İsrail ve Suriye arasındaki gerginlik tırmanıyor. İsrail jetleri başkent Şam yakınlarında orduya ait bir tesisi vururken, Şam'dan sert bir açıklama geldi.
İsrail'in Suriye'ye ikinci kez hava saldırısı düzenlediği belirtildi. Suriye'nin resmi haber ajansı SANA, İsrail'in, başkent Şam'ın kuzeydoğusunda bulunan Cemraya'daki araştırma merkezini vurduğunu bildirdi.
İsrail'in ocak ayı sonunda da aynı hedefi vurduğu bildirilmiş, ancak İsrailli yetkililer bu saldırıyı resmi olarak doğrulamamıştı.
Ancak İsrail'in düzenlediği operasyona Şam yönetiminden sert tepki geldi. Suriye Dışişleri Bakanı Yardımcısı Faysal el Mikdad, İsrail'in düzenlediği saldırıları 'savaş ilanı' olarak değerlendirlerini açıkladı.
Mikdad, Amerikan haber kanalı CNN'e yaptığı açıklamada, Suriye'nin misillemede bulunacağını belirtti.
Suriye ve İsrail, resmi olarak savaş halinde bulunuyor.
İsrail’in Suriye topraklarına yönelik gerçekleştirdiği füze saldırısı 40’ın üzerinde askerin ölümüne neden oldu. Açıklamayı, Londra’da bulunan Suriye İnsan Hakları Gözlemci Kurulu pazartesi günü yaptı.
Kurul Başkanı Rami Abdul Rahman, "Saldırı sonucu 42 asker öldürüldü. Saldırı sırasında tesis alnında bulunması muhtemel daha 100 kişiden haber alınamıyor." dedi.
Gözlemciler daha önce İsrail saldırısı kurbanlarının 15 kişi olduğunu ifade etmişti.
Şam’ın yaptığı açıklamaya göre, cumartesini pazar gününe bağlayan gece Şam yakınlarında bulunan bir bilim ve araştırma merkezine İsrail tarafından füze saldırısı düzenlemişti.
Öte yandan Suriye Halk Meclisi; İsrail'in Şam kırsalında bazı mevkilere bulunduğu korkak ve gaddar saldırıları şiddetle kınadığını belirtirken, bunun siyonist varlığın Suriye'deki kriz çizgisine girdiğini ortaya koyduğunu ifade etti.
Meclis yayınladığı ve SANA’nın bir nüshasını aldığı bildirisinde; İsrail'in bu saldırısının uzun bir zamandır ABD, NATO, Batılı devletler ve İsrail’den imdat isteyen ve Suriye'ye askeri müdahalede bulunulmasını talep eden silahlı terör gruplarının kahraman silahlı kuvvetlerimizin ağır darbeleri önünde umutsuzca ezildiklerine bir kanıt teşkil ettiğini vurguladı.
Suriye'nin yönetim, ordu ve halk olarak her hangi bir düşmanlığa karşı kendini ve egemenliğini savunma gücüne sahip olduğunu belirten Meclis; Suriye'nin tanık olduğu krizin içine battığını ve kendini savunamayacağını düşünenlerin büyük bir hayale kapıldıklarını ifade etti.
Meclis bildirisinde; İsrail'in bu saldırısını ABD, Batı ve bazı bölge ülkelerinin yeşil ışığıyla gerçekleştirdiğine dikkat çekerek, körfez ülkelerinden bazı yetkililerin son olarak Washington'a bulundukları ve askeri müdahale talebinde bulunduklarına işaret etti.
Diğer yandan Suriye Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı dün; İsrail'in günün erken saatlerinde Şam kırsalının Cemraya Bölgesinde bir bilimsel araştırma merkezine bulunduğu çirkef saldırıya ilişkin Birleşmiş Milletler (BM) genel sekreteri ve Uluslararası Güvenlik Konseyi başkanına eş iki mektup gönderdi.
