28-08-2012 tarihinde eklendi
Şia Kimdir Kaynağıyla Tanıyalım


                                       ما آتاكُم الرّسولُ فَخذوه و ما نهاكم عنه فانتهوا و اتقوااللّه انّ اللّه شديد العقاب                        

              Meali: “Peygamber, size ne verdiyse alın onu ve neden men ederse vazgeçin ondan. Ve çekinin Allah’tan şüphe yok ki Allah’ın azabı çetindir.” Haşr/7.

 واعتصِموا بِحبلِ اللّه جَمِيعاً ولا تَفرَّقُوا   

 Meali: “Hep birden Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, bölük bölük olmayın.” Ali İmran/103.

   Şia’nın Kelime Anlamı

 Şia kelimesi Arapça da izleyici ve taraftar anlamına gelir. Şia kelimesi Kuran-ı Kerimde birkaç yerde bu anlamda kullanılmıştır. Örnek olarak; Kuran Hz. İbrahim’i Hz. Nuh’un Şia’sı olarak tanıtmaktadır “Ve şüphe yok ki İbrahim’de onun Şialarındandı elbet”/Saffat/83.

     Şia’nın Doğuşu       

  Şia teriminin kullanımı şüphesiz Hz. Peygamber (s.a.a) ile başlamış, Ali taraftarına ilk Şia adını veren Hz. Peygamber (s.a.a) olmuştur. Bunun isbatı da Hz. Peygamberin kendi sözleri olmuştur.                           

  Şimdi Hz. Peygamberin Şia kimdir ve ne zaman başlamıştır sözleriyle ilgili birkaç somut örnekler:

  1. İbn-i Asakir Cabir b. Abdullah el Ensari’den şöyle anlatıyor: Cabir diyor “Bir gün biz Peygamberin yanında iken Ali geldi ve Peygamber onu görünce şöyle buyurdu: Canımı elinde bulunduran Allah’a yemin olsun ki mutlaka bu ve bunun Şia’ları Kıyamet günü kurtuluşa ereceklerdir”. Bu sırada Beyyine suresi/7. ayet nazil oldu: “Gerçekten iman edip salih amel yapanlar onlardır yaratılanların en hayırlısı.” (Tarih-i İbn-i Asakir, c.2, s.44, Suyuti ed Durrul Mansur kitabında,c.8.)

2. İbn-i Hacer İbn-i Abbas’tan şöyle naklediyor: Beyyine suresinin 7. ayeti nazil olduğunda Hz. Peygamber Hz. Ali’ye şöyle buyurdu:” Onlar ( Yaratılanların en hayırlısı) sen ve senin Şia’larındır. Sen ve senin Şia’ların Kıyamet günü Allah’tan razı olmuş ve Allah’ta sizden razı olmuş halde haşr olacaksanız”(İbn-i Hacer Sevaik- ül Muhrika, bab.11. birinci bölüm).

 3.Taberi tefsirinde, (c. 3.s. 146) İbn-i Ebi’l Carut’tan, o da Muhammed b. Ali’den,  o da Hz. Ali’den ve Hz. Ali’de Hz. Muhammed (s.a.a) den şöyle naklediyor: “Beyyine /7. ayet nazil  olduğuda Hz. Peygamber şöyle buyurdu:”Ey Ali bu ayet sen ve senin Şia’ların hakkında inmiştir”..اَنتَ  يا علي و شيعتك    .....

  4. Harezmi Menakib’inde s.66’da Cabir’den şöyle rivayet ediyor: “Biz Hz. Peygamberin yanındaydık. O sırada Hz. Ali geldi. Hz. Peygamber; “doğrusu size kardeşim geldi” dedi ve sonra Kabe’ye yöneldi. Elini Kabe’nin duvarına koyarak şöyle buyurdu: Allah’a ant olsun ki kıyamet günü kesin kurtuluşa varanlar  bu (Hz. Ali) ve bunun Şia’larıdır.

                   اِنّ هذا و شَيعته هُم الفائزونَ يَومَ القِيامة

Doğrusu bana ilk iman eden, Allah’ın ahdında en vefalı kalan  odur. Allah’ın emirlerini en  iyi koruyan, insanlar arasında en adil olan, hakları en eşit taksim eden ve Allah’ın katında en değerli olan odur.”  Bu esnada Beyyine suresinin 7. ayeti Hz. Peygambere nazil oldu.

      ”                              انّ الذين آمنوا و عَمِلُوا الصّالِحات اُولئك هُم خَيرالبَريّة

Hz. Ali bu ayetle sahabeler arasında öyle tanınmıştı ki onu gören “doğrudan (kesinlikle) size yaratıkların en hayırlısı geldi” diyordu.

