Batı medeniyeti yalan üzerine kurulmuş ve yalanlar zincirinden oluşmuş bir medeniyettir. Batılıların en temel ve en büyük yalanı ilkel insan ve ilkel din yalanıdır. Çünkü diğer tüm yalanları buna dayandırılmıştır. Gerçekte ise ilkel insan yok, ilk insan var, o da ilk peygamber Hz. Âdem’dir.

Batılıların medeniyet anlayışına göre, ilkel insanlar hiçbir üretim yapmıyor, toplayıcılık ve avcılıkla karınlarını doyuruyor ve vücutlarını örtüyorlardı. Topladıkları otlar, böcekler, yapraklar ve bitki kökleriyle beslenen ilkel insanlar, yaşadıkları bölgede bunlar bitince başka yerlere göç ediyorlardı.

O nedenle yerleşik düzene geçememiş ve sürekli göçebe hayatı yaşamışlardı. İnsanlığın başlangıcını bu şekilde açıklayan ve medeniyetlerini bunun üzerine inşa eden Batılılardan doğru bir şey beklenebilir mi? Batılıların söz konusu tarih algısı külliyen uydurmadır ve İslam inancına tamamen terstir. Onun içindir ki, Müslümanlar böyle bir tarih algısını asla kabul etmezler. Etmezler, ama bazı Müslümanlar, Batılıların bu tarih algısını reddettikleri halde, ne yazık ki, o algının parçası ve devamı mahiyetinde olan görüşleri kabul etmektedirler.

Böyle bir çelişkinin geçmişten günümüze sürmesi, en büyük açmazlarımızdan biridir. Bundan dolayıdır ki, dünyayı krizlerden kurtaracak olan Müslümanlar da krize düşmüşlerdir. Evet, küresel ölçekte sosyal, siyasal ve ekonomik bir kriz yaşanmaktadır. Yaşanan bu küresel krize, dünyayı etkisi altına alan Batı medeniyeti neden olduğu için, ona genel olarak Batı medeniyetinin krizi denilebilir.

Batılılar da, medeniyet krizinden ancak ve ancak İslâm medeniyetine sarılmakla kurtulacaklarını bilmelerine rağmen, İslam’dan yararlanma yoluna gitmiyorlar. Dahası, katı taassuplarından dolayı bir türlü İslâm düşmanlığını terk etmiyorlar. Bunu, Mermadyuk Begsül’ün şu sözleri açık ve seçik ortaya koymaktadır: “Eğer Müslümanlar bir uyansalar, kendi kültür ve medeniyetlerine bir dönseler, onları durduracak hiçbir kuvvetimiz yoktur.

Ruh ve imana dayanan bu uyanışın karşında Batı’nın ruhsuz ve imansız medeniyeti dayanamaz.” İşte böyle, Batılılar gerçeği bildikleri halde, ona dönmez ve düşmanlıklarını sürdürürler. İslâm medeniyetinin özelliğini ve küresel krize çözüm getireceğini bilirler, ama yine de yegâne medeniyetin Batı medeniyeti olduğunu iddia ederler.

Bazı insaflı Batılılar, bu düşünceye karşı çıkmaktadırlar. Bunlardan biri Fransız düşünür Maurice Crouzet’tir. O şöyle diyor: “Bugün Batılılar, kesin üstünlük iddiasında tek ve yegâne medeniyet anlayışını bırakıp değişik medeniyetlerin bulunduğunu kabul etmelidirler.” Batılılar, bunu kabul ederlerse, hem kendileri medeniyet krizinden kurtulurlar, hem de başkalarının kurtulmasına vesile olurlar. Aksi halde Batı medeniyetinin çöküşü kaçınılmazdır.

Bu öngörü Alman tarihçi Oswald Spengler’e aittir. Oswald Spengler, Batı medeniyetinin neden, nasıl çökeceğini “Batı’nın Çöküşü” adlı kitabında geniş bir biçimde anlatmaktadır.

Batı medeniyetinin çöküşte olduğunu söyleyenlerden biri de ünlü yatırımcı Jim Rogers’tir. Jim Rogers, birkaç yıl içinde Batı medeniyetinin çökeceğini yatırımcı kariyeriyle çok erkenden gördüğünü belirtiyor ve şöyle diyor: “Batı medeniyeti çökecek. Bu, hayatınız boyunca yaşayacağınız en büyük çöküş olacak.” Özetle ifade edersek, Batılılar, medeniyet çöküşünün sendromuna girmiş durumdalar. O nedenle Batı medeniyetinin temsilcisi konumunda olan ABD, yaralı aslan gibi sağa-sola saldırmaktadır. Bu saldılar, çöküşü durduramamakta, bilakis hızlandırmaktadır.
 

Mustafa Hilmi Yıldırım / Yeni Mesaj