17-09-2012 tarihinde eklendi
Özgündüz'den Yurt Gazetesine Çarpıcı Açıklamalar
Tepkilerimizin ve öfkemizin hedefinde Emperyalizm ve Siyonizm olmalı

 

Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz Yurt Gazetesine gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Özgündüz ile konuştu. Özgündüz Yurt'a çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özgündüz, “Tepkilerin, öfkelerin, telinlerin yöneleceği adres, emperyalizm, Siyonizm ve vahşi kapitalizm olmalıdır"
 
İşte Özgündüz'ün Necdet Saraç'a yaptığı açıklamalar
 
Sayın Özgündüz Caferiler kimdir? Hangi ülkelerde yaşıyorlar, toplam nüfus içindeki sayıları nedir?
 
İslam toplumunun yaklaşık beşte biri yani yüzde 20’si Şia’dır. Sünnilikte olduğu gibi Hanefi, Hambeli, Şafi, Maliki gibi Şia’da da çeşitli fraksiyonlar var.  Şia içinde sayısal bakımdan en fazla olanı Caferilerdir. Caferiler, Azerbaycan, İran, Bahreyn gibi ülkelerde çoğunluktadır. Pakistan, Afganistan, Hindistan, Körfez ülkelerinde ise kimisinde yüzde 10, kimisinde yüzde 40 gibi değişen oranda Caferi yaşamaktadır. Ülkemizde de Şia, Alevi kelimesi ile ifade edilmektedir. Bizim üst kimliğimiz Aleviliktir. Alevilik demek Ali taraftarı, Şia demek de Ali taraftarı demektir. Anadolu’da Yavuz Sultan Selim’den sonraki dönemde yaşanan gelişmeler bizim aramızda özellikle ibadetteki farklılıkları arttırdı. Alevi üst kimliğinde buluşan inançlar Türkiye nüfusunun üçte birini kapsıyor.
 
Türkiye’de Caferilerin sorunları için ne diyecekseniz?
 
Türkiye’de de, dünyada da sorunların mezhep ve dinden kaynaklı olduğunu düşünmüyorum. Egemen güçlerin kendi menfaatleri önde olunca sorunlar ortaya çıkıyor. Gücü bir şekilde hile ile ele geçirenlerin o gücü, kullanarak zayıfları sömürmeleri, onları haklarından mahrum etmeleri, bütün dünyanın sorunu. Dolayısıyla ülkemizin de sorunudur. Egemen gücün kendi lehine, güçsüzün aleyhine yapılan uygulamalarını ortadan kaldırmadan sorunlara çözüm bulmak mümkün değil.
 
Yeni anayasa tartışmaları yapılıyor, siz yeni bir Anayasa’dan da bir şey beklemiyor musunuz?
 
Mevcut anlayışla hiçbir şey beklemiyorum. Ben bir anayasa için yalnızca üç madde öneriyorum. Birincisi adalettir. Temsilde ve paylaşımda adalet, yani herkesin hak ettiği ölçüde temsil edilmesi. İkincisi eşitlik. Kanun karşısında herkes eşit olmalıdır. Kanunda eşitlik fırsat eşitliği ile desteklenmelidir. İnançlar konusunda da eşitlik sağlanmalıdır. Örneğin şu anda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi birkaç bakanlığın bütçesinden daha büyük. Ama Diyanet yalnızca toplumun bir kısmı için var. Sizin vergileriniz size hizmet olarak değil, inkar ve asimilasyon olarak dönüyor. İnancı yaşamak, yaşatmak, öğretmek noktasında herkes eşit olmalı ve inancından dolayı da hür olmalı. Üçüncüsü özgürlük. Düşüncesinden, inancından dolayı kimse horlanmamalı, ötekileştirilmemelidir. Kamu düzenine ve bir başka insana zarar vermediği sürece inançlar ve insanlar özgür olmalıdır.
 
SURİYE’DEKİ ÖZGÜRLÜK HİÇBİR YERDE YOK!
 
Sizin söylediklerinizle uygulananlar çok farklı. Örneğin son aylarda özellikle Suriye meselesinden dolayı Alevilere ve Şiilere yönelik dozu giderek artan bir kin ve nefret söylemi geliştirildi. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Ortadoğu ülkelerini yakından biliyorum. Suriye’yi de biliyorum. İran’ı da, Arabistan’ı da biliyorum. Hacca gitmiştim. Gezdiğim Ortadoğu ülkeleri içerisinde buna Türkiye, İran ve Irak da dâhil, Suriye’deki özgürlükler hiçbir İslam ülkesinde yok. Suriye’de hiç okullarda başörtüsü sıkıntısı yaşandığını gördünüz mü? Çarşaflı, peçeli bayanlar da gidiyor üniversiteye, mini etekliler de gidiyor. Onların arasında da çekişme yok. Devletle onların arasında da bir çatışma, bir çekişme yok. Suriye’de 30 kişilik kabinenin Başbakanı da dâhil, bileşiminin inançsal dağılımında 24’ü Sünni, üçü Alevi, üçü de gayri Müslim’dir. Bu demektir ki bütün dinler ve mezhepler kabine de temsil ediliyor. Peki Türkiye’de kabine de kaç Alevi var? İktidar partisi içinde kaç Alevi var? 300 küsur milletvekili arasında bir Alevi var. Ya da Cumhuriyet Halk Partisi’nde Aleviler hak ettikleri sayılarda temsil ediliyorlar mı? Aleviler CHP’de bile hak ettikleri sayıda temsil edilmiyorlar. Üstelik tabanının büyük bölümü Alevilerden oluşmasına rağmen.
 
