Yazar Mehmet Yuva Yazdı..
Allahın seçkin topluluğuyuz dediler milyonlarca Amerikalı yerliyi katlettiler. Allahın yeryüzündeki temsilcileriyiz dediler Amerika kıtasını talan ettiler. Geniş topraklar üzerinde bedava çalışacak kölelere gereksinim var dediler Afrika kıtasından milyonlarca insanı sardin balıkları gibi istifliyerek Amerikaya taşıdılar. Zenci dediler negro dediler faşizmin ırkçılığın Allahsızlığın alasını icra ettiler. Allahın mesajlarını yaymaya geldik dediler Meksikadan milyonlarca kilometre karelik toprakları çaldılar. Kalifornyada altın bulduk dediler binlerce Avrupalı haydut ve aşkiyayı Pasifik okyanusuna yığdılar. Bu kadar talan bize yetmez dediler, biz Allahın risaletini, Anglo-Saxson “demokratik değerleri” bütün dünyaya yaymak istiyoruz dediler, Pasifik oksayusuna çullandılar. Haiti, Samoa yetmez dediler Filipinlere, Japonyaya, Çine göz diktiler. Bu esnada Küba adasında şeker kamışı, tütün, kumar ve turizmin rantını kokladılar. Buraları talan edebilmek için gerekçe ürettiler. Ayrıca, bu stratejik adaları kontrol edebilmek için sömürgeci İspanya Krallığını yıkmak gerekiyor dediler.
İngiltere sömürgeciliğine karşı isyan ederek ABD’yi kuran “devrimci ve anti emperyalist” yeni sırtlanlar Filipin ve Kübada İspanya’ya karşı ayaklanan devrimci halkı ihmal edemeyiz dediler. “Yaşasın Küba, Yaşasın Filipinler, kahrolsun İspanya zulmü” dediler. İhtiyaç duyulduğunda Allahı, gerektiğinde insanı kullanan bu haramiler, İspanya’ya şavaş ilan edebilmek için Havai limanında “dost” ziyaretinde bulunan Main adlı ABD savaş gemisini mürettabatı ile havaya uçurdular. Soruşturmaya hacet yok bu “elim” hadiseden İspanya sorumludur dediler İspanya’ya savaş açtılar.
Küba ve Filipinleri işgal ettiler. Atlantik okyanusundan Pasifik okyanusuna kısa bir yola ihtiyacımız var, Latin ve Güney Amerikayı daha iyi kontrol etmemiz gerekiyor dediler. Bu talan için Columbiya devletine bağlı Panama vilayetini uygun buldular. Uyuşturucu ve silah ticareti için, United Fruit Company (Meyve Birliği Şirketi) için muz cumhuriyetleri kurulmalıdır dediler. Çareyi etnik bölücülükte keşf ettiler. “Yaşasın halkların kaderlerini bağımsız tayin hakkı” dediler. Panama’da konuşulan İspanyolca Columbiya’da konuşulan İspanyolcadan ayrıdır dediler Panama eyaletini anavatan Columbiya’dan bir gece kararı ile bağımsız ilan ettiler. Columbiya’nın Panama vilayetini bir günde işgal ettiler. New Yorkta okuyan Columbiyalı öğrencileri bağımsız Panama devletinin başına yeni “demokratik” güçler olarak atadılar. “Demokratik” Panama cumhuriyeti ile hemen bir askeri antlaşma gerek dediler, Panama kanalını inşa ettiler, buraya Amerika kıtasının en önemli ABD askeri üssünü tesis ettiler.