Bakanlık mektubunda İsrail savaş uçaklarının 05-05-2012 tarihine denk düşen Pazar günü yerel saatle 01:40’da işgal altındaki Filistin toprakları ve Lübnan'ın güneyinden Suriye Arap Cumhuriyetinde ordu ve silahlı kuvvetlerimizin 3 mevkiine havadan füze saldırılarında bulunduklarını belirtti. Şam ve kırsalında düşen bu mevkilerin Cemraya’nın kuzeydoğusu, Meyselun ve Dimas Bölgesinde planör uçuş havalimanı olduğunu belirten Bakanlık; saldırının Suriyeli vatandaşların saflarında bir dizi şehit ve yaralının düştüğünü vurguladı.
Bakanlık saldırı sonucunda hedef alınan mevkilerin yanı sıra civarlarında bulunan sivil yerleşim alanlarında büyük kayıp ve zararların meydana geldiğine dikkat çekti.Bakanlık mektubunda; İsrail'in silahlı kuvvetlerimizin mevkilerine çirkef saldırılarının, Kaide’ye tabi Nusra Cephesinin tekfirci terör grupları ile arasındaki koordinasyonu kanıtladığını belirtti.
Bakanlık; bu tekfirci terör gruplarının meydanlarda ilerleme kaydetmelerinde başarısız düşmeleri ve silahlı kuvvetlerimizin ağır darbeleri altında ezilmeleri ardından İsrail'in onlara direk askeri destek sağlama hedefi taşıdığının altını çizdi. Tüm bunların Suriye'nin tanık olduğu ve kendisini devlet ve halk olarak hedef alan terör eylemlerinde İsrail'in motor ve bazen de uygulayıcı olduğuna ilişkin tüm şüpheleri yok ettiklerine dikkat çeken Bakanlık; İsrail'in çıkarlarına hizmet eden bu eylemlerde bazen direk, bazen de içerdeki aletleri aracılığı ile dahil olduğunu kanıtladığını kaydetti.
Bakanlık; Suriye Arap Cumhuriyetinin bu çerçeve altında İsrail'in düşmancı saldırılarını aklamak için ‘Suriye sınırları haricine silah taşındığına’ ilişkin bulunduğu iddiaların hiç bir aslı gerçeği olmadığının altını çizdiğine vurgu yaptı. İsrail'in düşmancı eylemlerine devam etmesinin bölgedeki gerginliği tırmandırabileceğini ve geniş kapsamlı bölgesel bir savaşa yol açabileceğine önemle dikkat çeken Bakanlık; bunun bölge ve tüm dünyanın güvenlik istikrarına büyük ve ciddi bir tehlike taşıdığını belirtti.
Bakanlık Suriye Arap Cumhuriyeti hükümetinin; Amerikalı yetkililerin İsrail'in söz konusu hava saldırıları öncesinde ve sonrasında yaptıkları açıklamaları İsrail'e teşvik ve siyasi örtü olarak nitelendirdiğini belirtti. Bunların Suriye'nin egemenliğine çirkef bir saldırı ve ihlal teşkil ettiğini ifade eden Bakanlık; aynı zamanda uluslararası kanunlar, ilkeler ve yasaların yanı sıra BM misakı ve temellerine de aykırı olduğunu kaydetti. Suriye Arap Cumhuriyetinin kendini güvenliğini, topraklarını ve egemenliğini savunma hakkının altını önemle çizdiğini belirten Bakanlık; Uluslararası Güvenlik Konseyinden İsrail'in Suriye'ye yönelik düşman saldırılarına son vermede üstüne düşen görev ve sorumluluğu üstlenmesi talebinde bulundu. Bakanlık, güvenlik konseyinden bu gibi saldırıların tekrarlanmasını önlemesini isterken, aksi halde durumların kontrolden çıkabileceğini ve bölgenin akibeti bilinmeyen bir yöne sürükleneceğine dikkat çekti.
Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı mektubunun sonunda Suriye'nin; güvenlik konseyinde daimi üye olan bazı devletlerin İsrail'in bu eylemlerine ilaveten Suriyeli Golan dahil Arap topraklarına işgalini sürdürmesine örtü teşkil etmesinin, bu devletlere İsrail'in düşmancı politikasının sonuçlarını üstlenme sorumluluğu verdiğini varsaydığının altını çizdi.