31-03-2021 tarihinde eklendi
Özgündüz: “Mehdi Bozulanı Düzeltmek İçin Gelecek”
Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Şia ve Sünni kaynaklarından Mehdilik inancı hakkında örnekler sundu.

 Özgündüz şunları söyledi; “Değerli Alevi toplumunun lideri, hakkıyla kadrinin bilinmesini arzu ettiğimiz sayın hocam. Uluslararası hukukun üstadı Profesör Dr. İzzettin hocam ve protokolü süsleyen meslektaşlarım, sivil toplum örgütlerinin değerli temsilcileri, basın mensupları… ve salonu lebalep dolduran bacılarım, kardeşlerim demeyi ne kadar arzu ederdim. Onlar bizi motive ediyordu. Boşluğa karşı konuşmak zor. Alevi toplumun gür sesi, Cem Vakfı’nın hakikaten ağır maliyetlerle ayakta tutmaya gayret ettiği Cem TV,  keza ve diğer kanallar sayesinde bu programı izleyen, bizimle beraber Hz. Mehdi’nin müjdesini bekleyenlere selam olsun. Gününüz kutlu olsun. Allah bu bayramları bizlere daha güzel şartlarda kutlamayı nasip etsin.
 
 Daha da önemlisi, Mehdi (a.s) bu toprakların yeğenidir. Anası bu topraklardan gitmedir. Bu toprakların prensesidir. Ben onun Medine’de kendisinin bildiği Fatime-i Zehra mezarlığını selamlayıp anasının topraklarını da inşallah ziyaret eder. Allah zuhurunu yakın etsin inşallah. 
 
 Susan hanım yani İmam Mehdi’nin annesi. Kuzenine verilmek isteniyor. Ama onun için kralın başlattığı tören yıkılmıştır. Bu olağanüstü bir durumdur; platform, kürsüler, her şey yıkılıyor. “Bu adam uğursuzdur.” Deniliyor ve ikinci bir kişiye verilmek isteniyor. Ancak yine aynı şey oluyor. Bu ne uyanıkken ne de rüyasında bu kişilerle evlenmek istemiyor. Diyor ki: “Rüyamda gördüm.” Bunun anne tarafından soyu havarilerden birine ulaşıyor. “İsa Mesih ve atalarımdan olan havarilerden biri rüyama teşrif ettiler ve beni oğullarına istediler. Hasan Askeri’yi, on birinci imamı gördüm. Görür görmez âşık oldum. Ondan sonra ben artık hiçbir şey düşünmüyordum. Dedem aynı zamanda kral “Benden bir şeyler iste.” Diye yalvarıyordu. Ona senden isteğim şu zindanlardaki Müslüman esirleri serbest bırak belki Allah onların duaları sayesinde bana şifa verir dedim. Kırmadı beni, onları serbest bıraktı. Yine ondan başka kimseyi görmememe rağmen biraz daha iyileşmiştim. Fakat artık rüyamda o imamı göremiyordum. Rüyamda Hz. Meryem ve onun çok hürmet gösterdiği Hz. Fatima’yı gördüm. Yanlarında binlerce melek vardı. Meryem beni tanıttı, ben ağladım ve dertlendim. Dedim ki: “Siz Hasan Askeri’nin büyük annesisiniz ama o bana cefa ediyor. İlk gün gördüğümden başka bir daha onu göremedim. Bana dedi ki: “Kelime-i Şehadet getir, ben oğlumu sana getiririm. Bu halinle gelmez.”  O günden sonra hep geldi rüyama.” 
 
 Bunları ensarın güvenilir bir insanına anlatıyor. Ve devam ediyor. “Yine Müslümanlarla bir savaşa çıkacak. Ordu önden gitti, asker erkânı ve kral arkalarından giderken ben Nergis adıyla, cariye kılığında onlara katıldım ve orada bana anlatıldığı üzere ordular yakınlaştığında esir olarak diğer tarafa kaçtım.
 
 Elhasıl İmam Mehdi o gün batı medeniyetini temsil eden bu toprakların krallığından bir prensesin, aynı zamanda İmam Hüseyin’in soyundan gelmiş olmasıyla birlikte o gün doğu uygarlığını temsil eden Kisra’nın kızı Şehribanu’nun… Bütün evrenin sevgilisi, övüncü olan Hz. Muhammed’in kızı Fatime-i Zehra’nın gülüdür. Nurundan bulut arkasındaki güneş gibi dünyamızı aydınlatan, bize umut olan, en namüsait şartlarda bile direnmemizi sağlayan Mehdi’nin Allah zuhurunu acil eylesin inşallah.
 
 Şia’sı, Sünni’si her türlü sahih kaynaklarda ümmetin imamı, İsa (a.s)’ın gelip ona iman edeceği bir imamdan bahsediyor. Mütevatir kelimesi ne yazık ki günlük kullanımda hak dedikodusu olarak algılanıyor fakat bu hadis ilminde mütevatir demek bir hadisin birçok sahabeden, birçok kaynaktan nakledildiğini ve inkâr edilemeyeceği anlamına gelmektedir. 
 
 Bu konuyla ilgili dört binin üzerinde hadis var. Bu hadislerin tamamı sahihtir demiyoruz. Ama onda biri sahih dersek dört yüz sahih hadis var demektir. Eğer bunları kabul etmezseniz Kur’an-ı da kabul etmiyorsunuz. Yani dört binden çok rivayeti siz bir kalemde atabiliyorsanız Kur’an’a ne gözle bakıyorsunuz? Şia sizin gözünüzde öcüyse dinsiz imansız kalırsınız. 
 
 “Sahte Mehdi’ler çıkıyor!” diyorsunuz. Sahte tanrılar, peygamberler de çıkıyor. Onlardan dolayı Resul-ü Ekrem’i mi reddedelim. Sahte olanı anlayabilecek, sana yalanını yutturamayacak kadar bilincinin gelişmiş olması gerekir. Mehdi on iki imamın on ikincisidir. Soyu bellidir, ismi bellidir. Her “Benim!” diyeni kabul ediyorsan o senin saflığın. 
 
 Ağzı olan Şia’ya dil uzatıyor. Peygamber efendimiz diyor ki: “Bütün evrende yaratılmış ne varsa en hayırlısı Ali peşinde gidenlerdir. Ali ve Şia’sıdır.” Ağzını açan Şia’ya dil uzatıyor. Uzatmayan diyor ki “Beni Şia’lık ile suçluyorlar. Ben Sünni’yim.” Bu söz de ya bir sürçü lisan vardır ya da Şia olmak sizlere göre suç olarak görülmektedir. Eğer bu sizin için öyleyse biz doğduğumuz günden öleceğimiz güne kadar bu suçu işleyeceğiz. Biz bu suçumuzdan hiç vazgeçmeyeceğiz. “Bir derdim var bin dermana değişmem.” 
 
 Efendim, biz Ali tarafındayız, on iki imam tarafındayız, Mehdi tarafındayız. Onu beklemek haksızlığın giderilmesini beklemek demektir. Bu bir fazilettir. Onu beklemek bizi motive ediyor. 
 Allah bizleri Ali’nin elinden Kevser suyu dolu kadehleri yudumlamayı nasip etsin. Aşkınız bol olsun, Mehdi’nin zuhuru acil olsun.” dedi.
http://caferider.com.tr/ozgunduz--mehdi-bozulani-duzeltmek-icin-gelecek_h24741.html