|
Karaman Hoca inatla yazmayı sürdürüyor. “İslam’ın Tek Mabedi Camidir” diyerek… Başkaları da onun gibi düşünüyor. Başbakanın umurunda olduğunu sanmıyorum ama onu da etkiliyorlar ki; “Cemevleri” konusunda adım atmakta ikircikli… Erteliyor. Davutoğlu’nun, Karaman Hoca gibi düşündüğünü biliyorum. Nereden mi? Uçakta yanımda otururken bana söylemişti de oradan…
Önce herkesin bildiği bir gerçeği tekrar edelim. İslam’ın temel kaynağı olan Kuranı Kerim’de mabed için cami kelimesi yoktur. Mescid vardır. Yani “Secde edilen yer”… Hadislerde de böyledir. Türkistan alanının hiçbir yerinde cami kelimesine rastlamadım. Mescid denilir. Cami “toplayan” demektir. Ve sonradan kullanılır olmuştur. Dolayısıyla Allah’a secde edilen ve Allah’ın adının anıldığı her yer Mescid’dir ve İslam’ın mabedidir.
Şimdi bu bilgileri ortaya sürüp “cami İslam’ın mabedi değildir” diyebilir miyiz? Diyemeyiz elbette… Desek de doğru olmaz. Aynen “İslam’ın tek mabedi camidir” diyenlerin sözünün doğru olmadığı gibi…
“Cemevleri yoktu, sonradan çıktı” diyenler yanılıyorlar. Aynen camiler yoktu sonradan çıktı diyenlerin yanıldıkları gibi…
Yani cami de, Cemevi de ve benzeri bütün yerler de eğer Allah’a ibadet ve Allah’ı anma ve O’nun huzurunda secdeye kapanma yerleriyse oralar “Mescid’dir ve İslam’ın mabedidir.” Adına ister cami densin ister Cemevi… Fark vardır elbette; ama ikisinde de Allah’ın adı anılır ve secde yapılır. Cemevlerinde Kıyam vardır, Rukü vardır, Secde vardır. “Allah Allah” denilir; “Lailaheillallah” denilir. Peygambere ve Ehlibeytine salat ve selam sözleri söylenir. Niye oralar “Mescid” olmasın… Niye oralara “İslam’ın mabedi” denilmesin…
“Efendim, ayrılık olur” deniliyor… Yapmayın arkadaşlar… O zaman şöyle diyenler haksız mı olur: “Ayrılık olmasın diyorsanız gelin Cemevlerine; hepimiz orada birleşelim…” Bu yazıyı okuyan ve İslam’ın tek mabedinin cami olduğuna inananlara bu sözler tuhaf geldi değil mi? Ama aksi sözlerde Cami de değil Cemevinde ibadet yapanlara tuhaf gelir. Hiç düşündünüz mü?
Ama Peygamber Efendimizin Mabedi Camiydi deseniz “Hayır! Mesciddi” derim…
Ve derim ki; Peygamber Efendimizin Mescidi Camide ve Cemevinde yapılanların ortalamasıydı… İnanmıyorsanız kaynakları iyice okuyun…
Şu kadarını söyleyeyim: Peygamber Efendimiz döneminde Mescidler şimdiki gibi, okuduğunun anlamını bilmeyen bir namaz kıldırma memurunun arkasında, ne söylendiğini anlamadan yatıp kalkan bir takım erkek Müslümanların gelip namaz kıldıklarını zannettikleri yerler değildi… Mescid hayatın merkeziydi… Nerede o Mescidler… Nerede şimdiki camiler.
O Mescidlerin içi ve dışı gösterişsiz ve süssüzdü. Ama içleri dolu doluydu. Şimdikiler görkemli, süslü püslü, duvarlarda büyük büyük yazılarla, Allah sözünün yanına dizilmiş insan isimleri, yerlerde lüks halılar… Ya bilinç, ya bilgi, ya cemaat… Onlar nerde?
Camiler dolup taşıyor, diyor musunuz? Evet, görüyorum. Ama Camilerde oturup yan yana namaz kılanlar birbirini tanıyor mu? Camilerde toplananlar birbirinin derdinden haberdar mı? Ortak meselelerini tartışıp görüşüyorlar mı?
Muhterem Karaman ve onun gibi düşünenler!.. Bırakın, Alevi-Bektaşileri, Cemevleri mabet değildir, diyerek Camilere sokuşturmaya çalışmayı da; siz önce Camileri, Peygamber Efendimiz zamanındaki Mescidler haline getirin… Bakın o zaman kimse dışarıda kalıyor mu?
|
|