Tahran, 10 Mart 2013 -İran İslami Şura Meclisi başkanı,Uluslar arası atom enerjisi kurumu UAEK ile 5+1 grubunun çelişkili açıklamaları ve davranışları konusunda uyarıda bulundu.
- İran devlet televizyonun haberine göre, İran İslami Şura Meclisi Başkanı Ali Laricani bugün yaptığı açıklamada, Batı ve UAEK yetkililerinden bazılarının İran ile 5+1 grubunun Kazakistan görüşmeleri ardından yaptıkları açıklamaların bu görüşmelerin yokuşa sürülmesi anlamında olduğunu belirterek, batılıların İran'ın uyumcul davranışından suistifade etmek istemeleri ve bahane aramalarının Tahran'ın bu konuda kendi tavrını gözden geçirmesine sebep olabileceğini belirtti.
İran'ın defalarca nükleer teknolojiyi barış amaçları doğrultusunda kullanmak ve NPT anlaşması çerçevesinde UAEK ile işbirliğini sürdürmek istediğini ilan ettiğini belirten Laricani, sopa ve havuç satranç oyununun artık renk kaybettiğini söyledi.
Pakistan'da Şii Müslümanlara yönelik sürdürülen katliam girişimlerini de kınayan meclis başkanı Laricani, Pakistan hükümet yetkililerinden bu gibi cinayetlerin önünün alınmasını, cinayet sorumlularının en kısa zamanda yakalanarak yargılanmasını istedi.
Laricani, bu gibi tefrikacı akımların Pakistan'ın yanı sıra Irak ve Suriye gibi öteki ülkelerde de benzer cinayetler işlediklerini ve söz konusu örgütlerin Müslümanlar arasında tefrika çıkarmak amacıyla müstekbirlik tarafından yönlendirilmekte olduklarının anlaşıldığını söyledi.
İranlı 234 Milletvekili de Pakistan'da taliban tarafından sistematik bir şekilde kattedilen Şii Müslümanlar için bir bildiriyle yayınladı.
"Pakistanlı Şiilerin katliamı İslam düşmanlarınca tasarlanan bir komplo!"
İslami Şura Meclisi Temsilcilerinden 234 Milletvekili dünkü basına açık oturumlarında imzaladıkları bir bildiriyle Pakistan’da Şiilerin barbarca katliam edilmelerini şiddetle kınadılar.
Söz konusu bildirinin bir bölümünde şöyle kaydedildi: “Pakistanlı mazlum Şiilerin barbarca ve kaçıncı kez olarak katledilmeleri kuşkusuz, başlarında ABD, İngiltere ve onların bölgesel uşakları olmak üzere İslam düşmanlarınca tasarlanan bir komplodur ve bu komplo Müslüman görünen satılmış Tekfiri grup tarafından gerçekleştirilmektedir.”
Bu bildiride ayrıca şöyle vurgulandı: “Uluslararası topluluklar ve insan hakları savunucusu olduklarını iddia eden ülkelerin insan haklarının açıkça ihlal edildiği bu durum karşısında sessiz ve seyirci kalışları, günümüzde insan haklarının ABD başta olmak üzere süper güçlerin elinde bir siyasi araç olduğuna dair acı gerçeği ortaya çıkarmaktadır. Buna göre bu ülkelerin bu tavırlarıyla ilgili dünyaya açıklama yapmak zorunda olduklarının da bilincinde olmaları lazım.”