Trump halihazırda Çin’i hedef almıştır. Ancak Amerika Avrupa Birliği ülkeleri ve ayrıca Türkiye ve Hindistan gibi yeni büyüyen ekonomilere karşı da ticari ve ekonomik bir savaşa girmiştir.

 

Bu doğrultuda Amerika başkanı adil olmayan ticari işlemler olarak adlandırdığı duruma karşı olarak girişimlerde bulunup Hindistan ve Türkiye ile yapılan tercihi anlaşmalara son verileceğini bildirdi. Trump Pazartesi günü Senato Başkanı ve Temsilciler Meclisi Başkanı’na gönderdiği mektupta Hindistan ve Türkiye’nin Genelleştirilmiş Tercihler  Sistemi(GSP)’nden çıkarılması kararına başlanmasını istedi.

 

Amerika Ticari Temsilcilik Bürosu ise yayımladığı bildiride Washington’un Türkiye ve Hindistan’ı Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’nden çıkarılacağını bunun nedeninin de bu ülkelerin bu programdan yararlanma koşullarına sahip olmadığını bildirdi.

 

Amerika Ticari Temsilcilik Bürosu, Hindistan’ın Amerika’nın ekonomisi ve ticaretini olumsuz yönde etkileyen girişimlerde ve engellemelerde bulunduğunu bildirdi.

 

Söz konusu büro Türkiye ile de şöyle bir açıklamada bulundu:” 1975 yılından beri Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’nin kapsamına giren Türkiye yüksek bir ekonomik gelişmişlik seviyesine ulaşıp artık bu programından kapsamına girmemektedir.

 

Bu değişimler ise Kongre’ye bildirildikten sonra en az 60 güne dek uygulanmayacaktır. GPS programına göre bir ülke “Amerika’nın piyasasına makul ve dengeli erişimini sağlama” gibi koşulları yerine getirirse bazı özel mamuller ve ürünleri tarifesiz bir şekilde Amerika’ya ihraç edebilir.

 

Hindistanlı üst düzey ticaret makamı Anup Wadhawan Amerika’nın bu girişimine tepki olarak şöyle bir açıklama yaptı:” Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’nin Hindistan’ın ihracatı alanındaki payı zaten kısıtlı idi. Bu rakam 190 milyon dolar kadar olup bu sistemden çıkarıldığımız halde bile önemli bir etkiye yol açmayacaktır.

 

Trump’ın Türkiye’ye yönelik ticari baskıları ise Ağuston 2018’de başladı. O dönemde iki ülkenin siyasi geriliminden dolayı Amerikalı papaz Andrew Brunson Türkiye’de PKK güçleri ile işbirliği yapma suçundan dolayı tutuklanmıştı. Trump ise bu girişime karşı olarak ceza niteliği taşıyan bir girişimde Türkiye’den ithal edilen alüminyum ve çelik ürünlerine yüksek gümrük tarifeleri uygulatmaya başlayarak bu tarifeleri iki katına kadar arttırdı. Hatta daha sonra Amerikan papazının serbest bırakımlasının ardından da Washington önceki tarifelere geri dönmeyeceğini bildirdi.

 

Dünyanın en büyük dördüncü ekonomisine dönüşen Hindistan konusunda da Washington Çin’e Avrupa Birliğine ve NEFTA ticari anlaşmasına üye iki ülke yani Kanada ve Meksika’ya  yönelik uyguladığı hasmane girişimlerinin aynısını uygulamaktadır.

 

Bu siyaset çerçevesinde ticari ilişkilerin Amerika’ya en yüksek çıkarı sağladığı şekilde yeniden dizayn edilmesidir. Böylece Amerika’nın Hindistan ile ticari ve ekonomik ilişkilerini geliştirmek doğrultusundaki isteğinin ortada olmasına rağmen ancak Trump bu ilişkilerin Amerika için en yüksek çıkarlar sağlayacağı şekilde yeniden tanımlanmasının peşindedir.

 

Türkiye ve Hindistan’ın Trump hükümeti tarafından Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’nden çıkarılmalarına tepki göstermeleri beklenmektedir.

 

Trump’ın performansı onun kendi ticari ortaklarına karşı tavizler alması halinde  bile memnun olmayacağını daha fazla tavizler alma peşine düşeceğini göstermiştir. Gerçekte ticari ve ekonomik savaş başlatmak Trump hükümetinin en bariz örneklerinden biri haline gelmiştir.