OTTAWA – Kanada’nın Global Research web sitesi, Suriye’yi yıkma projesinin 2007 yılında ABD, Suudi Arabistan ve İsrail tarafından hazırlandığını açığa çıkardı.

Site jeopolitik uzmanı yazar ve araştırmacı Tony Kartlucci’nin İsrail Araştırma Merkezleri ve Amerikan-İsrail Clean Break Araştırma Merkezine dayanarak yazdığı haberinde planın İsrail’in güvenliğini bağımsız ve önemli Suriye devletini hedef alarak güvence altına almayı amaçladığını belirtti.

Kanadalı site, ABD Ordusuna ait Terörle Mücadele Merkezinin 2007 ve 2008 yıllarında yayınladığı iki raporun Kaide örgütüne bağlı uluslar arası terör şebekelerinin varlığını açığa çıkardığını, bu şebekelerin görevinin ırak ve Suriye’ye militan göndermek olduğunu belirtti.

Libya’nın Kaide unsurlarının eğitilmek ve NATO’nun ajandaları uyarınca görevlendirilmek üzere üs olarak kullanıldığına dikkat çeken site, Batının istila etmek amacıyla Kaide örgütüne bağlı militanları organize edip Suriye’ye gönderen şebekeler aracılığıyla Libya senaryosunu uygulamaya çalıştığına işaret etti.

Kanadalı site, ABD’li Büyükelçinin Bingazi’de öldürülmesine rağmen terör unsurlarının hala Suriye’ye gönderilmeye devam edildiğini bildirdi.

İngiliz Telegraph gazetesinin 11 Kasım 2011 yılında yayınladığı iki makaleye işaret eden web sitesi, gazetenin Libyalı Radikal İslamcı militan grupların Türkiye’den Suriye’ye akın ettiğini, bu gruplardan unsurların İstanbul’da Türk yetkililerle görüştüğüne ve Libya Geçici Konsey Başkanı Mustafa Abdülcelil’in silah teminini kolaylaştırdığını itiraf ettiğinin altını çizdi.

Web sitesi, ABD ve işbirlikçi batılı hükümetlerin dünya kamuoyuna yalan söyleyip Libya’ya girip Libyalı İslamcı grupların üssüne dönüştürmek için güvenlik konseyine sunduğu gerçekleri çarpıttığına dikkat çekerek teröristlerin Türkiye sınırındaki İdlib kentinden 2007 yılında hazırlanan plan uyarınca Suriye’ye akın ettiklerini, planın NATO destekli teröristlerin Suriye’ye giriş yollarını belirlediğini ifade etti.

Site, Suriye hükümetinin bugün uluslar arası terör şebekeleri militanlarına karşı mücadele ettiğini, bunların batı medyasındaki açıklamalarında özgürlük ve demokrasi için savaştıklarını ısrarla tekrar ettiklerini dile getirdi.