18-12-2018 tarihinde eklendi
Stockholm anlaşması: Yemen barışının ön anlaşması
Bugün Yemen'de siyasi denklemlerde önem arz eden konu, Yemen milletinin Suud rejimi ve başını çektiği ittifakın karşısında durması ve sonunda bu ittifakı müzakere masasına oturmaya zorlamasıdır. Suud ittifakı Yemen milletinin iradesini kırmak için elinden geleni yaptı, fakat başarılı olamadı ve sonunda müzakere masasına kayıtsız şartsız oturmaktan başka çaresi kalmadı.

İsveç'in başkenti Stohkolm'da düzenlenen Yemen barış müzakerelerinin dördüncü turu El Hudeyde liman kentinde ateşkes ve tarafların esir takası yapma konularında anlaşmaya varmalarıyla birlikte sona erdi.
 
Bu arada Yemen barışı ile ilgili bir sonraki müzakerelerin Ocak 2019'un sonlarına doğru BM gözetiminde düzenlenmesi kararlaştırıldı.
 
Gerçi İsveç'te düzenlenen Yemen barış müzakerelerinde nispi de olsa bir takım anlaşmalara varıldı, fakat bu tür müzakerelerde geçmişte elde edilen sonuçlar S. Arabistan ve müttefiklerinin sabotajları yüzünden istenilen hedeflere ulaşamadan başarısızlıkla sonuçlandı.
 
Ancak buna karşın İsveç'te varılan anlaşma kağıt üzerinde olsa bile dört yıldır devam eden Yemen krizinin siyasi çözümü yönünde atılan bir adımdır.
 
Bu çerçevede BM genel sekreteri Antonio Guterres, El Hudeyde liman kentinde ateşkes üzerinde anlaşmaya varılması İsveç'te Yemenli tarafların elde ettikleri en önemli kazanım olduğunu, zira bu kent Yemen'de sorunun çözümü için anahtar konumda olduğunu belirtti.
 
BM genel sekreteri Antonio Guterres, El Hudeyde kenti hakkında önemli bir anlaşmaya varıldığını, şimdi bu kent ve liman ortak güçlerin varlığına şahit olacağını ve El Hudeyde eyaleti genelinde ateşkes uygulanacağını vurguladı.
 
BM Yemen özel temsilcisi Martin Griffits 13 Aralık 2018'de El Hudeyde eyaletinde ateşkesin nasıl uygulanacağı konusunda yaptığı açıklamada, silahlı güçlerin geri çekilmesi ilkin üç limandan yani El Hudeyde, El Selif ve Ras İsa'dan çekilmeleri ile başlayacağını, ardından silahlı güçler El Hudeyde kentinden geri çekileceklerini ve BM de esas gözlemci olarak El Hudeyde limanında rol ifa edeceğini belirtti.
 
Bilindiği üzere Yemen'e insani yardım ve gıda maddeleri El Hudeyde limanına geldikten sonra Yemen'in başka eyaletlerine gönderiliyor.
 
Aslında İsveç'te sağlanan ve El Hudayde eyaletindeki ateşkesi, esirlerin takası ve Taaz bölgesinde huzurun sağlanması için bazı uzlaşmaları öngören anlaşmanın müspet olması, anlaşmada yer alan maddelerin pratikte uygulanmasına bağlıdır.İsveç'te sekiz gün süren istişarelerin sonunda varılan anlaşma olumlu bir adımdır, fakat bu anlaşmanın fayda etmesi için pratikte hayata geçirilmesi ve başta Riyad heyeti olmak üzere müzakereci tarafların yükümlülüklerinden kaçmamalarına bağlıdır.
 
Bugün Yemen'de siyasi denklemlerde önem arz eden konu, Yemen milletinin Suud rejimi ve başını çektiği ittifakın karşısında durması ve sonunda bu ittifakı müzakere masasına oturmaya zorlamasıdır. İsveç barış müzakerelerinden önce Suud ittifakı Amerika'nın siyasi ve askeri destekleri sayesinde El Hudeyde'de Yemen milletinin iradesini kırmak ve müzakere masasında elinde bir koz bulundurmak için elinden geleni yaptı, fakat başarılı olamadı ve sonunda müzakere masasına kayıtsız şartsız oturmaktan başka çaresi kalmadı.
 
Yemen inkılâbı yüksek komisyonu Başkanı Muhammed Ali Husi İsveç'in başkenti Stockholm'de varılan anlaşmadan bir gün sonra yaptığı açıklamada şöyle dedi: 
 
"Eğer Yemen ordusu ve halk güçleri direnmemiş olsaydı, Amerika, S. Arabistan ve BAE'nin savaş çığırtkanlığı yapan mahiyetleri gün ışığına çıkmazdı. Hali hazırda Amerikan – Suud – BAE saldırgan güçleri ve müttefiklerinin Yemen'de beş bin kadar insan hakları ihlal durumları söz konusu ve Yemen'de yayılan açlık ve kolera hastalığı BM güvenlik konseyini ve bu teşkilata üye ülkeleri Yemen'de bu cinayetleri durdurmakla yükümlü hale getiriyor".
 
