07-02-2022 tarihinde eklendi
CABİR'den Mezhep Fitnecisine Kınama
“Fitne adam öldürmekten daha büyük bir günahtır." Hz. Peygamber efendimiz (s.a.a) ise bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor : "Fitneden uzak durun! Şüphesiz ki fitnelerde dil (tesir bakımından) kılıç darbesi gibidir." (İbn Mâce)

بسم الله الرحمن الرحیم 
Yüce Allah mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'in Hucurat Suresi 6.ayette şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın.”
Bakara süresi 217. ayette ise şöyle buyuruyor:
 
“Fitne adam öldürmekten daha büyük bir günahtır."
Hz. Peygamber efendimiz (s.a.a) ise bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor :
"Fitneden uzak durun! Şüphesiz ki fitnelerde dil (tesir bakımından) kılıç darbesi gibidir."
(İbn Mâce)
 
Yüce İslam dini, din adamlarının tebliği ile ilerlediği gibi yine bazı din adamlarının fitne, fesat, yalan ve iftiralarıyla hep zarar görmüştür. Allah Resulü'nün (s.a.a) bazı hadislerinde, mutahhar Ehl-i Beyt'i (a.s) ve taraftarları hep övülmüş iken, ne acıdır ki din kisvesi altında hoca diye tanınan bazıları tarafından sürekli yalanlarla dolu iftiralara maruz kalmışlardır. 
İslam dünyası asıl düşman olan Amerikan emperyalizmi ile İsrail siyonizmine karşı birleşmesi gerekirken, sözde adı din adamı olan bazı zevat tarafından sürekli fitne ve fesat söylemleriyle vahdet ve kardeşlik yerine, fitne ve tefrikaya sürüklenmek istenmiştir.
 
Cübbeli Ahmet diye tanınan “Ahmet Mahmut Ünlü” her zaman olduğu gibi yine mezhep taassubu üzerinden Şia'yı hedef alarak Şiisiyle Sünnisyle Müslümanların birlik dokusunu zedeleyecek, Kur'an'a, sahih sünnete muğayir sözler sarf ederek, kardeş iki ülke olan güzelim cennet misali ülkemiz Türkiye ile İran'ı karşı karşıya getirme amaçlı söylemler safsatasına kapılmıştır.
 
Cübbeli ve benzerlerinin tarihine ve geçmişine bakınca, barbarlıktan, tekfircilikten, emperyalizme ve siyonizme emir eri ve maşa olmaktan başka bir şey göremiyoruz maalesef. Cübbeli'nin her fırsatta Şia ile Vahhabi Selefileri aynı kefeye koyması ve karanlık ile aydınlık gibi birbirine taban tabana zıt olanları karıştırması akıl yoksunluğundan başka ne olabilir ki? 
Şia ile Vahhabi Selefileri bir ve aynı saftaymış gibi lanse eden Cübbeli ve emsaline sormak gerekir ki, İslam dinini bir terörist din ve Müslümanları teröristler gibi dünyaya tanıtan Daiş, El Kaide, Boko Haram, Suriye savaşında tarihi mekanları tahrip ederek insan ciğeri yiyenler, Müslüman erkekleri diri diri yakanlar ve Müslüman kadınları köle gibi hayvan pazarında satanlar İslam'ın hangi mezhebine tabidirler acaba? 
 
Cübbeli yapmış olduğu ayrıştırıcı, mezhepçi, taassupçu ve bağnaz vaazları ve twetleri ile haçlı ve siyonistlerin hedeflerine destek vererek, tarihi boyunca Ehlibeyt'in nurlu velayeti, adaleti, feraseti, şecaati, ibadeti ve ilmi… ile yoğrulan, tarihi boyunca zalim olmayıp, zulmü asla kabul etmeyip, zalime teslim olmayan Ehlibeyt sevdalıları hakkında gerçeklerle zerre kadar bağdaşmayan iftira dolu sözleri sarf ediyor ve Şiayı hedef gösteriyor.   
 
Peki mezhepçilik bağnazlığı yapan Cübbeli her defasında Şia topluluğunu neden hedef gösteriyor acaba? Bu neyin alameti ve işaretidir?
Unutmamak gerekir ki, tarihe baktığımızda İslam tarihi boyunca olaylara, kişilere ve İlahi değerlere Kur'an ve sahih kaynaklar ile değil de mezhepçilik, taassup, bağnazlık ruhu ile bakanlar Müslümanlar içerisinde daima kutuplaşmalara, hakkın batıl ile örtbas edilmesine, milyonların hak diye batıla, hurafelere inanmalarına sebep olmuşlardır. 
Haçlı ve siyonist ittifakları yıllardan beri Müslümanları birbirlerine düşürmek, mezhep savaşları çıkarmak ve Müslümanların birliğini bozarak Müslümanların kaynaklarını sömürerek, Müslümanları kendilerine köleleştirmek için her türlü yola başvurmuşlar ve bu uğurda her türlü kara propagandayı yapmışlar, içeriden ve dışarıdan bu amaca ulaşmak için ajanlar ve kuklalar tahdis etmişlerdir. 
 
Cübbeli ve emsalleri İslam tarihi boyunca Ehl-i Beyt'in irşadını, ilmini, nurunu, yolunu perdelemek ve engellemek için Vahhabiler gibi ellerinden gelenleri hiç esirgememişlerdir. 
Her bakımdan ülkesine bağlı kalan, sadık olan ve ülkemizin huzur limanı olan Şia ve Caferiler olarak bizler açısından, kardeşliğimizi hedef alan bu fitne dolu hain saldırılar geçmişte olduğu gibi bundan sonra da asla amacına ulaşamayacaktır. Necip Türk milleti, kardeşlik ve birlik-beraberlik ikliminin bozulmasına ve fitnecilerin hain emellerinin başarıya ulaşmasına geçit vermeyecektir. Elbetteki günü ve zamanı geldiğinde birlik ve beraberliğimize kasteden, her defasında mezhebimize hakaretler yağdıran bu tür fitneciler adalet önüne çıkacak ve yaptıklarının hesabını vereceklerdir. 
 
Türkiye Caferileri olarak bizler “Her tür fitne ve fesat kokan kirli oyunlara rağmen ülkemizde Ehl-i Sünnet kardeşlerimizle birlik, barış, demokrasi ve kardeşlik içerisinde yaşamaya devam edeceğiz ve inanıyoruz ki, bu fitneci zihniyete karşı birlik, beraberlik ve kardeşlik kazanacaktır”
 
Caferi Alimler Birliği (Câbir) olarak bizler, ülkemizde demokrasi adı altında hiçbir din ve mezhebe yapılan ve tamamı yalan ve iftiralarla dolu olan hakaretleri kabul etmeyerek lanetlediğimiz gibi, Caferi ve Şiilere de tamamı yalan ve iftiradan oluşan, yazı ve söylemleri de tel'in ederek kınıyor ve halkımızı her zamanki gibi sağduyulu olmaya davet ederek, tepkilerini sadece yasal zeminde göstermelerini rica ediyoruz. 
 
6 Şubat 2022
Caferi Alimler Birliği (Câbir)
http://caferider.com.tr/cabir-den-mezhep-fitnecisine-kinama_h24859.html