01-08-2012 tarihinde eklendi
Yeni Osmanlıların Boyunduruğuna Girmek İstemiyoruz
Suriye DBP Eş Başkanı Rusya'nın sesine konuştu

 

 Türkiye, PKK’ya bağlı üslerin Suriye’nin sınır bölgelerinde kurulması halinde buna asla izin verilmeyeceğini söyledi. Ankara’nın bu uyarısına, PKK’nin Suriye’deki yapılanması olarak kabul ettiği Demokratik Birlik Partisi’nin bazı sınır yerleşim yerlerinde yönetimi ele geçirmesi neden oldu.Suriye’li Kürtler bu uyarıya nasıl tepki verdiler, Suriye’nin kuzeyindeki durum nedir?

Rusya’nın Sesi Radyosuna konuşan Suriye Demokratik Birlik Partisi Eş başkanı Salih Muslim  bakın neler söyledi?

Şam’dan sonra ülkenin ikinci önemli şehri Halep de dahil olmak üzere Suriye’nin kuzeyindeki durum hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bilindiği kadarı ile bu şehirde yaklaşık 500 bin Kürt yaşıyor. Kürtler buradaki çatışmalara katılıyorlar mı?

Halep’te genelde Kürtlerin yaşadığı bir kaç mahalle var. Ayrıca, doğal olarak Kürtler, şehrin diğer bölgelerinde de yaşıyorlar. Şu andaki çatışmalar genelde radikal İslamcıların konuşlandığı mahallelerde meydana geliyor. Bu bölgelerde de Kürtler yaşıyor ve bu insanlar çatışmaların olumsuz etkilerini yaşıyorlar. Bir süre önce üç Sivil Kürt, çıkan çatışmalar sırasında hayatını kaybetti. Genelde ise Halep’in Kürt mahalleleri ne hükümet yanlısı silahlı kuvvetlerin, ne de muhalefete ait silahlı güçlerin hedefi olmadı. Aynı şekilde Halep’te yaşayan Kürtlerin iyi organize olduklarını da söyleyebilirim, kendi savunma güçlerini oluşturdular ve bu güçler Kürt mahallelerinin savunmasını yapıyorlar.

Suriye’nin Kürtlerin çoğunlukta yaşadığı bölümlerinde neler oluyor? Buraları şimdi kimler kontrol ediyor?

Dünya basınında Batı Kürdistan’ın tamamen Kürt güçlerin kontrolüne geçtiğine dair haberler yer alıyor. Bu duruma açıklık getirmek istiyorum. Şu anda çatışmalar Kürt yerleşim yerlerinin sınırına kadar gelmiştir. Olayların bu şekilde gelişmesine karşı hazırlık yaptık. Kürt nüfusun korunması amacıyla kurulmuş sivil öz savunma güçlerimiz var, halk Kobani, Afrin, Derik ve bunlara komşu köy yerleşim yerlerinde kontrolü ele almıştır. Bugün bu şehirlerin yönetimi tamamen Kürtlerin elindedir. Kamışlı ve Sare Kaniye şehirlerinde hükümet güçleri bulunuyor, ancak bunlar yerel yönetime karışmıyorlar. Suriye’nin Kürt bölgelerinde durum genel olarak sakindir. Şu anda Batı Kürdistan’ın yönetimi ile ilgili tüm kararlar Suriye Kürtleri Yüksek Konseyi tarafından alınıyor. Bu konsey, Irak Kürdistan’ın başkenti Erbil’de Demokratik Birlik Partisi tarafından kurulmuş olan Batı Kürdistan Halk konseyi ve Suriye Kürtleri Ulusal Konseyi arasında imzalanan anlaşmaya göre kurulmuştur.

Suriye’nin Kürtlerin yaşadığı bölgelerde meydana gelen olaylar nedeniyle Türkiye, Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) güney sınırlarında konuşlanmasına müsaade edemeyeceğini ifade etti. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye tarafından askeri bir müdahale ihtimali var mı?

