Hz. İmam Mehdi (a.f) hakkında tefsir edilen ayetler:
Kuran da bulunan bazı ayetler, Ehlisünnet ve Şia tarafından, O Hazretin hükümetinin zuhuruna tefsir edilmiştir ve biz sadece bir kaçına deyinmekle yetineceğiz:
1- “O, Elçisini hidayetle ve hak dinle gönderdi ki (Allah'a) ortak koşanlar hoşlanmasa da onu, bütün din(ler)in üstüne çıkarsın.”[10]
Ehlisünnet âlimlerinden olan Muhammed Genci der ki; “Mehdi’nin kalmasına gelince, bu konu Kitap ve sünnette geçmiştir. Kitapta şöyle geçmiştir: Said b. Cübeyr mezkûr ayetin tefsirinde şöyle demiştir: O, Fatıma’nın (s.a) soyundan olan Mehdi’dir.”[11]
Kurtubu ise kendi tefsirinde şöyle yazmaktadır: “Rivayetlerde geçtiği üzere yeryüzünün tamamına hükmeden sultanların sayısı dörttür; ikisi mümin ve ikisi de kâfirdir. Mümin olanlar Süleyman b. Davut ve İskender’dir. Kâfir olanlar ise Nemrut ve Buhtunnasr’dır. “Bütün din(ler)in üstüne çıkarsın” ayeti gereği bu ümmetten dünyaya beşinci bir sultan daha gelecektir ve O, Mehdi’dir”.[12]
Şia âlimleri de, Kâfi ve Kemal’ud Din ve Temam’un Nimet ve diğer birçok kitaplarında bunlara yakın tefsirlerde bulunmuşlardır.[13]
-2“Onlar ki gayba inanıp namazlarını kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızktan harcarlar.”[14]
Ehlisünnetin büyük âlimlerinden olan Fahr-i Razî şöyle diyor: Bazı Şialar gayptan maksadın Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de ve rivayetlerde vaat ettiği beklenilen Mehdi olduğunu söylemişlerdir. Kuran’ı Kerim’de bu konuda şöyle geçmiştir: “Allah sizden, inanıp iyi işler yapanlara vaat etmiştir: Onlardan öncekileri nasıl hükümran kıldıysa, onları da yeryüzünde hükümran kılacak.” Hadislerde ise, Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Dünyanın ömründen bir günden fazla bir zaman kalmasa bile Allah o günü Ehli Beytimden benim ismimde olan ve benim künyemi taşıyan, zulüm ve haksızlıkla dolan yeryüzünü adalet ve eşitlikle dolduracak olan bir kişiyi gönderinceye kadar uzatır.” Daha sonra şöyle bir eleştiride bulunmuştur: Mutlak bir şeyi delilsiz tahsis etmek batıldır.[15]
Fahr-i Razî,- Kuran’ın delili ve Allah Resulü’(s.a.a) in vaat edilen Mehdi hakkındaki buyruğu karşısında teslim olmuş, gaybın, Onu kapsadığını itiraf etmiştir- ancak Şia’nın, gaybı sadece Hz. Mehdi’ye has bildiğini sanarak yanılmış ve Şia’nın, gaybın mısdaklarından sadece birini Mehdi(a.f) bildiğinden gaflet etmiştir.
