlini, bütün kitab ehlini, kitap yüklenmiş eşeğe benzetmiştir Kuran. Ama eşek o sırtındaki kitabın, kadrini, içeriğini anlamaz." diye konuştu.
Çekilişlerin ardından CEM Vakfı Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanı Ali Yüce katılımcılara seslenerek İmam Mehdi (af)'yi beklemenin, zulme ve haksızlığa insanın kendi içinden başlayarak mümkün olacağını vurguladı.
Yüce'nin ardından Dünya Caferi Alimler Birliği Başkanı H. Ş. Hasan Karabulut, İmam Mehdi (af)'nin bütün Müslümanların kabul ettiği bir hakikat olduğunu, ancak onu tanınması gerektiğini vurguladı.
Programda Kasım Alcan'ın yazıp yönettiği ve Zeynebiye Gençlik tiyatrosunun sahnelediği İntizar adlı drama izleyenlere duygu dolu anlar yaşattı.
CEM Vakfı Zakirlerinden Volkan Yılmazer'in çoşkulu deyişleriyle devam eden anma ve kutlama programı yapılan çekilişlerle devam etti. Çekilişte Meşhed ziyareti ve çeşitli hediyeler verildi.
Program toplu halde Ferec Duası'nın okunmasıyla sona erdi.