Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, gündeme oturan taşınma konusuna ilişkin yenisafak.com´un sorularını yanıtladı.
Dünyada yeni dengelerin kurulduğunu ifade eden Emekli Tümamiral Gürdeniz, soğuk savaş sonrası oluşan tek kutuplu düzenin artık yerini çok kutuplu düzene bıraktığını belirterek söz konusu taşınma gerçekleşirse bunun Türkiye´nin yararına olacağını vurguladı.
Geçtiğimiz hafta ABD´li senatör Robert Menendez´in açıklamasının ardından gündemde gelen Türkiye´deki Amerikan üslerinin Yunanistan´a taşınabileceği konusu tartışmaları da beraberinde getirdi.
Menendez, "Türkiye´yle ilişkilerin iyice gerilmesi halinde, ABD´nin, bu ülkedeki üslerini Yunanistan´a taşımayı dahi değerlendirebilir" ifadesini kullanmıştı.
Açıklamanın ardından Yunanistan´dan bir adım geldi. Yunan Savunma Bakanı Kammenos, Washington´a Yunanistan´da üç askeri üs kurmasını önerdi.
Yunanistan medyası, Girit´teki Suda üssünün ABD için Türkiye´deki İncirlik üssüne alternatif olabileceğini iddia etti. Amerika´yla ilişkilerin bozulmasını fırsat bilen Yunanistan, üç şehrinde üs kurulmasına ilişkin öneri verdi.
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, gündeme oturan taşınma konusuna ilişkin yenisafak.com´un sorularını yanıtladı. Dünyada yeni dengelerin kurulduğunu ifade eden Emekli Tümamiral Gürdeniz, soğuk savaş sonrası oluşan tek kutuplu düzenin artık yerini çok kutuplu düzene bıraktığını belirterek söz konusu taşınma gerçekleşirse bunun Türkiye´nin yararına olacağını vurguladı.
Üslerin taşınması ne anlama geliyor?
Gürdeniz, "Büyük fay hatları kırılıyor ve bunun sancıları yaşanıyor. Dünya 300 yıl aradan sonra tekrar Asya yüzyılına geri dönüyor. Yeni düzenin kurulmasında en önemli faktör şüphesiz Rusya ve Çin jeopolitik ortaklığı. Türkiye’nin özellikle 15 Temmuz 2016 yani FETÖ darbe girişimi sonrası Türkiye’nin yaşamsal çıkarlarını koruyan ve gözeten bu bloğa haklı yönelişi ABD liderliğini son derece rahatsız ediyor" açıklamasında bulundu.
ABD, müttefik gibi davranmıyor
ABD’nin müttefik gibi davranmadığını hatırlatan Gürdeniz, "Bunun açık sonuçlarını hem ekonomi, hem savunma, hem güvenlik alanında çok açık görüyoruz. Güneydoğumuzdaki PKK ve PYD’ye açık silah yığınağı; Doğu Akdeniz’de Türk Mavi Vatanına açık tehdit ve bloklaşma; Karadeniz’de Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni zedeleyecek tarzda NATO ve bilhassa Romanya üzerinden kışkırtıcı hamlelerde bulunulması; ABD Kongresinde hemen hemen her hafta Türkiye aleyhinde bir görüşmenin ya da bir karar veya kanun tasarısı teklifinin gündeme getirilmesi; ABD Deniz Kuvvetleri Enstitüsü’ndeki bir eğitici kitapta dahi Türkiye aleyhinde Türk Amerikan Ege Savaş senaryosu yazılması; S 400 füzeleri ve F 35 uçakları üzerinden Türkiye’ye karşı yürütülen tehdit diplomasisi; Güney Kıbrıs ve Yunanistan’da üs arayışları gibi gelişmeleri üst üste koyduğumuzda ABD’nin Türkiye politikasını dostluk ve müttefiklik kalıbına koyabilmemiz mümkün değildir” dedi.
Yenişafak