3- O, kıyametin kopacağını gösterir bir ilimdir. O saatin geleceğinden hiç şüphe etmeyin, bana uyun, doğru yol budur.[16]
Ehlisünnet âlimlerinden İbni Hacer der ki: “Mekatil b. Süleyman ve onu takip eden müfessirler bu ayetin Mehdi(a.f) hakkında nazil olduğunu söylemişlerdir.[17]
4- “Allah sizden, inanıp iyi işler yapanlara vaat etmiştir: Onlardan öncekileri nasıl halife (hükümran) kıldıysa, onları da yeryüzünde hükümran kılacak ve kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine sağlamlaştıracak ve korkularının ardından kendilerini (tam) bir güvene erdirecektir. Bana kulluk edecekler ve bana hiçbir şeyi ortak koşmayacaklar. Ama kim(ler) bundan sonra da nankörlük ederse işte onlar, yoldan çıkanlardır.”[18]
El-Gaybet kitabında, Tefsiri Kummi, Tefsiri Tibyan, Mecme-ül Beyan ve birçok eserde bu ayet Hz. Mehdi(a.f) ye ve O hazretin hükümetine tefsir edilmiştir.[19]
5- “Dilesek onların üzerine gökten bir ayet indiririz de boyunları ona eğilir (inanırlar).”[20] Ehlisünnet kitaplarından Yenebi-ul Mevedde ve Tefsiri Nesefi de şöyle geçer: Mezkûr ayette geçen “ayeten” kelimesi, Hz. Mehdi (a.f) zuhur ettiği zaman yeryüzündeki bütün herkesin duyacağı, gökyüzünden gelen nida olarak tefsir edilmiştir. Ve o nida şudur: “Haberiniz olsun! Allah’ın hücceti Beytullah’ın yanı başında zuhur etmiştir. Öyleyse ona uyunuz. Gerçekten hak onunla birlikte ve ondadır.”[21]
6- “Biz de o yerde ezilmekte olanlara lütufta bulunmak, onları öncül rehberler yapmak ve onları varisler kılmak istiyoruz.”[22]
Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s): “Dünya bizden yüz çevirdikten sonra, uyumsuz dişi devenin yavrusuna şefkat beslemesi gibi bize yönelecektir.” buyurduktan sonra bu ayeti okumuştur.[23]
7- Bakara suresinde şöyle buyurmaktadır: “Allah’ın mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyleleri oralara (eğer girerlerse) ancak korka korka girebilmelidirler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır.”[24] Cami’ul Beyan tefsirinde, Asbat Suddi’den şöyle nakleder: “lehum fid dunya hizyun” cümlesindeki “hizy”(dünyada rezillik) Hz. Mehdi(a.f) kıyam ettiğinde Kostantinye(İstanbul)fethedilecek ve onları(hızy) öldürecektir.[25] Dürrul Mensur[26] ve Kurtubi[27] tefsirinde yine Kutade, Suddi’den nakleder ki: Hızy yani dünyada onlar için olan rezillik, Mehdi’ (a.f)in kıyamı ile ve Kostantiyne(İstanbul),Rum, Umuriye ve diğer şehirlerin fethi ile gerçekleşecektir.
8- “Andolsun Tevrat’tan sonra Zebur’da da: "Yeryüzüne mutlaka iyi kullarım vâris olacak (bu yer onların eline geçecek)" diye yazmıştık.”[28]
Bu Ayet de Ehlisünnet ve Şia[29] kitaplarında O hazret ve ashabına tefsir edilmiştir. Yeryüzünde salih kulların hüküm süreceklerini bildiren bu ayetin anlamı Davud’un Zebur’unda vardır:
Davud’un Zebur’u, otuz yedinci Mezmur 29. ayet: “Kötülerinse kökü kazınacak. Salihler yeryüzünü miras alacak, Orada sonsuza dek yaşayacaklar. Salih’in, ağzı hikmeti beyan eder. Dili insafı zikreder. Rabbinin Şeriati Onun gönlündedir, dolaysıyla ayakları kaymaz.”
Mezamir kitabı yetmiş ikinci mezmur birinci ayet: “Ey Tanrı, adaletini krala, doğruluğunu kralın oğluna armağan et. Senin halkını doğrulukla, mazlum kullarını adilce yargılasın! Dağlar, tepeler, halka adilce güvenç getirsin! Mazlumlara hakkını versin, yoksulların çocuklarını kurtarsın, zalimleriyse ezsin! Güneş ve ay durdukça, senden korkacaklar. Yeni biçilmiş çayıra düşen yağmur gibi, toprağı sulayan bereketli yağmurlar gibi olsun! Onun günlerinde doğruluk serpilip gelişsin, ay ışıdığı sürece esenlik artsın! Egemenlik sürsün denizden denize, Fırat'tan yeryüzünün ucuna dek! Çöl kabileleri diz çöksün önünde, düşmanları toz yalasın”
Hazreti Mehdi’nin(a.f) özellikleri
Ehlisünnet ve Şia âlimlerinden -Ebul Huseyn Ehri, İbni Ebil Hadid, Zeyni Dehlan- gibi birçokları, Hz. Mehdi hakkındaki rivayetlerin tevatür haddine ulaştığını itiraf etmişlerdir. Tüm bu hadisler, bu kitaba sığdırılamayacak kadar çoktur ve biz o hadislerden, O hazret ve özelliklerine dair olanlarından bir kısmına işaret edeceğiz.
