10-04-2013 tarihinde eklendi
Cihat adı altında cinayet ekseni
ABD, konu Suriye olunca terörizmi rafa kaldırıyor

Suriye’de hükümete karşı çarpışan aşırı radikal Cebhat An-Nusra, Al-Kaide ile bağlantılı ‘Irak İslam Devleti’ grubu ile birleşti. Bu açıklama Iraklı militanların lideri Abu Bakr Al-Bağdadi tarafından radyo konuşmasında yapıldı. Bağdadi’nin sözlerine göre bu iki grup şimdi ‘Irak ve Şam’da İslam Devleti’ adı altında mücadele sürdürecekler.

Temelini yabancı paralı askerlerin oluşturduğu Cebhat An-Nusra düzenlediği terörist saldırılar ve masum insanlara karşı canice saldırıları ile adından duyuran bir grup. Eskiden de bu grubun Al Kaide Irak şubesi ile ilgisi olduğundan şüpheleniliyordu, artık bu bir gerçek.

Dikkati çeken husus hem Iraklı hem de Suriyeli gruplar ABD tarafından terörist örgütler listesine eklenmiştir. Batılı politikacılar bu gruplara ait insanlar tarafından kullanılan metodları sadece sözde kınıyorlar. Yorumcu Yevgeniy Yerlomayev, “aslında ise radikal islamcılar ve batı müttefik olarak hareket ediyorlar dedi.” Yermolayev sözlerine şöyle devam etti:

Son zamanlarda batıda sık bir şekilde, sadece Suriye’de değil diğer Yakın Doğu ülkelerinde Al-Kaide ile ilişkili cihad sıfatlı grupların etkisinin arttığından bahsediliyor. Hatta, George Bush’un zamanında Irak, İran ve Kuzey Kore için kullandığı, ardından Dışişleri Bakan Yardımcısı John Bolton’un Küba, Libya ve Suriye’yi eklediği ‘Kötülük ekseni’ deyiminin yeni bir benzeri ‘Cihad kötülük ekseni’ ifadesi kullanılır oldu. Bu deyim sadece propaganda amaçlı idi. Ana fikri ise ABD’nin kendine uygun olmayan devletlere karşı girişimlerine zemin hazırlamak idi.

Cihad ‘kötülük ekseni’ ise uydurulmuş değil, gerçek bir olay. Ancak ABD bu olaya karşı sadece sözde mücadele ediyor. Zamanında ‘terörizme karşı küresel savaş ilan etmiş’ bir devlet için bu biraz garip bir durum. Oysa ne Iraklı ne de Suriyeli isyancılar ‘kara listeye’ eklenmiş olmaktan dolayı herhangi bir rahatsızlık hissetmiyorlar. Üstelik bu tür isyancılara para akışının gerçekleştiği ülkelerin yaklaşık bir listesi herkes tarafından biliniyor. İstenmesi halinde bu tür para akışlarını takip etmek fazla zor olmasa gerek, hele de söz konusu olan ABD’nin yakın partnerleri ülkeler ise. Aynı şey silah sevkiyatında da yapılabilir. Ancak söz konusu Suriye olunca ABD tarafından daha önce son derece seçmece nitelik taşıyan ‘terörizme karşı mücadele’ neredeyse sıfırlanıyor. Bu da şu görüşü bir kez daha teyid ediyor: Batı ve İslam dünyasındaki radikal gruplar yine müteffik oldular. Kendilerine ‘Cihad savaşçıları’ adını vermeyi seven militanlar ise Amerika’nın bölgedeki çıkarları uğruna yine cihad yapıyorlar.

Yine de Avrupa istihbarat servisleri son haftalarda açık bir şekilde Suriye’de çarpışan cihad savaşçılarından gelen tehdit konusunda uyarılarda bulunuyorlar. Yani böylece Batı’da Suriye’deki faaliyet taktikleri konusunda bir görüş farklılığı gelişmeye mi başlıyor?

Bu konuda uzman Viktor Nadein-Rayevskiy görüşlerini şöyle ifad etti:

Cihad ‘kötülük ekseni’ne giren grupların çıkarları müslüman olmayan ülkelere yayılmayı içerir. Örneğin Avrupa’lı ülkeler. Bu etapta ana amaçları iktidarda olan Arap rejimleridir. Hepsi değil, sadece parmakla hedef oldukları gösterilenler. İsyancılara yardım eden Arap rejimleri ise belli bir zamana kadar cihad yanlıları tarafından müttefik olarak algılanırlar. Cihad yanlılarının şimdi ortak amaçlar etrafında Batı ile işbirliği yapıyor olmaları gibi.

Ancak bu cihad yanlılarını finanse edenlerin miyop bir politikasıdır. Ben Ladin terörist imparatorluğunun kuruluş tarihi göstermişti bir kere. Kan ve kolay para ile sarhoş olan fanatik ayrımcıları, çok kolay bir şekilde sponsonları tarafından çizilen çerçeveleri aşabiliyorlar. O zaman da bölgesel bir sorun olmaktan çıkıp küresel bir sorun haline geliyorlar. Yakın geçmişte Batı, kendileri için çizilen sınırların dışına çıkma cüretini göstermiş dünün müttefiklerine karşı ‘küresel mücadele’ ilan etmek zorunda kalmıştı.

Şimdi tarih tekerrür ediyor ve Avrupalılar, anlaşılan o ki bunu görüyorlar. Ancak cihad yanlılarına batı desteği mekanizması çok yüksek seviyede çalışıyor ve durdurulması zor gibi görünüyor. En azından Amerikalılar bunu durdurmak için aceleci davranmıyorlar.

Sonuçta ise ‘uluslararası cihad’ gözlerimizin önünde kuvvetleniyor. Daha önce Al-Kaide’yi Afganistan sınırları içinde tutmayı başaramadıkları gibi şimdi de Batı ve muhafazakar Arap rejimlerinin bu akımın etki alanını Suriye sınırları içinde tutmaları ihtimali çok azdır. Suriye ve Irak radikal gruplarının birlik yapması tüm dünya için büyük problemlerin sadece bir ilk uyarı sinyalidir.

http://caferider.com.tr/cihat-adi-altinda-cinayet-ekseni_h9042.html