                                                                   .قَد جائكُم خيرُ البريّة

      5. Tarih-i Bağdad-i  ( c. 12,s. 289) şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Hz. Peygamber Hz. Ali’ye hitaben şöyle buyurdu: “Ali sen ve senin Şia’ların Cennettedir.”

                                                                   .اَنت و شيعتُكَ في الجَنّة

      6. Muruc-u Zeheb, (c.2, s.51.) şöyle nakletmiştir:  Hz. Peygamber şöyle buyurmuş: “Kıyamet günü olduğunda insanlar kendi isimleriyle ve annelerinin isimleriyle çağırılacak ancak Ali ve Şia’ları ise babalarının ve kendi isimleriyle çağırılacak zira onların soyları temizdir”      

اِذا كان يوم القِيامَة دعى النّاس بِاسمائِهم و اسماء اُمِّهاتِهم اِلاّهذا  يعني عليّاً  و شِيعته فَانّهم يدعون

باسمائهم و اسماء لآبائهم لِصِحّة و لادتِهم

   7. Essevaik (s. 96, 139, 140.) Hz. Peygamber şöyle buyurmuş: “Ey Ali muhakkak ki Allah affeder seni, senin soyunu, evlatlarını, senin Şia’larını, ve senin Şia’larını sevenleri”

            يا علي اِنّ اللّه قد غفر لك و لِذُرَّيّتك و لِولدك و اهلك و شيعتك و مُحبِّ شِيعتك

    8. İbn-i Esir Nihaye adlı kitabı (c.3, s.276) Hz. Peygamber Hz. Ali’ye hitaben şöyle buyurmuş:”Sen ve senin Şia’ların, Allah’tan razı olarak ve Allah’da sizden razı olarak Allah’ın huzuruna çıkacaksınız.”

                                                .انّك ستقدِّمُ على اللّه انت و شيعتك راضِيينَ مَرْضِيين

 9. Mecme’üz- Zevaid (c.9,s. 131, Kifayet’üt- Talip,  s.135) de Hz. Peygamber Hz. Ali’ye şöyle buyurmuştur: “Benim ümmetimden ilk cennete girecek olan sensin. Ve şüphesiz senin Şia’ların sevinçli ve yüzleri ak olarak benim etrafımda, nur kürsülerinde bulunacaklar. Ben onlara şefaatçi olacağım ve yarın da cennette komşularım olacaklar.”

                                      قال النبي لِعلي انت اوّل داخل الجنّة من اُمّتي و انّ شِيعتك على منابرٍ من نورٍ مسرورونَ

مبيضَّة وجوهم حولي اشفع لهم فيكونون غداً في الجنّة جِيراني                   

  10. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “ Ben bir ağacım ki Fatime onun dalı, Ali onun gövdesi,  Hasan, Hüseyin onun meyvesi ve Şia’larımız onun yapraklarıdır.  Bu ağacın kökü And cenneti’nde ve diğer yerleri diğer cennetlerdedir.”           

                                      اَنا الشّجرة و فاطمة فرعها و علي لِقاحها و الحسن و الحسين ثمرتها و شِيعتنا وَرَقُها و اصل الشجرة في الجنّة عدنٍ و سائر ذالِك في سائر الجنّة                  

(Hakim Mustedrek,( c.3, s.160), İbni Kesir tarihi( c.4, s318), Muhibbiddin Erriyaz adlı kitabı (c.2, s.253), İbn-i Sebbağ  Fusul” kitabı( s.11), Essevri“Nezhe’ul Mecalis kitabı( c.2, s.222)).

  11. Hz peygamber, Hz. Ali’ye hitaben şöyle buyurmuştur: “Ya  Ali, ilk cennete girecek dörtler; ben, sen, Hasan ve Hüseyin olacak. Bizim evlatlarımız bizim peşimizden, hanımlarımız evlatlarımızın peşinden, Şia’larımız ise sağımız ve solumuzdan gelecek.”

                                      يا علي انّ اوّلُ اربعةٍ يدخلون الجنَة انا و انت و الحسن و الحسين و ذرارينا خلف ظهورنا و ازواجنا خلف زرارينا وشيعتنا عن ايماننا وعن شمائلنا                 

  (Tarih-i İbn-i Esakir( c.4, s.318), Essevaik( s.96), Tezkiret’üs-Sibt( s.31), Mecme’üz- Zevaid( c.9, s.1319), Elcami’üs- Sağir( c.2, s.16.)