‘ALEVİLER TABUTA, YAHUDİLER BEYRUT’A
 
Bu kadar büyük bir ablukaya Suriye nasıl direniyor?
 
Halkın büyük çoğunluğu Esad’ı destekliyor, bu yüzden Esad kalıcı. Gayri-Müslim ve Aleviler biliyorlar ki, Esad düştüğü zaman Suriye’deki Alevileri köpeklere yem edecekler. Bunu oradaki muhalifler söylüyor. Sloganları “Aleviler tabuta Yahudiler Beyrut’a. Eğer Esad kaybederse, bütün Arap Devletleri İsrail’in kulu olacaktır. Orada, peygamberin torunu Hz. Zeynep’in mezarını yerle bir edecekler, arkasından mezhep savaşları başlayacak ve sonra bölgeye yayılacak. Sonra bizde de Hacı Bektaş Veli Türbesi, Mevlana Türbesi ve Eyüp Sultan yerle bir edilecek…
 
VEREN EL HÜKMEDER!
 
Bölgede Şiiler, emperyalizme karşı, Sünniler ise emperyalist politikaları destekleyen bir görüntü çiziyorlar. Ne dersiniz?
 
12 Eylül Amerika’nın BOP ve Ilımlı İslam projesini yaptırmak için hayata geçirildi. Uzun bir süredir, emperyalizmin hizmetinde olan teslimiyetçi bir İslam hedefleniyor. Anti-emperyalist olan bu din şimdi emperyalizme hizmet edecek. Ilımlı İslam projesi, bir teslim alma projesi olduğu için Kuzey Batı Afrika’dan buraya kadar gelen ve adına “Arap baharı” denen şeyin özü budur. İran Şiadır, Bahreyn, Irak Suriye’nin üçte biri Şia’dır. Emperyalistlerde bunu bildikleri için Şia’yı karşılarına, Sünniliği arkalarına alacak şekilde uzun vadeli bir savaş planlamaktadır. Sen ise, Arap dünyasında Osmanlı İmparatoru olma hayaline kapılmışsın. Mısır seni kabul eder mi? Suudi Kralı seni kabul eder mi? Sana dolar vermiştir. Veren el hükmeder, senin liderliğini kabul etmez. O, seni kullanıyor. Şu andaki gelişmeler Şia’yı yüceltiyor, klasik Sünni mezheplerini yutuyor. Durum bu…
 
EL-KAiDE’Yi ABD KURDU!
 
Sayın Özgündüz, Esad bir yıl önce kardeşti. Ne oldu da Esad kardeşliği birden bire Esad düşmanlığına dönüştü?
 
Siz bu ülkeye dediniz ki gel biz kardeş olalım. Böyle komşu dostlar başına. Suriye kendisine  Türkiye tarafından ne dendiyse tamam dedi. Amerika ikiz kuleleri vurdurdu. El Kaide’yi kurdu. Ortadoğu’ya girmek için hepsini planladı. Bunları söylediğimizde komplo teorisi denildi. Bunu başkaları da diyordu. Şimdi El Kaide’nin militanları NATO müttefiki Türkiye’deler. Amerikalıların ve Batı’nın verdiği silahlarla, Amerika’nın gösterdiği hedefe karşı savaşıyorlar. El Kaide’nin İslamcıları, dincileri, İslam topraklarını işgal eden Sünni Müslümanların başına her daim bugün de bomba yağdırıyorlar. İsrail’e karşı ise bir tek kurşun bile atmıyorlar. Bilakis İsrail’e karşı direnenleri vuruyorlar. Asıl finansörleri olan Suudi Arabistan’da Müslümanların hacca gidip orada bıraktıkları dövizlerle bölgede İsrail’e karşı direnen güçleri yok etmeleri karşılığında onlara para gönderiyor. Beşar Esad bunu kınadığı ve karşı çıktığı için bedel ödüyor. Yine Müslümanların paralarını Beşar’a bedel ödetmek için kullanıyorlar.
http://caferider.com.tr/ozgunduz-den-yurt-gazetesine-carpici-aciklamalar_h7199.html