24 Ekim Pazar günü Zeytinburnu İmam Cafer-i Sadık Camii'nde gerçekleşen Kutlu Doğum programına, CABİR Başkanı Seyyid Seccad Karakuş, Bakırköy Amine Hatun Camii İmamı Ömer Kurt, Zeynebiye Camii Derneği Başkanı Ali Şahintekin, CABİR âlimleri, siyasi parti temsilcileri, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve Ehl-i Beyt dostları katıldı.

 

Sunuculuğunu Taner Kırhan’ın yaptığı Kutlu Doğum programı Ehl-i Beyt meddahı Halil Çelik’in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

 

Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından Kutlu Doğum programında konuşan Zeytinburnu İmam Cafer-i Sadık Camii İmamı Ali Salmanlı; “Hepinize bu kutlu günde davetimize icabet etmenizden dolayı, Resul-i Ekrem ve hanedanı celilesi adına hürmetlerimi sunuyor, hoş geldiniz diyorum. Âlemlere rahmet olan Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a) Mekke’de gözlerini açmıştır. Kur’an-ı Kerim’de Hatemul Enbiya olarak adlandırılan Resul-i Ekrem bu âlemi nurlandırmıştır. Bugün insanlar tarafından mukaddes olarak tapılan her şey altüst olmuştur. Hakkın gelmesiyle batıl ortadan kalkmıştır. Her insanın bir vasiyeti ve emaneti olmuştur. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a) bizlere iki ağır emanet olarak, Kur’an-ı Kerim ve Ehl-i Beyti’ni bırakmıştır. Ne mutlu o insanlara ki, Kur’an-ı Kerimi hayatlarının merkezinde ve her alanında uygulayanlara.” dedi.

 

Salmanlı’nın ardından Kutlu Doğum programında Ehl-i Beyt meddahı Halil Çelik’in okuduğu ilahi ve methiyelere Ehl-i Beyt dostları da eşlik etti.

 

Çelik’in ardından programda konuşan Bakırköy Amine Hatun Camii İmamı Ömer Kurt konuşmasında; “Bütün peygamberler zulme uğramıştır. Çok büyük eziyetler çekmişlerdir. Allah-u Teâla son peygamberimizi bütün dinlerin tamamlayıcısı olarak göndermiştir. Allah yeryüzüne bir tane din göndermiştir. O dinde İslam dinidir. Kur’an-ı Kerim’de diğer dinlere isim konulmuştur. Allah-u Teâla tarafından Kur’an-ı Kerim’den önce Yahudilik, Hristiyanlık, Mecûsîlik diye bir din ismi resmen gönderilmemiştir. Bütün alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (s.a.a) neden Arap yarım adasında dünyaya geldi? Çünkü o dönemde Arap yarım adası kâinatın içerisinde cehaletin, zulmün ve insanlığın tamamen yok olduğu bir belde haline gelmiştir.

 

O dönemde güçlünün zayıfı, zenginin fakiri ezdiği Emperyalist bir sistem yaşanmaktaydı. Allah-u Teâla Hz. Muhammed (s.a.a)’i dünyanın en büyük devrimini yapmak üzere göndermiştir. Ben Allah’ın, Resulünün ve Ehl-i Beyti’ni örnek almada Ehl-i Sünnet olmaktan şeref duyuyorum. İşte vahdet budur. Ehl-i Beyt benim canımdır. Ben hem Ehl-i Sünnet'im, hem de Ehl-i Beyt’im. Ehl-i Beyt benim ilim kapımdır.” dedi.

 

Kurt’un ardından Kutlu Doğum programında konuşan CABİR Başkanı Seyyid Seccad Karakuş konuşmasında; “Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a) ve İmam Cafer-i Sadık (a.s)’ın kutlu doğumları münasebetiyle bütün İslam alemine tebrik arz ediyorum. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a) dünyayı şereflendirdiğinde çok olağan üstü hadiseler yaşanmıştır. Dünya bir dönemi kapatıp yeni bir döneme geçmiştir. Dünyanın puthanelerindeki putlarda yüz üstü yere düşmüşlerdir.

Hiç su görmemiş semave çölü sularla dolmuştur. Save gölü bir anda yerin yarılmasıyla, suların çekilmesiyle kup kuru hale gelmiştir. Peygamberimizin dünyaya geldiği o gece gökler aleminde de olağan üstü haller yaşanmıştır. Allah’ın en büyük melekleri o gece Kâbe’ye inmiştir. Peygamberimiz alemlere rahmettir. Ümmet olarak alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberinin yolundan şaşmamalı ve ayrılmamalıyız.

 

Bugün doğumunu da kutladığımız İmam Cafer-i Sadık (a.s) kimdir? Ehl-i Beyt imamlarından altıncısıdır. Ehl-i sünnet arasında İmam Cafer-i Sadık (a.s) o zamanda bilinen, tanınan ve saygı görülmüş ve bütün Müslümanların ilminden istifade ettiği bir şahsiyettir. Peygamberimizin ve İmam Cafer-i Sadık (a.s)’ın kutlu doğumları münasebetiyle bugünlerin vahdet haftası olarak kutlanması da birlik ve beraberlik açısından bizlere bir fırsat doğurmuştur. İmam Cafer-i Sadık (a.s) islam fıkhının babasıdır. Ehl-i Sünnetin kabul ettiği dört mezhepten ikisinin imamı olan Ebû Hanîfe ve Mâlik bin Enes direk olarak İmam Cafer-i Sadık (a.s)’ın öğrencisi olup bizzat kendisinden ilim almıştır.

Bizler vahdet adına çok şey yapabiliriz. Bazı söylemlerin hiçbir dayanağı yoktur. Bu sözlerden birisi dört hak mezheptir. Mezhep bir fıkhı görüştür. Eğer bir alimin dört hak mezhebi olabiliyorsa beşinci ve altıncısı da olabilir. Bu mezhepler Peygamberimizden yüz elli yıl sonra meydana gelmiştir.

 

Bu dört hak mezhep söylemini bir kenara bıraksak ne olur? Bu benim Ehl-i Sünnet dünyasına çağrımdır. Bizimde alimlerimiz ve müçtehitlerimiz Ehl-i Sünnet’in mukaddesatına hakaret etmekten şiddetle kaçının demiştir. Caiz olmadığını ve haram olduğunu söylemişlerdir. Vahdet adına yapacağımız şeylerden biriside değerli liderimiz Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz’ünde tabiriyle ihtilafımız ne kadar çok olsa da bir şey de ortağız, oda Kelime-i Tevhid ve Şehadeteyn’dir. Bizler ihtilaflarımızı aynı göklerdeki gece görünmekte olan yıldızlar gibi örnek verirsek güneş ortaya çıktığında o ihtilaflar artık görünmez.  Allah-u Teâla İslam ümmetine birlik, dirlik ve beraberlik ihsan eylesin.” dedi.

 

Karakuş’un ardından Zeytinburnu İmam Cafer-i Sadık Camii İmamı Hüseyin Tunç’un okumuş okuduğu Vahdet ve Ferec duasıyla Kutlu Doğum programı son buldu.