28-09-2020 tarihinde eklendi
Özgündüz: “Zeynebiye Camii ve Kültür Merkezi’ne Yapılan Yardım Erbain Yolu Gibidir"
Türkiye Caferileri Lideri Selahattin ÖZGÜNDÜZ; Zeynebiye Camii ve Kültür Merkezi'nde 25 Eylül 2020 Cuma günü hutbesinde gündemi değerlendirdi.

Erbain’e harcayacağınız Allah birliğimizi bozmaya çalışanlara fırsat vermesin, cümlemize sağlık, sıhhat, afiyet ihsan etsin. Bu pandemi afetini de bir an önce insanlıktan, müminlerden ve sizlerden uzak etsin.
 
 Değerli müminler, Nehc-ül Belaga’nın 141-142 numarasıyla numaralanan hutbelerini bugün ki konum olarak konuşacağım. Allah, dilimize hakkı göndersin. Bütün insanların gönlünü de hakka açık tutsun. 
 
 Şimdi, bunların hangisini önce sıralayayım? Bir işkâl İmam Hasan-ul Müçteba ile ilgiliydi. Ona bu hafta fazla vakit ayırmayacağım dedim sonra düşündüm; o müsvedde “profesörlerin” dediklerine karşılık vereyim. Hz. Hasan, en yüce beş zattan birisidir. Al-i Aba dediğimiz beş zattan birisidir. Allah ve Resul’ünün tertemiz kıldığını buyurdukları, bize garantör oldukları bizzat hakkında bu tabirleri kullanıyor. Sevmekle mükellef olduğumuz yoksa Muhammed-i Risalet’ten mahrum kalacağımız bu zat hakkında o ağızla, o tabiri kullanıyor. 
 “Peki doğruyu demişse neden kızıyorsun?” diyenler için ben de diyorum ki: yemin ederim ki yalan konuşmuştur.
 
 Şimdi azizlerim, başarıdan maksadın ne? “Beceriksiz” demişti ya. Mesela İbrahim Halil neyi becerdi? Zenginmiş, demek ki hayvancılığı iyi biliyormuş başka ne yaptı? Putları kırdı, ülkesinden sürgün edildi. Gitti Firavun’un ülkesine. Onun hegemonyası altına gitti. Şeyh-ül Enbiya diye bilinen semavi dinlerin müştereği olan İbrahim (a.s) ne becerdi bana onu söyle bakayım. Beceriden senin anladığın ne? Emperyal bir hükümet kurmak mı? Yok, Allah’ın rızasını kazanmak mı? Biz Müslümanlar şöyle düşünüyoruz ve Kur’an’ımızdan da bunu öğrendik: Ahiret kazancı en büyük beceridir, en büyük kurtuluştur, en büyük zaferdir. En büyük zafer, en büyük kurtuluş o ebedi yurdu kazanmaktır. Ebedi yurdun şahı Al-i Aba’dır, bundan şüphesi olan var mı? Bu zaferden daha büyük zafer Allah’ın hoşnutluğunu kazanmaktır, ülkeleri işgal etmek, etmemek meselesi değildir. Sizin ülkenizi işgal edip sizi yurtsuz bırakanlar ve size karşı savaşanlar hariç diğer geri kalanlarla dost olabilirsiniz. Yani Semavi dinlerde bil husus, aziz İslam dininde emperyalist emellerle başkalarının ülkelerine ordu göndermek, işgal etmek, malını yağmalamak Allah’ın razı gösterdiği bir uğraş olduğundan kim emin olabilir. Neticede bir ülkeyi işgal etmek için o ülkenin insanlarını öldürmen gerekiyor. Ahiret yurdunu kazanmak, ondan daha büyüğü Allah’ın rızasını kazanmak en büyük beceriler budur. Bunda da kimsenin şüphesi yok ki Al-i Aba ahiret yurdunun şahıdırlar. Buhari’de dahil Ehl-i Sünnet kaynakları da bu rivayetlerle dolu. 
 
 Şura suresi Meveddet ayeti, Mubahele ayeti; Ahzap Suresi, otuz üçüncü ayet ve bunlarla beraber yüzlerce ayet. Siz, beceriden neyi anlıyorsunuz?
 “Elindeki hükümeti teslim etti.” Diyorsunuz. 
 
 Bir defa kendinizle çelişiyorsunuz. Hükümet madem elindeydi, bir sıkıntı yoksa bütün ülkenin maliyesi, hazinesi elindedir. Bir şehrin vergisine neden talip olup bütün bir ülkeyi bıraksın. “O durumda değil miydi?” hayır değildi. Evet, ülkenin meşru hükümet oydu ama bu asi vali denilen Muaviye bütün memleketi istila etmişti. İmam Hasan’ın elinde sadece Kufe kalmıştı.
 “Neden istila ettirmişti?” diyeceksiniz şimdi.
 
