Araştırmacı yazar Fehmi Çalmuk, Mescid-i Aksa’nın ve Filistin’in içinde bulunduğu acı durumun asıl sorumlusunun birlik olamayan Müslüman ülkeler olduğunu söyledi.
“535 milyon Müslümanın ortasında 8 milyonluk İsrail zulüm yapıyor”
Suriye, Libya, Yemen gibi ülkeler yine emperyalist ve Siyonist aklın kurduğu komplolarla perişan durumda olsa da kabaca bir hesap yapıldığında İsrail’in etrafındaki Müslüman ülkelerin nüfusları; Türkiye 82 milyon, Mısır 100 milyon, İran 82 milyon, Sudan 38 milyon, Cezayir 38 milyon, Irak 36 milyon, Fas 33 milyon, Suudi Arabistan 29 milyon, Yemen 25.5 milyon, Suriye 21 milyon, Tunus 11 milyon, Birleşik Arap Emirlikleri 8.3 milyon, Ürdün 6.5 milyon, Libya 6.2 milyon, Lübnan 5 milyon, Filistin 4.4 milyon, Umman 4 milyon, Kuveyt 3.6 milyon, Katar 2.2 milyon olarak alt alta toplandığında 535 milyon 700 bin civarında çıkıyor. Yani 535 milyonu aşkın Müslümanın yaşadığı bir coğrafyada, 8 milyonluk Siyonist İsrail, Filistin halkına, Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya akıl almaz işkence, hakaret ve zulümler uygulayabiliyor.
“Mescidi Aksa bizden yalnızca gözyaşı dökmemizi beklemiyor”
Ankara İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği (ALİMDER) eski Başkanı, araştırmacı yazar Fehmi Çalmuk, Mescid-i Aksa’nın ve Filistin’in içinde bulunduğu acı durumun asıl sorumlusunun birlik olamayan Müslüman ülkeler olduğunu söyledi. “Hak, hukuk tanımadan işgalci İsrail’in Ramazan ayında da zulümlerini giderek tırmandırması elbette ki İslam dünyasından Siyonizm’e ve emparyalizme karşı tek vücut olma gerekliliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Zulüme rıza zulümdür” diyen Fehmi Çalmuk şöyle devam etti: “İsrail, İslam karşısında tek millet haline gelmiş emperyalist ülkelerin başta Türkiye olmak üzere İslam dünyası yönetimlerine yönelik ablukaları da hızla devam ediyor. Kuklalığı ret ettiği gibi Batı’ya kul olmayı da reddeden birçok İslam ülkesi yönetiminin sudan sebeplerle, halklarına sunulan sahte ve sanal özgürlük yalanlarıyla alt üst edilmesine tanık olduk. Kim Irak’ta, Afganistan’da Libya’da, Mısır’da, Sudan’da halkın ve ülkenin dünden daha iyi olduğunu söyleyebilir? Bahar arayışlarının sağnak sağnak zulüm, sömürü ve işgal anlayışlarını getirdiğini kim gözden ırak edebilir? Zaten Türkiye’nin yarım asırdır başlattığı İslami siyaset anlayışı yalnızca Türkiye’de değil dünyadaki Müslümanların da bağımsız yönetilme, zulme ve zalime karşı direnme ve kardeşlik hukukuna bağlı olarak Müslüman ülkelerin dayanışması fikrine dayanıyor. Müslümanları bir araya getirme, tek yürek olarak zulme ve zalime karşı direnme, savunma konsepti beraberinde birlikte, dayanışma içinde üretme paylaşma gerekliliğini de ortaya koyuyor. İslam ülkeleri kendi Birleşmiş Milletler Teşkilatını, Savunma Teşkilatını, Ekonomik Teşkilatı’nı, Kültür Teşkilatını kuramaması İsrail’in aymazlığını şımarıklığını zirveye taşıyor. Yalnızca küresel sermayenin bir ürününü boykot edebilsek, almaya, kullanmaya direnç gösterebilsek ve bunu istikrarlı bir biçimde sürekli hale getirsek zalim dize gelecek. Onun için Türkiye sadece Türkiye’den ibaret değildir. Eğer bir Filistinli genç elinde Türk Bayrağı ile İsrail’in kurşununa, bombasına meydan okuyorsa bilin ki Türkiye, sadece Türkiye değildir. Mescid-i Aksa bizden yalnızca gözyaşı dökmemizi beklemiyor. Mescid-i Aksa bizden her karış coğrafyada hedefine kilitlenmiş yeryüzüne adalet dağıtmaya yeminli birer Aksa olmamızı bekliyor.