İsa b. Meryem’in Hazreti Mehdi’ye(a.f) tabii olması:
Cemaat namazında en üstün olan öne geçer; nitekim Ehlisünnet ve Şia rivayetlerinde şöyle geçmektedir: “Kavmin imamı Allah’u Teala’nın huzuruna herkesten önde çıkan kimsedir; o halde en üstün olanınızı öne geçirin.”[30] O Hazret (a.f) zuhur edince ve Onun hak hükümeti kurulunca Meryem oğlu İsa gökten yere inecek, Ehlisünnet ve Şia rivayetlerine göre, namazda Hz. Mehdi’nin arkasına geçerek ona tabii olacaktır(uyacaktır).[31]
Evet, O, Kelimetullah, Ruhullah, Allah’ın izni ile ölüyü dirilten ve Allah’ın şeriat sahibi elçisinden üstündür, Allah katında saygın, celal ve ikram sahibi ve Allah’a yakınlığı daha fazladır; ruhun Allah’a yükseldiği an olan namazda, İsa b. Meryem onu kendisine imam edecek ve Allah’u Teala ile onun diliyle konuşacaktır.
Musa b. İmran’ın Hazreti Mehdi’ye nispet arzusu:
İkdu’d-Durer’in birinci babında, Salim Eşel’den şöyle rivayet edilmektedir: “Ebu Cafer Muhammed b. Ali el-Bakır’dan (a.s) şöyle buyurduğunu duydum: Musa (a.s) ilk bakışta Al-i Muhammed’in Kaimi’ne verilecek olan şeye bakıp, “Allah’ım! Beni Al-i Muhammed’in Kaimi kıl” dedi. Bunun üzerine ona, “O, Ahmed’in soyundandır” denildi. Musa ikinci bakışta da aynı şeyi görüp aynı istekte bulundu ve aynı cevabı aldı. Sonra üçüncü bakışta da aynı şeyi görüp aynı istekte bulundu ve aynı cevabı duydu.”[32]
Musa b. İmran, Allah’ın, şeriat sahibi peygamberi ve kelimullah olduğu halde: “Ve Allah Musa’ya da konuşmuştu.”[33] Ve Allah Teala onu dokuz mucize ile peygamberliğe gönderdiği: “And olsun biz Musa’ya açık açık dokuz mucize vermiştik.”[34] ve Allah katında mukarrep kılındığı halde: “Ona Tur’un sağ tarafından seslendik ve onu, özel konuşmak için (kendimize) yaklaştırdık”[35] Hz. Mehdi’de (a.f) hangi makam ve mevkii gördü ki onu arzulayarak üç defa istedi.
Hz. Musa’nın (a.s) Mehdi’nin (a.f) makamını arzulaması hadis ve rivayete ihtiyacı olmayan bir gerçektir; çünkü onun sadece Hz. İsa (a.s) gibi şeriat sahibi bir peygambere imamlık yapacak olması bu makamı arzulamak için yeter. Ayrıca, âlem ve Âdem’in yaratılması ve Âdem’den Hatem’e kadar bütün peygamberlerin gönderilmesinin semeresi dört maddede özetlenmektedir:
a) Allah’a ibadet ve marifet nurunun tüm âlemi aydınlatması ki; “Ve yeryüzü, Rabbinin nuru ile parlamıştır”[36] ayetinin tecellisidir.
b) Yeryüzünü ilim ve iman hayatı ile diriltmek ve bu da “Biliniz ki Allah yeryüzünü ölümünden sonra diriltir”[37] ayetinin tecellisidir.
c) Hakkın hâkim olması ve batılın yok olması; bu da “De ki: Hak geldi, batıl gitti; zaten batıl yok olmağa mahkûmdur”[38] ayetinin tecellisidir.
d) Bütün peygamberlerin gönderilmesinin ve bütün kitapların indirilmesinin asıl nedeni olan bütün insanların adaleti uygulamaları: “And olsun biz elçilerimizi açık kanıtlarla gönderdik ve onlarla beraber Kitabı ve (adalet) ölçü(sün)ü indirdik ki insanlar adaleti yerine getirsinler.”[39]
Bunların tümü, Âl-i Muhammed’in Kâimi olan Hz. Mehdi’nin (a.f) eli ile gerçekleşecektir: “Allah onun vesilesi ile yeryüzünü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi adalet ve eşitlikle dolduracaktır.”[40] Bu, Âdem’den Hz. İsa’ya kadar bütün peygamberlerin arzuladığı bir makamdır.
