08-08-2019 tarihinde eklendi
ABD ile varılan Suriye mutabakatı neleri kapsıyor?
Önceki akşam yapılan MYK toplantısı bittikten sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, randevu verdiği Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile bir araya geldi.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Erdoğan’a Pazartesi ve Salı günü ABD’den gelen askeri heyetle Kuzeydoğu Suriye için yapılan görüşmeler hakkında bilgi verdi.
 
Akar, dün sabah habercilerin sorularını yanıtlarken, “Toplantıda muhataplarımızın görüşlerimize yaklaştığını memnuniyetle müşahede ettik. Toplantılar olumlu, oldukça yapıcı geçti” diye konuştu.
 
Savunma Bakanı’nın bu sözlerinin devamında gelen açıklamaları, Türkiye’nin pozisyonunu özetler nitelikteydi:
 
“…30-40 kilometrelik derinlik olması gerektiği, bu bölge içindeki YPG’lilerin tamamen buradan çıkarılması gerektiği, ayrıca YPG’nin elindeki ağır silahların toplanması ve bölge dışına çıkarılması, bunun dışında teröristler tarafından yapılmakta olan birçok tünel, tahkimat ve mevzilerin tahrip edilmesi ve bunları da Türk ve ABD askerlerinin birlikte yapması konusundaki taleplerimizi, isteklerimizi açık ve net bir şekilde masaya koyduk.”
 
Günün ilerleyen saatlerinde, Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklama ile ABD heyeti ile varılan mutabakatın ana çerçevesi kamuoyuna duyuruldu.
 
Üç maddelik açıklamada şunlar dile getirildi.
 
* Türkiye’nin güvenlik endişelerini giderecek ilk aşamada alınacak tedbirlerin bir an önce uygulanması.
 
* Bu çerçevede, Güvenli Bölge tesisinin ABD ile birlikte koordine ve yönetimi için Türkiye’de Müşterek Harekat Merkezi’nin en kısa zamanda kurulması.
 
* Müteakiben Güvenli Bölge’nin bir barış koridoru olması ve yerinden edilmiş Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerine dönmeleri için her türlü ilave tedbirin alınması konularında mutabık kalınmıştır.
 
Böyle bir mutabakatın ortaya çıkması, kuşkusuz önem taşıyor.
 
Ancak bundan sonrası için de uygulama nasıl olacak ona bakmak gerekiyor.
 
Neden uygulama diyoruz?
 
ABD’nin masada varılan mutabakatları sahada kulak arkası ettiğine dair yeterince örnek mevcut olduğu için.
 
Örneğin, iki ülkenin dışişleri bakanları arasında varılan uzlaşma doğrultusunda 2018 yazında ‘uygulaması tamamlanmış’ olması gereken Menbiç mutabakatı konuşulduğuyla kaldı.
 
Yeni durumda ABD’nin geleneksel ‘oyalama’ taktiklerinin yeni bir versiyonuyla mı karşılaşılacak, bugünden bakınca orası da büyük bir muamma olarak duruyor.
 
Aralık ayında, ABD Başkanı Trump’ın Suriye’deki askerlerini çekme kararı almasıyla Türkiye’nin bölgede ne yapmak istediği sorusu gündeme gelmişti.
 
Bu soruya, Ocak ayında New York Times gazetesinde yayınlanan makalesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan bizzat kendisi yanıt vermişti.
 
O günlerde hızlı bir cevapla ‘saldırgan’ damgası vurulan o görüşler, aslında Suriye’nin kuzeyinde yaşayan Kürtler için de son derece insani ve demokratik bir çerçeve sunuyordu.
 
O planın ana hatlarını hatırlayalım:
 
* ABD Suriye’den çekildikten sonra, hızlı bir güvenlik taraması yapıp, zorla silah altına alınan çocuklar ve terörle ilişkisi olmayanlar ailelerine kavuşturulacak.
 
* Bütün toplulukların temsil edilebildiği siyasi bir yapı tesis edilecek. Türkiye’nin gözlem altında tutacağı şekilde, şu an YPG ve DEAŞ’ın kontrolünde olan topraklarda yerel konseyler oluşturulacak. Terörle ilişkisi olmayanlar bu yerel yönetimlerde görevler alacak.
 
* Kuzey Suriye’de Kürt nüfusun çoğunlukta olduğu yerlerde, Yerel Meclis’ler yine çoğunlukla Kürtler tarafından temsil edilecek. Diğer gruplara da adil şekilde yer verilecek.
 
* Türk yetkililer, belediye işleri, eğitim, sağlık ve acil servisler konusunda tecrübelerini paylaşacak.
 
Gelinen nokta itibarıyla ABD ile varılan mutabakatın bu hedefleri hayata geçirme kapasitesinden uzak olduğunu düşünebiliriz.
 
Dün açıklanan mutabakat, Türkiye’nin Kuzeydoğu Suriye’de kendi planlarını hayata geçirmesinden daha ziyade, o bölgeden Türkiye’ye yönelen tehditleri sınırlama gibi bir çerçeve sunuyor olabilir.
 
Bakanlık adına yapılan açıklamada, fiili uygulamanın hangi alanları ne şekilde kapsayacağı yönünde bir ayrıntı bulunmuyor.
 
Dolayısıyla Türkiye’nin endişelerini giderecek türden bir mutabakat olup olmadığını sahadaki yansımalarıyla öğrenme şansı elde edebileceğiz.
http://caferider.com.tr/abd-ile-varilan-suriye-mutabakati-neleri-kapsiyor-_h23527.html