Bugün, Panamanın ABD generali Westpoint askeri akademisinden mezun edilmiş Noriga’yı hatırlayan varmı? Eski CIA başkanı baba Bush’un kadim dostu ve kakoin ticaretinde iş ortağı. Colombiya kakoini general Noriga’nın mafya askerleri tarafından Columbiya hududundan teslim alınır, önce Panama’daki ABD askeri üssüne getirilir buradan askeri uçaklarla ABD’ye taşınırdı. “Muhafazakar ve dinci” Bush oglu Bushlar zehir ticaretinden milyarlarca dolar talan ettiler. Noriga ile ticari anlaşmazlıklar oluştu. Baba Bush tehditler savurdu. Noriga geri adım atmadı
Bush’un kakoin ticaretini ifşa edeceğini açıkladı. Gizli belge kalmayacak dedi. Panama kanalının millileştirilmesinden bahsetti. Küba’ya yakınlaştı. Bush’un özel kararnamesi ile Panama ABD özel birlikleri tarafından işgal edildi. Binlerce panamalı katledildi. Noriga zincirlere vuruldu, ABD’ye gönderildi. Ve dikkat. Yabancı bir devletin ABD vatandaşı olmayan başkanını ABD’nin özel yetkili mahkemelerinde yargıladılar. ABD’nin kadim memuru Noriga’yı dünyadaki pisliğin sorumlusu olarak lanse etti. “Özgür” basın Noriga’yı çarmıha gerdi. Dünya artık rahat nefes alabilirdi. Çünkü ABD dünyayı bir diktatörden daha kurtarmıştı. Bugün Noriga’yı hatırlayan varmı? Nerede olduğunu bilen varmı? Biz tekrar karanlık tarihe dönelim.
Vietnam İkinci Cihan Harbi öncesi ve sonrasında önce Japon, daha sonra Fransa işgaline karşı muazzam bir vatan savunması yaptı ve Kuzey Vietnam bağımsız bir devlet olarak doğdu. Fransa ile yapılan antlaşmaya binaen Güney Vietnamda bir referendum yapılacak ve bunun neticesinde ya bağımsız bir Güney Vietnam devleti kurulacak veya iki parçalı Vietnam lağve edilip bağımsız tek Vietnam devleti ikame edilecekti. Fransa ve ABD Güney Vietnam sakinlerinin devrimci Kuzey Vietnam ile birleşmek istediğini anlaması üzerine referendumu rafa kaldırır. Bu aşamadan sonra Güney Vietnam, Viet-Kong örgütü liderliğinde Fransa işgaline karşı silahlı mücadele başlatır.
Fransa bunun altından kalkamayacağını anlayınca işgali ABD’ye terk eder. ABD aşamalı olarak Güney Vietnama yerleşir. Ancak, Kuzey Vietnamın desteği ve Güney Vietnam halkının kararlığı ABD’nin askeri varlığını tehdit etmeye başlar. ABD Vietnamı kaybetmeye razı değildir. İkinci Cihan Harbinden hemen sonra peşisıra gelen halk devrimleri ABD emperyalizmini korkutur. Daha önce Çin, Kamboçya, Laos ve Kuzey Kore’yi kaybeden ABD, domino teorisine binaen bütün Uzak Doğu Asyayı kaybetme tehlikesinin idrakindedir. Ne pahasına olursa olsun Vietnam ABD’nin olmalıydı. Ancak Ho Şi Min önderliğindeki Kuzey Vietnam halledilmeden Güney Vietnam’da tutunamayacağını bilen ABD Kuzey Vietnama savaş ilan etmeliydi.
Bunun için bayat gerekçe devreye sokuldu. 2 Ağustos 1964’te ABD’nin Maddox savaş gemisi casusluk ve provakosyon faaliyetleri için Kuzey Vietnama ait Tonkin körfezine girer. Kuzey Vietnam torpido güdümlü savaş gemileri müdahale eder. Bu provakosyon 4 Ağustosta tekrar eder. ABD başkanı Johnson Kongreden “komünist” tehditin berteraf edilmesi ve “komünist” bölge devletlerin “başka ülkelerin iç işlerine burunlarını sokmayı engellemek için !!” savaş ilan etmek hakkı dahil geniş yetkiler ister ve alır. Kuzey Vietnama savaş ilan edilir. Milyonlarca Vietnamlı katledilir. Sivillire karşı Katliamlar (en marufu Mai Lai katliamıdır), kullanılması yasak silahlar, işkenceler, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı yıllarca sürer. Direnen Vietnam kazanır, bölünen Vietnam birleşir ve ABD Vietnamdan kaçarak çıkar.