Hazreti Mehdi(a.f) Allah’ın Halifesidir
Ehlisünnet ve Şia kaynaklarında Hz. Mehdi’nin (a.f) unvanları “Halifetullah”tır: “Mehdi başı üzerinde bir bulut parçası olduğu halde zuhur edecek ve onda bir münadi şöyle nida edecektir: Bu halifetullah (Allah’ın halifesi) Mehdi’dir; o halde ona uyun.”[41] “Allah” ismi tüm sıfatları kendisinde toplayan tek zati isimdir ve “halife” kelimesinin “Allah” ismine eklenmiş olmasının gerektirdiği üzere, Hz. Mehdi’nin (a.f) varlığı bütün Esma-ul Hüsna’nın (Allah’ın güzel isimlerinin) nişanesidir.
O Hazretin (a.f) Ashabının Makamı
Hz. Mehdi’nin (a.f) yüce makamı, ashabının makamının yüceliğinden anlaşılmaktadır. Onun bir örneği Ehlibeyt rivayetlerinde şöyledir: “Onların sayısı Bedir ashabı sayısıncadır.[42] Onların elinde, her birinin üzerine bin kelimeyi açan kelimelerin yazıldığı kılıçlar vardır.[43]”
Ehlisünnet rivayetleri arasında Hakim Nişaburî’nin “Müstedrek”te ve Zehebî’nin “Talhis"te naklettikleri, Buharî ve Müslim’in şartı ile sahih olan rivayetler vardır. Onun bir bölümü şöyledir: “Ne birinden yardım almak için korkarlar ve ne de bir kimsenin onların arasına katılmasına sevinirler. Onların sayısı Bedir ashabı kadardır. Ne gelip geçenler onlardan öne geçmişlerdir ve ne de sonra gelecek olanlar onlara ulaşacaklardır. Talut ile birlikte nehirden geçen ashabının sayısı kadardırlar.”[44]
Acaba O Hazrete tabi olup da Onun yanında olanlar özel sabıkın makamında oluyorlar ise (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir.[45] ve sonrakiler Onların tozuna yetişemiyor ise peki öyleyse Onların efendisinin makamı ki; Allah’ın kapısı, Allah’ın dininin dindarı, Allah’ın halifesi, Allah hakkının yardımcısı, Allah’ın hücceti ve Allah’ın iradesinin delilidir ne olabilir?!
Hazreti Mehdi (a.f) Resulullah’ın (s.a.a) Mazharıdır
Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.a) nasıl son peygamber ise ve onunla nasıl peygamberlik son bulduysa, Hazreti Mehdi accel Allah Teala ferecehu şerif de vasilerin sonuncusudur ve Onunla vasilik ve imamet son bulur.
Dinin başlangıcı nasıl Hz. Muhammed (s.a.a) ile ise dinin hatmi ve sonu vaat edilmiş olan Mehdi(a.f) ile gerçekleşecektir.
Ehlisünnet ve Şia kaynaklarında buna dikkat çekilerek Allah Resulü’nden (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: “Mehdi bizdendir; din bizim vesilemiz ile başladığı gibi bizim vesilemiz ile de son bulacaktır.”[46] Bundan dolayı Peygamber efendimizin ismi, cismi ve ruhi özelliklerinin tamamı O hazrette zuhur etmiştir.
Dinin, künye,( Ebul Kasım) isim,( Muhammed) suret, siret ve ahlak bakımından iki şahıs vesilesi ile açılması ve son bulması, görüş sahipleri için idrak ve beyanın ötesinde olan bir makam ve mevkii anlatmaktadır.
