Bölgemizde yaşanan son gelişmeleri değerlendiren Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz önemli açıklamalarda bulundu. Özgündüz ABD'ye, Siyonizme, Emperyalizme teslim olmuş İslam benim dinim değildir dedi.

Özgündüz; “ABD Suud’a bakarak tamahlandı, en çok sömürdüğü, ümmetin servetini ABD’nin hizmetine veren ve kendisine en çok itaat eden devlet, en katı şeriatın uygulandığı bu ülkedir. ABD’nin bölgede ılımlı İslam istediği söylentileri var, ama bölgede İsrail’e bir tek kurşun atmayan, fakat Ortadoğu’yu kana bulayan örgütler, bu ülkelerin örgütleridir. Bunlar bölgede ABD’nin çıkarlarının aksine hareket etmezler. ABD’nin istediği kadar ABD askerine kurşun sıkarlar, çünkü ABD askerleri paralı askerlerdir, o askerlerin öldürülmesi umurlarında değildir ve kendilerine kamuoyu oluşturmak için de askerlerinin öldürülmesi gerekir. Bu ABD’nin stratejisidir ve bu örgütler ABD’nin stratejisine uygun hareket ediyorlar. 

Bu bahar bölgeye İslamcı partileri getirdi. ABD’nin oyuncağı olmadıkları sürece, bundan mutsuz değiliz. ABD ve emperyalizme teslim olmuş bir İslam benim dinim değildir. Bu din, Firavunlarla savaşmak için gelmiştir, La İlahe İllallah diyen insanları öldürmek için, ilkokul çocuklarına bomba atmak için, okullara bomba yağdırmak için gelen din Muhammed’in dini, Allah’ın gönderdiği din değildir, bu din ancak ABD’nin dinidir. Ben bütün İslamcı partilari bu kategoriye koymuyorum, böyle olmayanları tenzih ediyorum. Amerika’ya hizmet eden İslam, sahte İslam’dır. Müstekbirlere, emperyalistlere ve siyonistlere hizmet eden din İslam değildir.


Mısır’da çıkar çıkmaz dikta rejimi kurmaya çalışılması, ülkeyi kana buladı. Kuran, devlet işlerini şuranın idare etmesini buyuruyor. Benim bir oyum fazla diye ben istediğimi yaparım diyemezsiniz. Genel hukuk var, siz ülkenizde “Haçlı istemiyoruz, Hristiyanları bu ülkede istemiyoruz.” diye referandum yapıp halk oylamasından geçirseniz dahi, bunu yapamazsınız, evrensel hukuk buna izin vermez. Bunu İslam’ın lehine diyeceğinize, kişisel tanrısallaştırma demiş olsanız daha mertçe olur. Bırakın halk özgürlüğü ve demokrasiyi yaşasın, “La İlahe”yi yaşasın. Ülkeyi kutuplaştırmak ve bölmek, Mısırlı kardeşlerimizin hayrına değildir, evrensel hukuku göz ardı etmeyin. Allah’ta bunu söylüyor. Eğer oy hesabı olsaydı, o zaman Mekke’de İslam yükselemezdi, bunu unutmayın. Benim dinimi krallığa ve dikta rejimine dönüştürmeye çalışmak mertçe değildir. Ben iddia ediyorum, benim dinim kadar özgürlükçü ve insan onurunu en üstte tutan başka hiçbir ideoloji yoktur, herkesle tartışmaya hazırım. Ama bu sizin gösterdiğiniz din benim dinim değildir, bu en kötü dikta rejimidir, Muhammed Mustafa’nın getirdiği din âleme rahmettir.

Tekfirci Anlayış Ehlisünnet'e Şia'ya Mal edenlere Lanet Olsun 

Bunların getirdiği din ise, Suriye’de okulu bombalıyor, onlarca çocuk öğretmeniyle beraber ölüyor. Sanki Allah’a kurban kesiyormuş gibi tekbir getirerek bunu yapıyor. Bu sahte Amerikancı din, Bahreyn’de iki yaşındaki minnacık çocuğun evine gaz bombası  atarak öldürüyor. Bahreyn’de anti-Amerikancı olan mescitleri yakıyor, yıkıyor. Bu nasıl bir dindir ki pazara, hastaneye, çarşıya, okula her yere bomba atıyor, yargısız infaz yapıyor. Bu din İslam mıdır? Bu dine, buna destek olanlara da, bunu Ehlisünnet mezhebine mal edenlere, Şia’ya mal edenlere de lanet olsun.

Bu hangi mezhep ise, bu İslam’a ait bir mezhep değildir. İngilizlerin uydurduğu Vahhabilik’i kimse bize Sünnilik diye yutturmaya kalkmasın. Ehlisünnet bundan beridir, ulema bunu ilan etmelidir. Bugün, bölgede Amerikancıların İslam adı altında Müslümanları katlettiği gündür. Şia metanetiyle, sabrıyla bunu sineye çekiyor, kardeş kanıyla Allah huzuruna gitmektense, şehit olarak gitmeyi tercih ediyor ve Amerika’nın oyununu böyle boşa çıkarıyor. Ehlisünnet kardeşilerimin de bu noktada uyanık olmasını temenni ediyorum. Vahhabi, selefi ve tekfirci anlayıştan teberri etmesini, İmam Azam’a dönmesini temenni ediyorum.” diye konuştu.