 O halde İmam Hüseyin’i, İmam Ali’yi övüp İmam Hasan’a beceriksiz diyeceğinize asıl meseleyi oradan başlatın. İmam Ali’nin döneminde bunlar olmuştu. Millet zorbaya çabuk teslim oluyor çünkü köy köy baskın yapıyordu, zorluyordu insanları. Ali de bunu mu yapsaydı? Muaviye bunu yapıyordu millet de teslim olup bundan kurtulmak istiyordu, diyorlardı ki “Tamam biz size tabiyiz, bize dokunmayın.” Ali’de bununla mı tehdit etseydi. Ehl-i Beyt hiçbir zaman taht kavgasıyla tutuşmamıştır. Bir Müslüman’ın kanının akmasına bile değmez.
 Hz. Ali’ye bütün dünyayı verseniz, yine bir karıncanın ağzından yemini almaz. Sizin beceri anlayışınız farklı olabilir, Muaviye gibi. Allah sizi Muaviye ile haşretsin, bizi de Hz. Hasan ile. Bundan fazla uzatmaya gerek yok.
 
 “Müminler sadece şunlardır: Allah ve Resul’üne iman edenler” konu şu: Toplumsal bir şey varsa, seferberlik ile yapılacak bir iş varsa ortada; askeri olabilir, sağlıkla ilgili olabilir, yol yapımıyla, temizlikle ilgili olabilir yani herkesi ilgilendiren işlerde davranışı nasıldır bu insanın. Müminliğin ölçüsü odur. Yani orada müminliği kategorize edecek olursak oradaki Mümin’in davranışı şu olur: Yan çizmezler, kaçmazlar. Toplumsal meselede ellerini taşın altına koymaları gerekirse koyarlar, yan çizmezler. Orada yan çizen o toplumdan değil demektir. 
 Nur Suresi’nin altmış ikinci ayet-i kerimesinden bahsediyoruz. Azizlerim, bizim bu inşaatın temelini attığımızdan beri on bir yıl oldu değil mi? Bir sözleşmemiz vardı, çeşitli bölgelerden de eksik olmasınlar katıldılar. Biz de böyle bir işe toplum olarak kalkıştık. Kendime mülk için değil. Beni pek tanımayan bir Seyid’in, kendisi Suriye-Lübnan bölgelerindeki Ehl-i Beyt kurultayının temsilcisidir. İki kişi de yanımda şahittir, kendisi rüyasını anlattı; Burası İstanbul’da Zeynep’in çadırıdır. Biz de bu çadırın bekçisiyiz. 
 
Bu sene Erbain’e gidilemeyecek. Erbain’e harcayacağınız miktarı buraya yönlendirebilirsiniz. Zaten Zeynep’in çadırına sahip çıkmayacaksanız neden Kerbela’ya gidiyorsunuz ki? Bu çadır yarım kalmamalıdır. Kim eliyle, diliyle diğer Müminleri teşvik etmişse, malıyla yardımcı olmuşsa bugüne kadar Allah, afet ve belasını onlardan uzak etsin.
 
 Birisi bunu teşvik ederken diğerleri şeytanlıktan geri kalmıyor. “Parayı veriyoruz ama bilmiyoruz ki para nereye gidiyor?” diyerek para vermeye gönlü olanın da hevesini kaçırıyor. Dediğim gibi, burada bir kazıyı sıfırdan yapmaktan daha fazla iş yapılıyor. Bir mühendis olanınız varsa tek bir direğin uzunluğunun hesabını yaptırsın, kaç apartman çıkar. Hırsızlık varsa bu işte, Allah’a sığınıyorum; benim sizin hepinizden daha fazla feveran etmem lazım. Çünkü hepinizden fazla para vermişim bu uğraşa. Bu uğraşın parasını yiyenin, Allah evini başına yıksın. Bu ihtimali hiçbir Müslüman’a veremem ki. Bildiğiniz bir şey varsa gelin konuşalım. İmam Hüseyin’in, Hz. Zeynep’in yolunda harcayacağımız parayı yiyen birini neden saklayalım ki? Allah size bereket versin. Fakirlerimizin, halkımızın verdiği kuruşlarla yapılıyor. Artık bu saatten sonra başka yerde Cuma kılamayız biz. Cemaatin yarısını eski camimize sığdıramayız. Bu inşaat konudaki uğraşınızı canınızla, malınızla, dilinizle göstermenizi istiyorum. Onun haricinde de çalma, hırsızlık konusunda da bildiği bir şey olan varsa gelsin bizimle konuşsun, onun haricinde insanların hevesini kırmasın.
 
Allah bütün İslam alemini ve ülkemizi bütün afet ve belalardan korusun. Bütün Müminlerle beraber sizlere de sağlık ve huzur ihsan etsin.   
http://caferider.com.tr/ozgunduz--zeynebiye-camii-ve-kultur-merkezine-yapilan-yardim-erbain-yolu-gibidir-_h24708.html