Bu konuyla ilgili olan bazı rivayetlere bu kitapçıkta yer vermeye çalışacağız.
a) Allah Resulü’nden (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: “Ümmetimden adı benim adım, ahlakı benim ahlakım ile aynı olan bir kişi gelecek, yeryüzünü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi adalet ve eşitlikle dolduracaktır.”[47]
b) İmam Cafer Sadık’(a.s)dan, babaları kanalıyla Allah Resulü’nden (s.a.a) rivayet edilen sahih bir hadiste şöyle geçmektedir: “Mehdi benim evlatlarımdandır; ismi benim ismim, künyesi benim künyemdir. Yaratılışı ve ahlakı açısından insanlar arasında bana en çok benzeyendir. Onun gaybeti ve bir de insanların dinlerinden sapmaları ile sonuçlanan şaşılacak bir durumu olacaktır; o zamanda insanlar, karşısındakini delen göktaşı gibi ona yöneleceklerdir. Sonra yeryüzünü, zulüm ve sitemle dolduğu gibi adalet ve eşitlikle dolduracaktır.”[48]
c) Altıncı İmam Cafer Sadık (a.s), değerli dedeleri aracılığı ile Peygamber Efendimizden (s.a.a) şöyle nakletmiştir: “Benim evlatlarımdan olan Kâimi inkar eden kimse beni inkar etmiş olur.”[49]
d) Şeyh Saduk (Allah makamını yüceltsin) iki vasıta ile ileri gelen sıkalardan olan Ahmet b. İshak b. Sa’d el-Aş’arî’den şöyle nakletmektedir: “Hasan b. Ali el-Askeri(a.s)’ın huzuruna girdim ve kendisinden sonra yerine kimin geçeceğini sormak istedim.
İmam (a.s) söze başlayarak şöyle buyurdu: “Ey Ahmet b. İshak! Allah’u Teala Âdem’i yarattığı andan itibaren yeryüzünü kendi hüccetinden boş bırakmadı ve kıyamete kadar da boş bırakmayacaktır. Onun vesilesi ile yer ehlinden belayı def eder, onun vasıtası ile yağmur yağdırır ve onun vesilesi ile yerin bereketlerini dışarı çıkarır.”
Daha sonra şöyle dedim: Ey Allah Resulü (s.a.a)in oğlu! Senden sonra imam ve halife kimdir?
Bunun üzerine İmam (a.s) yerinden kalkarak acele ile içeri girip omuzlarında yüzü dolun ay gibi parlayan üç yaşında bir çocuk olduğu halde dışarı çıkarak şöyle buyurdu: “Ey Ahmet b. İshak! Eğer Allah’u Teala ve Onun hüccetlerinin yanındaki saygınlığın olmasaydı, oğlumu sana göstermezdim. Bu oğlum, Allah Resulü (s.a.a) ile aynı adı ve aynı künyeyi taşıyor. Yeryüzünü, zulüm ve sitemle dolduktan sonra adalet ve eşitlikle dolduracaktır. Ey Ahmed b. İshak! Bu ümmet arasında onun misali Hızır ve Zulkarneyn gibidir. Allah’a andolsun ki o öyle bir gaybete çekilecektir ki, Allah’ın kendisini bu oğlumun imamet inancında sabit kıldığı ve onun zuhurunun yakın olması için dua etmeye muvaffak ettiği kişinden başka hiç kimse helak olmaktan kurtulamayacaktır.”
Daha sonra Ahmet b. İshak diyor ki: Ben, “Ey mevlam! Kalbimin mutmain olması için onun bir alameti var mıdır?” diye sordum.
Bunun üzerine o çocuk, fasih bir Arapça ile şöyle buyurdu: “Ben Allah’ın yeryüzündeki bâkisi ve düşmanlarından intikam alacak olan kişiyim. Ey Ahmed b. İshak! Gördükten sonra alamet isteme.”
Ahmed b. İshak daha sonra şöyle diyor: Ben sevinç ve mutluluk içerisinde dışarı çıktım. Ertesi gün İmam’ın yanına dönerek dedim ki: “Ey Resulullah’ın (s.a.a) oğlu! Bana bırakmış olduğunuz minnetten dolayı çok mutluyum. Bu çocuğun sahip olduğu, Hızır ve Zulkarneyn’in sünnetinin ne olduğunu söyler misiniz?”
İmam (a.s), “Gaybetinin uzun sürmesidir ey Ahmet!” buyurdu.
Ben, “Ey Allah Resulü’nün (s.a.a) oğlu! Bu çocuğun gaybeti uzun mu sürecek?” diye sordum.