Hemen belirtmek isterim, Suriye’de PKK ve savaşçılarının hiç bir faaliyeti yoktur. Tüm bunlar Türkiye makamları tarafından uydurulmuştur. Ankara 30 yıldan fazladır PKK ile mücadele adı altında partimiz de dahil olmak üzere tüm Kürtlere karşı mücadele etmektedir. Üstelik Türkiye, bu ülkede yaşayan 25 milyon Kürdün haklarını kabul etmemesi yetmiyormuş gibi, bir de Suriye Kürtlerine tehditlerde bulunuyor. Bu tür açıklamalar Türk makamlarının yaşadığı Kürt korkusunun ne kadar derin olduğunu gösteriyor. Her şeyden önce Suriye’deki Kürtlerin birleşmesini istemiyorlar. Çünkü Ankara bütün Kürt politikasını, Kürt politik güçleri arasındaki görüş farklılıkları üzerine kuruyor.

Bunun yanı sıra Suriye’deki radikal muhalefetin, örneğin Özgür Suriye Ordusu’nun da Türkiye’de konuşlandığını belirtmemiz gerekir. Bu yapılanmaların yöneticileri şimdi İstanbul’da ve Antakya’da oturuyorlar ve Türkiye’den askeri de dâhil çeşitli yardımlar alıyorlar. Ancak söz Suriye Kürtlerine gelince Erdoğan, Kürt korkusunu dizginleyemiyor. Suriye isyanının başlamasından bu yana Türkiye Suriye’ye asker sokmak için bahane arıyor. Bunun nedeni Suriye’deki demokrasinin kaderi üzerine endişeler değil, Kürtlerin ulusal haklarına kavuşmalarına engel olmak isteğidir. Bence şimdiki Dünya kamuoyunun tavrı Türkiye’ye, Suriye topraklarına askeri müdahale yapma imkânı vermiyor. Ancak yine de bu olası istilaya karşı tüm gücümüzle karşı koyacağız. Böyle bir müdahale Türkiye için içinden çıkması çok zor olacak bir bataklık haline gelecektir. Suriye’nin ne Arap, ne de Kürt halkları ‘Yeni Osmanlıların’ boyunduruğuna bir kere daha düşmeyi istemiyorlar.

Basın yayın organlarında Özgür Suriye Ordusu’nun Türkiye’den alacağı yardım karşılığında PKK’ye karşı savaşmaya hazır olduğuna dair haberler çıktı. Siz bu haberleri teyit edebilir misiniz? Bu yapılanma ile karşılıklı ilişkileriniz nasıldır?

Bu haberler gerçeği yansıtmıyor. Özgür Suriye Ordusu’nun sivil temsilcileri Kürt öz savunma güçleri ile bağlantı halindedirler. Ancak Özgür Suriye Ordusu değişik unsurlardan oluşuyor. Suriye’de bulunan bazıları bizlerle iyi ilişkiler içindedir. İstanbul ya da Antakya’da oturanlar ise Kürt karşıtı açıklamalar yapıyorlar ve bana sorarsanız ne Özgür Suriye Ordusu’nu, ne de Suriye devrimini temsil ediyorlar.

Hangi şartlarda Suriye muhalefeti ile birlik yapabilirsiniz?

Biz Suriye muhalefetinin bir parçasıyız ve hiç bir zaman devrimden uzak kalmadık. Ancak Suriye muhalefeti içinde birlik yok. Muhalefette olanlarla ilişkilerimiz Kürt Sorunu’nun çözümüne olan yaklaşımlarına bağlıdır. Sıkı ilişkiler içinde olduğumuz bir iç muhalefet var. Aynı şekilde Suriye Ulusal Konseyi gibi dış güçler tarafından kontrol edilen ve Kürtlerin haklarını kabul etmeyenler de var, bunlarla öyle bir bağlantımız yok.

Bizler, Suriye’de yaşayan tüm uluslar ve dini azınlıkların haklarının kabul edileceği demokratik bir Suriye için mücadele veriyoruz. Dünya kamuoyunun bu yönelişimize destek vermesini isteriz. Bu anlamda Rusya’ya yönelik büyük ümitlerimiz var. Dünya politikasında önde gelen oyunculardan biri olarak Rusya, bugün Suriye krizinin çözülmesinde önemli rol oynamaktadır.

Geçtiğimiz günlerde Moskova’ya yaptığım ziyaret sırasında Rus makamlarına Suriye Kürtlerinin yaklaşımlarını anlatmaya çalıştım. Rus devleti temsilcilerinin adil taleplerimize anlayışla yaklaştıklarını düşünüyorum. Ümit ediyorum ki, Rus tarafı ile bundan sonra yapacağımız görüşmelerde karşılıklı anlayışı pekiştireceğiz.

http://caferider.com.tr/-yeni-osmanlilarin-boyunduruguna-girmek-istemiyoruz-_h6835.html