25-01-2013 tarihinde eklendi
Türkiye'deki Basın Özgürlüğüne Kırık Not
AKPM açısından şoke edici bulundu

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Avrupa'da medya özgürlüğü konusunda hazırladığı rapor ve karar metninde Türkiye'deki durumu ön plana çıkardı. AKPM'nin İsveçli muhafazakar üyelerinden Mats Johansson tarafından kaleme alınan "Avrupa'da Medya Özgürlüğünün Durumu" başlıklı rapor ve beraberindeki karar metni Strasbourg'daki genel kurul oturumunda kabul edildi.

Oy çoğunluğuyla kabul gören karar metninde medya özgürlüğü alanında birçok Avrupa ülkesine yönelik eleştiriler yer almakla birlikte, Rusya, Macaristan, Belarus, Gürcistan, Azerbaycan, Moldova ve Türkiye ön plana çıktı. Türkiye'de "siyasi görüşlerini ifade ettikleri ve dinamik bir demokraside gerekli siyasi tartışmaya katkıda bulundukları için" haklarında soruşturma açılmış, tutuklanmış veya cezaevindeki gazeteci sayısının "olağanüstü yüksek" olması AKPM açısından "şoke edici" olarak tanımlandı.

Medya özgürlüğü kapsamında AKPM tarafından eleştirilen bir diğer konu da Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesi oldu. AKPM, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararları temelinde bu maddenin tamamen yürürlükten kaldırılmasını istiyor. "Ergenekon suç örgütü" konusunda haber yaptıkları gerekçesiyle tutuklanmış veya haklarında soruşturma başlatılmış çok sayıda basın mensubu olması da AKPM tarafından "kavranması zor olan bir durum" olarak değerlendirildi. Bu durumun Türkiye'de "medya özgürlüğünün ciddi biçimde ihlal edildiğinin göstergesi" olduğu görüşü ifade edildi.

Öte yandan, AKPM medya özgürlüğü raporuyla ilgili oturum öncesi Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle'yi ağırladı. AKPM genel kurulundaki konuşması öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Füle, Türkiye'de son anketlerde AB sürecine olan desteğin olağanüstü düşük çıkmasını da değerlendirdi. Avrupa Komisyonu komiseri, Türkiye'de AB sürecine desteğin azalıyor olmasının kendisini "endişelendirdiğini" söyledi. AB'nin son beş dönem başkanlığı altında Türkiye'yle yürütülen tam üyelik müzakerelerinde tek bir başlığın dahi açılamadığını hatırlatan Füle, sürecin bu nedenle sendelediğini savundu. Bloke olmuş müzakere başlıkları nedeniyle şu anda Türkiye'yle sadece 3 başlığın müzakere edilebilecek durumda olduğunu belirten Füle, buna rağmen AB'nin Türkiye'deki reform sürecinin referansı olduğunun kamuoyuna anlatılabilmesiyle bu sürece olan desteğin yeniden artacağını inandığını söyledi. Füle AB-Türkiye ilişkilerinde 2013 yılı için iyimser olduğunu da ifade etti.

http://caferider.com.tr/turkiye-deki-basin-ozgurlugune-kirik-not_h8409.html