İmam (a.s), “Rabbime and olsun evet” buyurdu, “Buna inananların çoğu bundan dönünceye ve Allah’ın kendisinden bizim velayet ve imametimiz için söz aldığı ve kalbine imanı yazdığı, kendinden bir ruh ile desteklediği dışında kimse kalmaz. Ey Ahmed b. İshak! Bu Allah’ın emrinden bir emir, O’nun sırrından bir sır, O’nun gaybından bir gayptır. O halde, sana verdiğim şeyi al ve sakla ve yarın İlliyyin makamında bizimle olacağın için şükredenlerden ol.”[50]
********************************
DİP NOTLAR
1-Nahl suresi 89. ayet
2- İbrahim suresi 1. ayet
1-Kâfi c. 2 s. 599
2- Müstedrek-ala Sahiheyn c.3, s. 109, Uyunu ahbar-u Rıza (a.s) c.1, s.68
1- el-Mu’cemu’l-Kebir c. 19, s.388, Müsned-i Şamiyin c.2, s. 437, Müsned-i İmam Ahmed b. Hanbel c. 4, s. 96 ve Diğer eserler.
2- Uyunu Ahbar-u Rıza(a.s) c.2, s.122 ve diğer kaynaklar.
3- Sahih Müslim c.12 s. 201, Sahih Buhari, ahkam kitabı bölümünün sonuna müraccat ediniz.c. 8 s.127, Müsned Ahmed c.1 s. 398 ve 406 ve c. 5 s. 86 ve 87 ve88ve… Sahih b. Habban c.15 s.14 ve 43, es-Sogat b. Habban c. 7 s.241 ve Ehlisünnetin diğer kaynakları. Keşfül Gıta c. 1 s. 7, Uyunu Ahbar Rıza(a.s) c. 1 s. 49 bab 6, Hisal s. 467 ve… Diğer şia kaynakları.
1- Şura suresi, 23. ayet
2- Yenebi ul Mevedde c. 3 s. 292
1- Tövbe Suresi 33.Ayet
2- el- Beyan fiy Ahbar’i Sahib’i Zaman(a.s) s. 528(Kifaye’tut Talip kitabında) ve diğer Ehlisünnet eserleri.
3- el- Cami’ul Ahkâm-ul Kuran c. 11 s. 48
4- el- Kâfi c.1 s. 432, Kemal’ud Din ve Temam’un Nimet s. 680, el- İtigadat s. 95, Tefsiri Ayyaşi c.2 s. 87 ve Şianın diğer eserleri.
5- Bakara suresi 3. Ayet
1-Fahri Razi’nin Tefsiri Kebiri c.2 s.28
2- Zuhruf Suresi 61. Ayet
3-es-Sevaik’ul Muhrika s. 162 ve ehlisünnetin diğer eserleri. el-Umde s. 430 ve 435, Biharul Envar c. 6 s. 301 ve c. 51 s. 98 ve diğer Şia eserleri.
1- Nur Suresi 55.Ayet.
2- Gaybet’i Şeyh Tusi(r.a) s.177, Tefsir’i kummi c. 1 s. 14, et-Tibyan c. 7 s. 458, Mecme’ül Beyan c. 7 s. 267 ve diğer eserler.
3- Şura Suresi 4. Ayet
4- Yenebi-ul Mevedde s.448 ve Tefsiri Nefesi c. 2 s. 1184 O hazretin (a.f) hükümetinden söz edilmiştir.
5- Kasas Suresi 5. Ayet
6- Nehc’ül Belaga, hikmetli sözler 209. Bknz.Yenebi-ul Mevedde c. 3 s. 272
1- Bakara Suresi 114. Ayet
2- Cami-ul Beyan mezkûr ayeti şerifenin tefsiri c. 1 s. 399
3-Ed-Dürrul Mensur c.1 s.264
4-El- Cami’ul Ahkam’ul Kuran c. 2 s. 79
5- Enbiya Suresi 105. Ayet
6- Tefsiri Kummi c. 2 s.77 Enbiya suresi 105 ayetin tefsirinde. Ravzat-ul Vaizin s. 261, Şerh-ul Ahbar c.3 s. 365, Yenebi-ul Mevedde c.3 s. 243 ve diğer Ehlisünnet ve Şia eserleri.
1- Biğyet’ul Bahis en Zevaid’i Müsned’ul Haris c. 1 s. 265 144.rakam, Vesail’üş Şia Kitab’us Salat Ebvab’us Salat’ul Camie 26. bab c. 8 s. 347 ve diğer Ehlisünnet ve Şia eserleri.
