26-02-2013 tarihinde eklendi
Kerry Ortadoğu turunda
ABD'nin fikirlerini dinlemek istiyor

ABD yeni Dışişleri Bakanı John Kerry, dün (24 Şubat) göreve başladıktan sonraki ilk ziyaretine başladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından verilen bilgiye göre, Kerry, 24 Şubat'tan 6 Mart'a kadar sürecek 11 gün boyunca İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan,  Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar olmak üzere Avrupa ve Ortadoğu'daki dokuz ülkeyi ziyaret edecek. İngiltere'nin Kerry ziyaretinin ilk durağı olarak tespit edilmesi, ABD ile İngiltere arasında uzun geçmişe sahip ittifak ilişkisini gösteriyor. Bu, medyada Amerikan dış politikasının geleneksel çizgisine döndüğü tartışmalarına yol açtı.

İkinci durak olan Almanya, Kerry'nin diplomasi hayatı açısından anlam taşıyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, 12 yaşındaki Kerry, diplomat olarak çalışan babasıyla Berlin'de yaşamaya başladı.

Kerry, Fransa'da ise Mali'de yaşanan savaşı ele alacak. İtalya ziyareti sırasında Kerry, Avrupa Birliği'nden üst düzey yetkililerle Suriye sorununu görüşerek, Suriye'nin muhalif liderleriyle bir araya gelecek. Basında, Suriye sorununun Kerry ziyaretinin en önemli gündem maddelerinden biri olacağı görüşü hakim. Bunun yanı sıra, Arap dünyasındaki büyük devrim de Kerry'nin ziyaret gündeminde yer alıyor. Reuters tarafından verilen habere göre, Kerry'nin Ortadoğu ziyareti şöyle bir gerçeği kanıtladı: ABD, kendi yardımıyla başlatılan "Arap Baharı"nda "siyasi nitelikteki değişim" yaşanmakta olduğundan ve aşırı güçlerin "devrim meyveleri"ni toplamaya başladığından kaygı duyuyor. ABD, bu fırsatla "devrim ve reformun doğru yöne girmesini"ni istiyor ve Ortadoğu ülkelerini "daha büyük cesaretle siyasi ve sosyal reform" yapmaya teşvik ediyor.

Suriye sorunu iki yıldır sürüyor. Birleşmiş Milletler'in verilerine göre, Suriye krizinde 70 bin kişi hayatını kaybetti. Bazı gözlemciler, ABD'nin dış politikasında değişiklik yapacağı tahmininde bulunuyor. Ancak ABD'nin önemli düşünce kuruluşu Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi'nden üst düzey araştırmacı Jon Alterman, bundan şüphe duyuyor. Alterman, Kerry'nin ziyaretinin, çeşitli taraflarla olan ilişkileri daha da sıkılaştırarak, gelecekte olası sorunları çözmek için kendisine daha fazla tercih sağlamayı amaçladığını söyledi.

İran ve Filistin-İsrail sorunları konusunda, ABD yetkilisi daha önce yaptığı konuşmada, Kerry'nin ziyaretinin "dinleme yolculuğu" olacağını vurgulamıştı. Ancak bazı basın kuruluşlarına göre, Kerry'nin ziyaret edeceği bu ülkelerin liderleri aslında daha çok ABD'nin fikirlerini dinlemek istiyor.

Ayrıca Kerry'nin, İsrail'i ziyaret gündemine almaması da birçok insanı şaşırttı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, geçen ay başbakanlığa yeniden seçilen Benjamin Netanyahu'nun şu an kabine oluşturmakla meşgul olduğunu, Kerry'nin bu zamanda ziyaret etmesinin uygun olmadığını, bu nedenle Mart ayında Başkanı Barack Obama'yla beraber İsrail'i ziyaret etmeye karar verdiğini açıkladı.

Uzun zamandan beri, ABD dışişleri bakanlarının görevine başladıktan sonra yaptığı ilk ziyaret, ABD'nin dış politikasının ibresi olarak görülüyor. 2009 yılında dışişleri bakanlığına yeni geçen Hillary Clinton, ziyaretinin ağırlığını Doğu Asya'ya koyarak, Asya'nın büyük stratejik önem taşıdığını vurgulamıştı. Ondan sonra Obama yönetimi de stratejik ağırlığını Asya-Pasifik bölgesine kaydırmayı öne sürdü. Kerry, Senato'nun oturumunda yaptığı konuşmada, göreve başladıktan sonra Çin'le olan dengeyi sağlamlaştıracağını ifade etmişti. ABD'nin "Daily Statesman" gazetesinde yer alan yazıda, Kerry'nin ilk ziyaretinde Avrupa ve Ortadoğu ülkelerini tercih etmesinin, ABD'nin dış politikasında büyük değişiklik anlamına gelmeyeceğine işaret edildi. Clinton'un özgüvenli, aktif ve riskli temposuna kıyasla, Kerry ABD'nin Avrupa ve Ortadoğu'ya önem veren geleneksel politikası ekseninde hareket etti.

http://caferider.com.tr/kerry-ortadogu-turunda_h8707.html