27-11-2012 tarihinde eklendi
Kendimizi Yama Gibi Hissediyoruz


Radikal gazetesinden Ayça Örer'e konuşan Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz önemli mesajlar verdi. 

Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz ile Muharrem Ayı vesilesiyle yaşanan tartışmaları konuştuk. Suriye ’de yaşananlarla ilgili hükümetin taraf olmasıyla beraber Türkiye’de Caferilerin durumunu “Kendimizi yama gibi hissediyoruz” sözleriyle özetleyen Özgündüz, dini hakların verilmesinde bir adım atılmadığını da söylüyor.

TBMM ’de Muharrem orucu Caferiler için ne ifade ediyor?
Muharrem 14 asırdır bizim gündemimizde. İstanbul ’a geldiğimizden beri de Aşura merasimlerini yapageldik. Hurafelerden arınmış Hüseynî duruşu olan her insan tarafından bu benimsedi. UNESCO tarafından örnek merasim seçildi. Aşura’nın TBMM’de konuşulması ya da oruç tutulmaya başlanmasını atılmış bir adım olarak görmüyorum. Elbette olacak. Bu tartışılamaz bile. Ne zaman ki, “evet bugün tatil, isteyen istediği gibi törenini yapabilecek” denir, işte bu bir adımdır. Ne zaman eğitimde, aşura kültürü müfredata yansır, işte o bir adımdır.

Caferilerin inançlarının da ders kitaplarına girmesi için bir komisyon oluşturulmuştu. Yol alındı mı?

Bir komisyon oluşturuldu, bizden taleplerimizi istediler. Biz de hakkımızın yüzde 50 eksiğini yazarak sunduk. Bizim eksilterek yazdığımız şeyin yüzde 5’ini bile yansıtmadılar. Kullandıkları da sulandırılmış haliydi.

Suriye’deki çatışmalarla gündeme gelen mezhep tartışmaları, Türkiye’de Caferileri etkiledi mi?

Benim inançdaşımın Bahreyn’de, Suriye’de, Irak ’ta öldürülmesi caiz görülüyorsa, sonra da “bizim mezhepçilik derdim yok” diyorsanız, burada bir sıkıntı var. Kurbanlık koyun gibi sıramızı bekliyoruz. Ben orada ölen akrabama ağlamıyorum bile. Çıkıp meydana “amcam orada öldürüldü” dediğimde üzerime biber gazı sıkılıyor. Burada bir dert yok mu? İçimiz dert doluyor. Sahibi olduğumuz ülkede yama gibi hissediyoruz kendimizi. O duygunun ne demek olduğunu yaşayan anlar. Fethettiğimiz, yarattığımız ülkede davetsiz misafir gibi muamele görmek nasıl duygu oluşturur insanda?

Aşura törenlerine iktidarın tavrını nasıl buluyorsunuz?

Muhammed Mustafa bugün ağlamıştır. Şii kaynakları değil, Sünni kaynakları bunu böyle yazar. Onun ağladığı günde gülmek sorundur. “Alevilik Ali’yi sevmekse ben de Aliyim” diyorlar. Sünnilik de Peygamberin sünnetine uymaksa ben de Sünniyim. Bu söylem yetiyorsa, bitti gitti. İsterseniz yarın destur vereyim, herkes boynuna bu lafı assın. Ama sözünde samimiysen bugünü tatil et, bayrağı yarıya indir. Programların yas programı olsun, dansöz oynatılmasın. Şiiliğim Sünni düşmanlığı anlamında değildir. Sünni de benim canım ciğerimdir.

Türkiye’nin Suriye politikasında izlediği yol sizi nasıl etkiliyor?
Siz Hz. Zeyneb’in mezarını tarayan silahlı terör çetelerine “mücahit” diyorsanız, ben de sorarım “münafık kim?” Birisi bana izah etsin bunu. Terörü her türlü destekliyorsunuz demokrasi adına. Demokrasiyi Suriye’ye kiminle götürüyorsunuz? “Aleviler tabuta, Hıristiyanlar Beyrut’a” diyerek katliam yapanları niye destekliyorsunuz? Suriye’ye silah sevkederken bir tüfek de Gazzelinin eline verseydiniz. Ağlayana ihtiyacı yok onların, silaha ihtiyacı var, ciddi tavra ihtiyacı var. İsrail ’e karşı ağlamak ne zaman çare oldu? Yarım asırdır Arap ağlıyor.

Mezhep kavgası bitsin çağrısı

Türkiye Caferi, Hz. Hüseyin ile 71 arkadaşının Kerbela Çölü’nde şehit edilişlerinin 1373’üncü yıldönümü dolayısıyla Halkalı Aşura Meydanı’nda anma töreni düzenlendi. “Mezhep kavgası bitirilsin” çağrısının yapıldığı Aşura Töreni’ne, İran Meclis Başkanı Dr. Ali Laricani, Irak Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı ile Türkiye’den siyasi parti temsilcileri katıldı. {İSTANBUL/ RADİKAL)

http://caferider.com.tr/kendimizi-yama-gibi-hissediyoruz_h7927.html