Kerkük'ün güneyinde 20 bin nüfuslu bir kasaba. Haziran başından Eylüle kadar yani üç ay IŞİD tarafından kuşatılmış idi. Birleşmiş Milletler kasabanın katliam tehlikesi altında olduğunu duyurmuştu. Kuşatmanın yol açtığı açlık, susuzluk ve hastalıkdan ölen çocuklar. Kasaba'nın etrafındaki köylere giren katil sürüsü genc kızlar dışında herkesi öldürüyor. Çoğunuz TV haberlerinde, haber sitelerinde ya da gazetelerde gördünüz. Tabi göreceksiniz, hepiniz dünyada olup biteni takip eden duyarlı insanlarsınız... Bazılarınız 'İçkime, kürtaj yapıp yapmayacağıma, kiminle nasıl yaşayacağıma kimse karışamaz' deyip muktedire meydan okudunuz. Bazılarınız Gazze'de Müslümanları katleden İsraile sosyal paylaşım sitelerinde, TV kanallarında ve meydanlarda dünyayı dar ettiniz. Bazılarınız o kadar insan ki, diline dinine ve ırkına bakmadan, IŞİD'in saldırdığı Ezidilere sahip çıktınız. Bazılarınız bugün kuşatma altındaki Aynelarab (Kobani) için sokaklara döküldünüz. Sosyal paylaşım sitelerinden insanlık adına Aynelarab için destek istediniz. Dünya basını dakika dakika olup biteni anında internet sitelerinden duyuruyor. Ki olması gereken de bu. Dönelim 20 bin nüfuslu kasabaya. Gördünüz demiştim. Yanlış kelimeyi seçmişim. Sadece haberiniz oldu, ama ne gördünüz, ne duydunuz ne de umursadınız... Nedeni ise, Kasabanın adı: AMERLİ. Nüfusu: Şİİ/ALEVİ TÜRKMEN... Hani şu: 'Ehli-Sünnet kardeşimiz değil, canımızdır.' diyen Şiiler... Hani şu: 'Kürtlerle savaşmak haramdır' diyen Şiiler...
Hani şu: 'İnsanlar ya dinde kardeşimizdir ya da yaratılışta eşimizdir' diyen Şiiler...
Neyse aslında demek istediğim o kadar duyarlı ve vicdanlısınız ki gözlerim yaşarıyor ve sizleri gördükçe kendi insanlığımdan utanıyorum...
Selahattin Demirtaş sormuş; |
