Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birlik Vakfı Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen 39. Geleneksel Birlik Vakfı İftarı’nda yaptığı açıklamada, ” Cemal Kaşıkçı olayıyla alakalı olarak Suudi Arabistan’ın göndermiş olduğu görevlilere karşı hala bir ses, tavır yok.” Dedi.

 

Erdoğan, Batılı devletlerini de eleştirerek şöyle dedi:” Adalet ve özgürlüğü dillerine dolayanlar, Mısır’da darbe mahkemelerinin kurduğu darağaçlarına seslerini dahi çıkarmıyor, tam aksine Avrupa Birliği mensubu ülkeler Sisi’nin davetine icabetle aynı masada oturup onunla geleceğe yönelik ne yapacaklarını konuşabiliyorlar. ”

 

Ankara hükümeti Suudi Arabistan İstanbul başkonsolosluğunda öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin incelenmesinde başarısızlığına rağmen olayla ilgili gerçeklerin otaya çıkması konusunda büyük bir çaba göstermiştir. Gerçekte Ankara hükümeti makamlarının çabaları ve talepleri sayesinde Suudi Rejimi ve özellikle de Amerika gibi kimi Batılı devletleri uluslararası boyutta büyük bir skandal yaşadı.

 

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetindeki önemli nokta ise Suudi Rejiminin ilk başta bu cinayeti inkar etmesi ancak Türkiye hükümetinin ifşaatlarının nedeni ile 18 gün sessizlik ve yalanlamanın ardından sonunda 19 Ekim 2018’de uluslararası camianın baskıları nedeni ile cinayeti kabul etmek zorunda kalması idi.

 

Gerçekte Suudi Rejimi makamları yine de olayın gerçeğini itiraf etmeyip sadece Cemal Kaşıkçı cinayetini kabul etmek zorunda kaldılar.

 

Suudi muhalif gazeteci Riyad Rejiminin arananlar ve tutuklanması kararlaştırılanlar listesine yer alıyordu. Cemal Kaşıkçı Riyad hükümetinin diğer muhalifleri gibi, yakalanma ve suikasta uğrama korkusu ile Suudi Arabistan’ın dışında hayatını sürdürüyordu.

 

Buna karşın Suudi Arabistan’ın Cemal Kaşıkçı’nın terörü ve cinayetini örtbas etmeye ve önemsiz göstermeye yönelik çabalarına ilaveten, aslında Suudi Arabistan’ın uluslararası arenadaki en büyük hamisi sayılan Amerika başka olmak üzere birçok Batılı ülke de  pratikte insan hakları ihlallerini pek de takmadıklarını gösterdiler.

 

Bu bağlamda Suudi uzman ve insan haklarındaki tanınmış profesörlerden bayan Mazavi El Reşid bu hususta Cemal Kaşıkçı cinayetinin faillerinin cezalandırılmamasının Suudi Arabistanlı muhalifler için büyük bir tehdit olduğuna değinerek Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Komitesi’ndeki konuşmasında şöyle bir vurguda bulundu:

 

” Cemal Kaşıkçı cinayet dosyası, faillerinin cezalandırılmaması ile kapanması, birçok muhalefetin Al-ı Suud Rejimi tarafından öldürülmek korkusundan dolayı derin kaygı ve panik yaşamalarına yol açacaktır.”

 

Cemal Kaşıkçı olayının küresel bir konu haline gelmesine ve Batılı devletler ve uluslararası kurumların tepkilerine rağmen Donald Trump liderliğindeki Amerika hükümeti şimdiye kadar Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı meselesi ile ilgili Suudi Arabistan yönetimini kınamaktan bile sakınmıştır.

 

Amerika Başkanının bu sinsi tutumundan hedefi ise, Suudi Rejimi ile imzaladığı büyük sözleşmeleri korumaktır. Bu hususta Amerika Başkanı Donald Trump 20 Kasım 2018’de bir bildiri yayımlayarak” Amerika Suudi Arabistan’ın ortağı olmaya devam edecektir. Suudi Veliahdı Cemal Kaşıkçı olayının planından haberdar olsa bile bu durum devam edecektir.” Dedi.

 

Amerika Başkanı Trump’ın bildirisinde yer alan bu ifade, bu ülkenin insan hakları meselesini nasıl da kendi çıkarları için bir araca dönüştürdüğünü ve siyaset arenasında bu baskı aracından başka ülkeler aleyhinde yararlandığını açıkça gözler önüne sermektedir.