1898’den beri Küba’yı fuhuş ve kumar merkezi yapan, şeker kamışı ve tütünü yağma eden ABD katil ve diktatör Batista’ya iktidara taşır. Küba 1959’un ilk gününde ABD ve onun işbirlikçisi Samoza’ya karşı zafer kazanır. “Dikatatör!!” Castro ve Çe Guvara iktidarını yıkmak için Küba’nın domuzlar körfezine ABD’de eğittiği çapulcuları çıkatmaya çalışır. Küba mukavemet eder ve kazanır. Yalanlar, süikast girişimleri, mafyavari teşebbüsler, ekonomik amborgo, deniz ablukası, hayvanların ve tarımın zehirlenmesi için her türlü biyolojik silah kullanan ABD, direnen Küba önünde diz çökmek zorunda kalır.
Demokratik seçimleri kazanıp Şili’de iktidar olan Allende’ye karşı her türlü hinlik, bilgi kirliliği, suikast girişimlerini mubah gören ABD, en nihayet desteklediği generalleri (general Pinoşet) devreye sokarak Allende’ye karşı darbe yapar. Başkanlık sarayı direnir. Saray savaş uçaklarıyla bombalanır. Allende elinde silah direnirken öldürülür.
ABD tarihi karanlık eylemler ve politikalar tarihidir. İşgal, ölüm mangaları, mafyavari suikastlar, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı, kendi gemilerini batırma, uçaklarını düşürme, ikiz kulelere saldırı, tehdit, şantaj ve askerlerini dahi öldürme çirkefliğinden bile çekinmeyen ABD’nin bu tür eylemlerine onlarca örnek vermek mümkün. Kabil, Beyrut, Trablus, Bağdat ve en nihayet Şam’da terör estiren “Müslüman” demokratlar” ve efendileri “Allahın seçkin ülkesi” ABD’nin en “demokrat” başkanı Wilson ne demişti: “ Dünyanın bütün pazarları ABD’ye hizmet etmeli, açık olmalıdır. Dünya pazarları, ABD’nin bankaları, sanayisi ve kütürüne tabi olmalıdır”. Bir başka ABD başkanı Theodor Roosevelt daha net konuşmuştu: “ Her on senede bir savaş olmalıdır. Ben her türlü savaşı selamlarım. Çünkü savaş ABD’nin sağlık sigortasıdır.” demişti.
Libya, Tunus, Mısır ve Suriye için devrim talep eden “ABD’nin Kanlı Arap Sonbaharının” Türkiye sözcülerine takdim edilir. Bu ülkeler için demokrasi, hak, hukuk isteyenlerin Suudi krallığı, Katar, Bahreyn ve ABD için neden aynı hassayeti gösterip mertçe eleştiremediklerinin gerekçesi budur.
Doğru mevzilenmeyenler ve “düşmanı” tespit edemeyenler maalesef sadece emperyalizmin papağanları olurlar. Bu balık hafızalara tekrar hatırlatalım. Emperyalistlerin dostu yoktur, kullanılacak ve zamanı geldiğinde ayak bağı olmamak için kafese konulacak memurlara ihtiyaçları vardır. “Düşmanıma karşı bir müddet zalimle işbirliği yapar kullanırım” diyenlere Şahlar, Menderesler, Mübarekler kafi örnekler teşkil etmiyormu? Doğru mevzilenmek, gerçek yurtseverleri ve devrimcileri paranın satın alabileceği güç kadar moda “demokrat” olanlardan ayırt eden en bariz unsurdur.
Muhatap kaldığım en önemli sorudur: Peki bu ABD’de hiç iyi bir şey yokmudur? Şüphesiz ki var. En güzel çiçekler bataklıkta açar. Ama alımlı ve narin çiçeklerin varlığı bataklık gerçeğini örtmez. ABD tarihi karanlık ve zalim bir bataklıktır.(HC)