"Dünyanın en güzel en tatlı en sevimli ve en değerli bebeği dünyaya geliyor; Peygamber dedesinin kucağına veriyorlar; çenesini kaldırıyor, boğazından öpüp ağlıyor. Selam sana ya HÜSEYN!...
Bu ayın ikinci mevlûdu, masumların dışında, dünyanın en eşsiz yiğidi doğuyor; Esedullah, Veliyyullah, Hüccetullah babasının kucağına veriyorlar; kolunu açıyor; pazusundan öpüp ağlıyor. Oysa öyle bir yiğit doğursun diye araştırıp, soruşturarak onun soylu annesini özellikle seçmişti. Şimdi o doğmuş; sevineceğine bu baba neden ağlıyor!? Selam sana ya Ebelfazl !...
Bu ayın üçüncü mevlûdü, baba tarafından Onun âbâ-ecdâdı (a s) kevn u mekanın, dünya ve uhrânın şahlarıdır. Anası, İran Şahının kızı, İmam Ali’nin kendisine Şehrebanu ( Medîne’nin kraliçesi) adını verdiği hatundur. Kendisini bütün Ümmet-i Muhammed sevmekteydi. Hal böyleyken neden O dünya günlerini hep ağlar geçirdi!? Selam sana ya Zeynelabidîn....
Şabanın dördüncü mevlûdü, Muaviye’nin tabiriyle, genç yaşına rağmen ümmetin önderliğine en layık, Haşimîlerin, Emevîlerin ve Sakafîlerin hepsinin iyi yönlerini kendinde toplamış Şehzade. Ama neden biz Onu sadece Aşura’da-Kerbelada bir tek gün yaşamış gibi sınırlı bilgiyle tanıyıp tanıtmışız!? Selam sana ey bütün kemalatta Şah-ı Enbiya’ya en çok benzeyen Ali Ekber!...
Ve beşinci mevlûdü, hiç bir velî ve nebînin döneminde yaşanmayan büyük zaferin kahramanı Yusüf-i Zehra. On iki asırdır O ümmete hasret, ümmet O’na. Ne dostu onu doğru tanıyıp tanıtmış ne de düşmanı. Şîî Müslüman O’nu kılıncı elinde her kesi doğrayacak bir (haşa Ondan) kasap olarak tanıyıp tanıtır; sünni müslüman sahih kaynaklara rağmen) ya kökten inkar ediyor ya da kimliği belirsiz bir mechul olarak tanır. Zulmü kökünden kazıyıp, adâleti dünyanın her noktasına hakim kılacak, Îsâ Mesîh’e bile İmam olacak, baba tarafından en üstün soya sahip, ana tarafından İstanbul yeğeni ve krallık hanedanından prenses (Sozın) Susen (veya Nergis)den doğma, Salihlerin önderi... İmam-ı Zeman Mehdî’ye selam olsun. Allah zuhurunu acil etsin; onun eliyle dertlilerin bütün dertlerine son versin...
Şimdi siz söyleyin bu şartlarda içi buruk olmadan bu kutlu viladetlere nasıl coşkulu sevincimi yaşayabilirim!? Allah Onun zuhuruyla bu burukluğu içimizden söküp alsın vesselam."