Husilerin önderliğindeki Direniş'in Yemen'in özgür geleceğinin teminatı olduğu bu gün artık daha net bir şekilde belli olmuştur. Yemen'de Güney Geçiş Konseyi Başkan Vekili Hani bin Berik'in kendilerini destekleyen BAE gibi İsrail'e yakınlaşma emareleri gösteren açıklamaları ile birlikte kimlerin hangi takımın oyuncuları olduğu iyice ortaya çıkmış oldu.
Husiler'in önderliğindeki Yemen Direnişi'nin bilindiği üzere en karakteristik özelliği anti-İsrail ve anti-emperyalist olmasıdır. Aynı zamanda Husilerin önderliğindeki Yemen Direnişi İsrail'in yok edilmesi ve Filistin'in özgürleştirilmesi davasının en önemli savunucularındandır. Buna karşın Yemen'de Husiler önderliğindeki Direniş'e karşı savaşan unsurların hem Amerika, hem bölgedeki ortakları ve hem de İsrail tarafından destekleniyor oluşu, bununla birlikte yine bu unsurların Siyonist rejimi tanıma durumunda olmaları tabloyu bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor. Oynanan oyunun yönetmeni belli, finansörü belli, sahneye koyanı belli, kötü adamı belli ve iyi adamı belli... Bütün bunlara rağmen hala Siyonistlerin siyasi emelleri ile kendi çıkarlarını tevhid edenlerin ihanetini görmemenin izahı mümkün değildir.
Birleşik Arap Emirlikleri destekli Yemen Güney Geçiş Konseyi'nin Siyonist rejim İsrail'i tanımaya dönük tutumları bölgedeki tabloyu, kimin hangi takımda yer aldığını da ortaya koyuyor....
Yemen Güney Geçiş Konseyi'nin İsrail'e yakınlaşması
Yemen Güney Geçiş Konseyi Başkan Vekili Hani bin Berik bu konseyin Siyonist Rejim İsrail'i tanıdığını belirtti.
Yemen 2017 yılından itibaren adım adım parçalanmaya ve dağılmaya yaklaşmış bulunuyor. Ensarullah Hareketi ve ortaklarından oluşan Ulusal Kurtuluş Hükümeti Yemen'in başkenti Sana'da yer almıştır. Abd Rabbe Mansur Hadi başkanlığındaki istifa etmiş hükümet ise bu ülkenin güney bölgelerinde iktidarı 2017'ye dek tek başına elinde bulundurmakta idi. Ancak bu yıldan itibaren Yemen Güney Geçiş Konseyi isimli BAE destekli yeni bir silahlı rakip ile karşı karşıya kaldı. Yemen Güney Geçiş Konseyi'nin kurulmasından üç yıl geçmesine rağmen bu konsey ve istifa etmiş Mansur Hadi hükümeti arasındaki iktidar dengesi de değişti ve Güney Geçiş Konseyi pratikte iktidarın önemli bir kısmını eline almış oldu. Yemen Güney Geçiş Konseyi Aden'e ilaveten stratejik Sokotra adasında da devlet kurum ve kuruluşlarını kontrolü altına almış ve şimdi de Şebve ve Ebyin eyaletlerinde de kontrolü ele geçirmeye kararlı görünüyor.
Ayrılıkçı eğilimleri de bulunan sözde bağımsız Güney Yemen ülkesini kurmak isteyen Yemen Güney Geçiş Konseyi son zamanlarda Siyonist Rejim İsrail'i resmen tanıdığını da açıkladı. Bu doğrultuda Yemen Güney Geçiş Konseyi başkan vekili Hani bin Berik ise Siyonist Rejim İsrail'in de Yemen topraklarında bulunduğuna itiraf edip bunun bir işgalcilik girişimi olmadığına vurgu yaparak sözlerine şöyle açıklık getirmişti:"Yemen Güney Geçiş Konseyi hiçbir devlet, din veya şahsiyet ile düşmanlığı yoktur".
Buna paralel olarak İsrail elebaşısı Binyamin Netanyahu'ya yakınlığı ile bilinen İsrail Hayom gazetesi ise son zamanlarda bu rejimin Yemen Güney Geçiş Konseyi ile gizli ilişkilerinden söz edip "İsrail'in Yemen'in Güneyindeki Yeni Gizli Dostu" başlıklı yazısında Batı Asya bölgesinde kapalı kapılar ardından Telaviv ile de temasları bulunan Ayderus Kasım Abdülaziz El Zübeydi başkanlığında yeni bir hükümetin kurulduğunu iddia etti.
Güney Geçiş Konseyi'nin bu yaklaşımı ise bu konseyin de tıpkı destekçileri Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi Siyonist Rejim ile uzlaşmacı ve yakın siyasetler izleyeceğini gösteriyor. BAE ve Suudi Arabistan son yıllarda resmi bir şekilde Siyonist Rejim İsrail ile ilişkilerini normalleştirmiş ve dolaylı bir şekilde de bu işgalci rejimi resmen tanımıştır.
Burada önemli olan bir başka nokta da Yemen Güney Geçiş Konseyi ve Siyonist rejimin karşılıklı çıkarlarının bulunmasıdır. Bir yandan Yemen Güney Geçiş Konseyi İsrail'i tanıyarak Amerika ve Siyonist lobisinin desteğini de arkasına alıp istifa etmiş Mansur Hadi hükümetini devre dışı bırakarak güneyde iktidarı tek başına elinde bulundurmak istiyor.
Bir diğer yandan ise Siyonist Rejim İsrail'in Yemen'in güneyinde bağımsız bir ülkenin kurulması için onayını almak istiyor. Siyonist Rejim İsrail ise Yemen'in parçalanmasını kendi çıkarları doğrultusunda görüyor. Çünkü yeni kurulacak ülke İsrail'i de tanımasının yanısıra İsrail için yeni bir nüfuz alanı oluşturacaktır. Gerçekte Siyonist Rejim İsrail Sudan ve Güney Sudan modelini Yemen'de de Güney Geçiş Konseyi yardımı ile hayata geçirmek istiyor.
Yemen'in Güneyinde Geçiş Konseyinin iktidarı elinde bulundurmasının Yemen'in içişlerine yeni dış müdahalelerin kapılarını da araladığını söylemek mümkün. Bu çerçevede en çok da Amerika, İsrail, BAE ve son zamanlarda da Suudi Arabistan bu müdahaleci güçlerin başında yer almaktadır.
Görüldüğü gibi Amerika, bölgedeki ortakaları ve biricik varlığı olan İsrail oyunlarını gayet açık bir şekilde oynuyorlar ve ne yazık ki bölgedeki bir takım unsurlar kendi çıkarları ile bu yabancı güçlerin siyasi emellerini birleştirmekte bir beis görmüyorlar. Bu denklem adım adım, damla damla onurlu, haysiyetli, özgür bir gelecek hayalini yok etmektedir.
Aslında görmek isteyene resim gayet nettir. Bir tarafta İsrail'i yok etmek isteyen, Amerika ve diğer Batılı güçlerin bölgedeki ellerini kesmek isteyen Direniş Ekseni, diğer tarafta ise İsrail ve yabancı güçlerle işbirlikçi bir politika ile kendi geleceğini temin etmeye çalışan bölgedeki iktidar çevreleri... Eğer izlediğimiz bir film olsaydı tercih gayet kolaydı. Fakat olayın içinde yaşayanlar o ya da bu şekilde yanlış ve kötü olanı tercih etmekte sunulan bahanelere kanabiliyorlar!!
(Parstoday - Çeviri: intizar)