İsveç'in başkenti Stockholm'de yaklaşık bir hafta süren istişareler bir takım güven oluşturma çabaları ve en karmaşık dosyaların çözümü yönündeki emeklerle beraberdi. Eğer bu çabalar davam ederse Suud ittifakının Yemen'e düzenlediği saldırıların sonlandırılması için bir umut ışığı oluşturabilir. El Hudeyde kenti ve stratejik limanı üzerinde anlaşmak ve yine Taaz kentinde gerginliklerin hafifletilmesi konusunda mutabakata varmak İsveç'te Yemenli iki grubun istişarelerin sonunda elde ettikleri en önemli kazanımlardı.
 
Stockholm'de müzakere masasında elde edilen kazanımlar ve pratikte ne kadar başarılı olacakları bir yana, bu müzakerelerde en önemli gelişme, Ensarullah hareketinin Yemen milletinin büyük bir bölümünün temsilcisi olarak bu müzakerelere katılmasıydı ki bu da bu hareket için önemli bir siyasi zaferdi. Zira bundan önce Riyad heyeti Ensarullah hareketini Yemen milletinin meşru temsilcisi olarak kabul etmiyordu ve bu yüzden önceki müzakereleri de sürekli sabote etmişti. Ancak bu kez bu gerçek hayata geçti ve Yemen'in Ensarullah hareketi Yemen milletinin kopmaz bir parçası olarak müzakerelere katılarak Yemen milletinin dört yıldır Suud ittifakı tarafından çiğnenen ve ezilen haklarını savundu.
 
İranlı uluslararası meseleler uzmanı Seyyid Hadi Seyyid Efgahi Yemenli grupların İsveç'te elde ettikleri kazanımların hakkında şöyle diyor:
 
"Bu anlaşma Yemen'in Ensarullah hareketi için büyük bir siyasi zaferdir, zira bundan önce Suud rejimi yandaşı taraf Ensarullah hareketini darbeci olmakla suçluyordu. Ancak şimdi BM gözetiminde Ensarullah hareketi ile müzakere ediyor ki, bu da bu hareketi Yemen milletinin büyük bir bölümünün temsilcisi olarak tanıdığını gösteriyor. Ensarullah hareketinin bir başka zaferi insani zaferdir. Bundan başka El Hudeyde meselesi de önemli bir konudur. Şimdi bu eyalette ateşkes sağlanıyor, el Hudayde halkı kentin güvenliğini iki taraf silahlı güçlerini çekince üstlenmeleri gerekiyor".
 
Stockholm barış müzakerelerinde varılan üç mutabakata karşın şartlar başka anlaşmalara uygun hale getirilemedi, zira Riyad heyeti bu müzakerelerde daha fazla konunun üzerinde anlaşma sağlanmasını istemiyordu. Yemen'in başkentinde Sana havaalanı, müzakerelerin önemli maddelerinden biri sayılıyor ve Yemenli taraflar için stratejik önem arzediyor. Riyad heyeti uluslararası Sana havaalanı, sadece iç seferlere açılmasını istiyor, fakat Sana heyeti bu havaalanının uluslararası seferlere de açık olması gerektiğini savunuyor ve bunun için Ensarullah hareketi BM'nin bu havaalanında gözlemci olmasını olumlu karşıladıklarını belirtiyor.
 
Ancak bu iki farklı görüş ve Riyad heyetinin kendi istekleri üzerinde ısrarla durması İsveç müzakerelerinde Sana havaalanının uluslararası bir havaalanı olarak görev yapması ve Yemen'e giriş çıkışlarına esas kapısı olması üzerinde anlaşmaya varılmasını engelledi.
 
İsveç anlaşması hakkında Sana'da açıklama yapan Yemen milli kurtuluş hükümeti enformasyon Bakanı Zeyfullah Şami, bu müzakerelerin önceki müzakerelere göre bazı ilerlemelere şahit olduğunu, Ensarullah hareketi Yemen savaşını tamamen durdurmak için tam ve geniş kapsamlı bir anlaşmaya varmayı umduğunu, ama maalesef Mansur Hadi'nin istifa eden yönetimi bağımsız karar alamadığını ve Riyad ve Washington ve BAE yetkilileri ile istişare etmesi gerektiğini, bu durum ise İsveç'te anlaşmaya varılmasını zorlaştırdığını belirtti.
 
Yemen Suud ittifakının saldırıları yüzünden dört yıldır en feci insani krizi yaşıyor. Bu durum İsveç barış müzakerelerinin ehemmiyetini ve sonuçta bu savaşın sonlandırılması için geniş kapsamlı bir çözüm bulunmasının önemini daha da belirgin hale getiriyor. BM genel sekreteri yardımcısı ise Yemen'de milyonlarca insan evsiz barksız kaldığını ve kötü beslenmeden acı çektiklerini belirtiyor. Bu durum BM'nin Yemen savaşını sonlandırma çabalarını ikiye katlaması gerektiğini ortaya koyuyor. Buna göre BM Yemen özel temsilcisi Martin Griffits'in her türlü siyasi yaklaşımdan uzak bir şekilde İsveç müzakerele
http://caferider.com.tr/stockholm-anlasmasi--yemen-barisinin-on-anlasmasi_h22403.html