  12. Beyyine suresinin 7. ayeti indiğinde Hz. Peygamber Hz Ali’ye hitaben şöyle buyurmuştur: “Sen ve senin Şiaların kıyamet gününe Allah’tan razı olarak ve Allah da sizden razı olarak geleceksiniz. Düşmanlarınızsa gazaplı ve kahra uğramış olarak gelecekler.

                           انت وشيعتك تأتي يوم القيامة انت وهم راضيين مرضيين و تأتي اعدائك غضباناً مُقمحي

 (İbn-i Sebbağ-ı Maliki, El Fusul kitabı (s.122) İbn-i Abbas’tan rivayet etmiş)

Kısaca Hakim-i Haskaniy-i Nişabur-i (hicretin beşinci yüzyılında vefat etmiş) Şevahid’üt-Tenzil kitabında çeşitli senetlerle yirmiyi aşkın hadisin, beyine suresi 7. ayetin Hz. Ali ve Şiaları hakkında indiğini rivayet etmiştir.

    Beyine Suresi 7. ayetin Hz. Ali ve Şiaları hakkında indiğini kaleme alan Ehl-i Sünnet alimlerinden bir kaçının ismini zikrediyoruz:

     1.Hatib-i Harezmi “Menakib” de,

     2.Ebu Neim-i İsfahan-i “Kifayet’ut- Talib” de,

     3.Taberi tefsirinde

     4.İbn-i Sebbağ-ı Maliki “Fusul’ul Muhimme”de

     5.Alusi “Ruhul Meani” de

     6.Şevkani “Fethul Gadir” de

     7.Şeyh Süleyman-ı Kunduz-i “ Yenabi’ul Mevedde” de

 Sonuç olarak; “Şia”  ifadesi, Hz Peygamber (s.a.a) zamanından Hz. Peygamberin bizzat kendisi tarafından Hz. Ali’ye uyanlara verilmiş bir addır. Verdiğimiz bunca hadis-i Şerif ve kaynaklar bunun isbatıdır.

                                       عنِ الهوى اِن هو الاّ وحىُ يوحىوما ينطق

      Meali:  “(Hz. Muhammed) ve kendi dileğiyle söz de söylemedi. Sözü ancak vahy edilen şeyden ibarettir.” (Necm Suresi/ 3. ve 4. ayet)

Şia’nın Düşünce Kaynakları

     1. Kuran-ı Kerim

     2. Sünnet (Hz Peygamberin söz ve davranışları)

     3. Akıl

     4. İcma

Şia’nın Üzerinde İcma Ettiği Kaynaklar

     1.Allah’ın varlık ve birliğine inanmak

     2.Hz. Muhammet’in getirmiş olduğu Kuran-ı Kerim’in bu Kuran olduğuna ve içindeki hükümlerin A’dan Z’ye kadar hepsine inanmak.

     3.Hz. Muhammet’in (s.a.a) yüz yirmi dört bin peygamberin sonuncusu ve en üstünü olduğuna inanmak

     4.Son dinin evrensel İslam dini olduğuna inanmak.

     5.Kıblenin Kâbe olduğuna inanmak.

     6.Son Peygamberin Ehl-i Beyt’inin yüce faziletlerini tamamen kabul edip Hz Peygamberin eminleri olduğuna inanmak.

     7.Hz Muhammed’den sonra ümmetin idaresi için Allah’ın emriyle on iki Ehl-i Beyt imamlarının masumluğuna, imametine ve vilayetine inanmak. (Birincisi Hz Ali ve sonuncusu

Mehdi olmak üzere)

     8.Hz. Peygamberin sahabelerine sevgi duymak. (Gerek peygamber zamanı gerek peygamber vefatından sonra ona itaat edip, emrinden çıkmamış olanlara)

     9. Tüm Müslümanları Kuran-ı Kerim’in emri doğrultusunda kardeş bilmek.

     10.Namaza, Zekâta, Hacca, Oruca ve sair ibadetlere inanmak ve amel etmek.

     11. On iki pak imamların sonuncusu olan Hz. Mehdi’nin, yeryüzü zulümle dolduktan sonra zuhur edip yeryüzünü adaletle dolduracağına ve Dünya’ya İslam’ı hakim kılacağına inanmak.

     12.Kıyamete ve Ahirete (Ölümden sonra dirilmeye, cennet ve cehenneme)

 İnanmak.

    Allah’ın salat ve selamı Hz. Muhammet’e, onun pak Ehl-i Beyt’ine, güzide sahabelerine ve hidayet yoluna tabi olanlara olsun.

                                                                                                

http://caferider.com.tr/sia-kimdir-kaynagiyla-taniyalim_m3109.html