2- Sahih Buhari c.4 s.143, Sahih Müslim c.1 s. 94, Müsnedi Ahmed c.2 s. 272 ve diğer Ehlisünnet eserleri. El-Gaybeti Numani s. 75 dördüncü bab h.9, Uyun Ahbar-u Rıza(a.s) c.2 s.202 bab46 h. 1 ve diğer şia eserleri.
1- İkdu’d Durer birinci bab s. 26
2- Nisa suresi 164. ayet
[34] - İsra suresi 101. ayet
[35] - Meryem, suresi 52. ayet
[36] -Zumer suresi 69.ayet
[37] -Hadid suresi 17. ayet
[38] -İsra suresi 81. ayet
[39]-Hadid suresi 25. ayet
[40] - Kemal’ud Din ve Temam’un Nimet, s. 33 ve 257 ve… Diğer eserler
[41] -Keşful Ğumme c. 2 s. 470, Kifayetul Asar s. 151, Kitab’ul Gaybetu Numani s. 10 ve diğer şia eserleri. El-Müsterdek Ala Sahiheyn c. 4 s.464 ve 502, Müsnedi Ahmet c. 5s. 277 ve diğer Ehlisünnet eserleri.
2- Kifayetul Asar s. 278, Bab: ma cae min nessi enil cevad Biharu’l-Envar, c.51, s.157.
3- Gaybetu Nomani s. 316bab 20 h. 7, Kemalu Din ve Temam Nime s. 268, Kifayetul Asar s. 282,Biharu’l-Envar, c.52, s.286.
1- el- Müstedrek’u ala-s Sahiheyn c. 4 s. 554
2- Vakıa Suresi 10–11. Ayetler.
[46]- es-Sevaiku’l-Muhrika, s.163. Buna yakın bir anlamda el-Mu’cemu’l-Evsat’ta, c.1, s.136. Mecma-ul Zevaid c.7 s. 317, Tarihi Medinetu Dimişk c. 36 s. 282ve diğer Ehlisünnet eserleri. Keşful Ğumme c. 2 s. 473, Kemalu Din ve Temam Nime s. 231 ve diğer Şia eserleri
1-Sahih-i İbni Hubban, c.15, s. 238 be anlama yakın Süneni Ebi Davud c. 2 s. 309, el-Müstedrek ala Sahihin c. 4 s. 442, el- Tahsis 464 ve diğer birçok Ehlisünnet eserleri. Ravzatul Vaizin s. 261, Şerhul Ahbar c. 3 s. 386 ve 566 ve diğer Şia eserleri .
[48] - Kemal’ud Din ve Temam’un Nimet, 25. bab, rakam: 4, s.287.
[49] - Kemal’ud Din ve Temam’un Nimet, 39. bab, rakam: 8, s.412.
1- Kemal’ud Din ve Temam’un Nimet s. 384, Yenebi’ul Mevedde s. 458
[50] - İkdu’d-Durer, 5. bab ve 1. bölüm, 4. bab, s.65, Amali Mufid s. 45, Ravzatul Vaizin s.264,Ğaybet-un Nomani s. 307,el-İrşad c. 2 s. 380 ve diğer eserler.
2- el-Cami’ul Sağir c.2 s. 672 ve diğer Ehlisünnet eserler. el-Gaybet’u Nomani s. 96, Delail-ul İmame s. 441. bazı hadislerde ise “parlayan ay gibidir” ifadesi yer almaktadır. el-Umde s. 439 e’Taraif s.178 ve diğer Şia eserleri.
3-Bihar-ul Envar,c. 36 s. 303, az bir farkla Kâfi c. 1 s. 528, Fiy Uyunu Ahbar Rıza(a.s) c. 1 s. 44 bab 6 h. 2 ve diğer eserler.
4- Biharu’l-Envar, c.51, s.152. el-İmame ve Tebsir İbni Babaveyh Kummi s. 114 Uyun Ahbar Rıza(a.s) c. 2 s. 6 30. bab ve diğer eserler.
5- el-Ğaybet, s.452; İkdu’d-Durer s.65, bab 4, 1. bölüm
6- Saf suresi 8. ayet
7-İsra suresi 33. ayet