Yemen’de yaşanan gelişmeler, aslında Suriye için bir tatbikattı.
Yemen'in Suudi Arabistan'a sınır, kuzey bölgesinde, Saa'da vilayeti çevresinde yer alan Husîlerin dikta vesayetin baskı ve dayatmalarına karşı protesto eylemlerini bastırmak için İçeride Selefi-El Kaide, dışarıdan, Suudi Arabistan destekli ABD saldırılarında binlerce insan katledildi.
Baskıların nedeni mezhepseldi. Ülkede yaşayan Sünnî-Şafiiler ise son 30-40 yılda Suûdî Arabistan'ın Selefîlik/Vahhâbilik propagandası etkisiyle, büyük çoğunlukla Selefî/Vahhâbî çizgiyi benimsediler. Bu anlayış birçok İslam ülkesinde akan kanın temel nedenini oluşturuyor. Sadece Şii- Caferilere yönelik değil, kendileri gibi düşünmeyen Sünni Müslümanlara karşıda kan dökmekten çekinmediler.
Batı ülkeler özellikle ABD ve İsrail Suudi Arabistan ve körfez işbirliği ülkeciklerinin de desteğiyle Suriye’deki duruma çözüm getirmek için Yemen’de uygulanan senaryoyu uygulamak gerektiğini şiddetle savunmaktalar.
Bu konuda Rus Eksper Andrey Grozin tahlilleri bir hayli yerinde ve dikkat çekiciydi.
Bakın Garozin tahlilinde neler diyor:
Yemen’de değişen bir şey olmaması bir yana Selefi-El Kaide yapılanması önü alınmaz bir engel haline geldi. Kuzeyinde El Kaide’nin silahlı eylemlerinin sonu gelmezken, Güneyinde eylemlerde bulunan hükümet silahlı birlikleri ”Arabistan yarımadasındaki El-Kaide” örgütünün birlikleri tarafından ele geçirilen kentleri kurtarmak çabalarında bulunuyor, fakat çabaları başarısız kalıyor.
Usame bin Ladin ABD’nin Pakistan devletinin iznini bile almadan düzenlediği bir operasyonla yok edilmesinin ardından, El-Kaide’nin başkanlığına gelen Ayman az-Zavahiri bugünlerde Suudileri, Tunusluları, Mısırlıları, Libyalıları, Yemenlileri ve Suriyelilerden örnek alarak, Arap devrimine katılmaya çağırdı. Anlaşıldığı gibi El-Kaide lideri, devrimden söz ederken, ülkelerini demokratikleştirme çağırılarında bulunmakla “Arap baharına” yola açmış Tunuslu ve Mısırlı yüksek okul öğrencilerinin eylemlerini kastetmedi.
Çünkü Taliban zamanındaki Afganistan’daki rejim, radikal seleflilerin bir hedefiydi. Arap ilkbaharı ve sonucu olan sarsıntılar radikal grupların eylemlerini yoğculaştırması için elverişli şartların meydana gelmesine yol açtı.. Gönümüzde selefi grupları Libya’da serbestçe eylemlerde bulunuyor, Tunus ve Mısır’da mevzilerini güçlendiriyor. Suriye’de de hükümete karşı ilan edilmemiş savaş yapıyor. Basında verilen bilgilere göre, eylemleri Suudiler ve Basra Körfezindeki diğer ülkeler temsilcilerinin başkanlık ettikleri sözüm ona hayır fonları tarafından finanse ediliyor.
Terörizme karşı sözde küresel savaş yıllarında Arabistan yarımadasındaki yeraltı selefi gruplarının eylemlerine pratik olarak son verildi. Ama şu anda Yemen’de selefi grupları fiilen açıkça eylemlerde bulunuyor. Eksper Andrey Grozin, bölgedeki ülkelerin radikal dincilere karşı tutarsız politikası bunun sebeplerinden biridir, dedi ve şöyle devam etti:
Suudi Arabistan’daki rejimin jeopolitik çıkarları Er-Riad’ın El-Kaide’ye ilişkin ikili davranışının başlıca sebebidir. Bu rejim son 20-30 yıllık dönemde Ortadoğu dâhil tüm İslam dünyasını nüfuzu altına almak çabalarında bulunuyor.
Bu hedefe erişmek için bir yandan ülkedeki istikrarı bozan radikal İslamcıların eylemlerine son verme yolunda gayretler gösteriyor, öbür yandan da karşıtları ya da bölgedeki politik egemenliği yolunda engel saydıkları ülkelerde istikrarı sarsmak için radikalleri bir aracı olarak kullanıyor. Fakat böyle hareket hattının tehlikeli sonuçları olabilir.
Hepimizin gözleri önünde cereyan eden gelişmelerin gösterdiği gibi, radikaller herkesin yardımını kabul ediyor. Ama er geç kendisine yardım eli uzatan eli ısıracak. Yemen’de yaşanan gelişmelerin gösterdiği gibi, silahlı radikallerle uzlaşmaya varmak çabaları manasız. Batı ve Arap monarşileri tarafından himaye edilen Suriye’deki radikallerin iktidara gelmeleri halinde sorumlu davranacaklarını ummak da bir aptallık olur.
Bir yandan İsrail hilali için şartlar olgunlaşırken diğer yandan Sünni Müslümanların da başının belası olan Vehhabi anlayış meşruiyet kazanarak mücahit ve direnişçi olarak tescillenmektedir.