Yemen’de, savaş meydanında ve güvenlik boyutunda yaşanan gelişmeler doğrultusunda, bu ülkenin siyasi konular analistlerinden Dea Suwaidan, Lübnan Gazetelerinden el-Ahbar’da “Suudilerin Yemen’deki yeni hareketleri” başlığıyla yayınlanan yazısında, Yemen-Umman sınırında Selefi bir emirlik oluşturulduğunu belirterek, Arabistan’ın Yemen’in doğusundaki hedefleri hakkında uyardı.
Dea Suwaidan’ın kalemiyle el-Ahbar Gazetesinde yer alan yazıda şu ifadeler yer aldı:
Arabistan’ın geçen yıl Kasım ayından itibaren Yemen’in “Mohre” olarak nitelendirilen eyaletinde başladığı hareketlerden bu yana, bu ülke şimdilerde çok tehlikeli bir eylem gerçekleştirerek, bu eyaletin ikinci büyük şehirlerinden olan Qashn’da Selefi Merkezi kurmaya başlamıştır.
Bu Selefi merkezin kurulması için yapılan hazırlıklar, Suudilerin Mohre eyaletindeki insani faaliyetlerini arttırmasıyla ve bunun yanı sıra bu eyaletin askeri bir bölge haline gelmesi ve Aden’de olduğu gibi, bu eyaletin farklı bölgelerinde silahlı grupların oluşturulması ve artışıyla eş zamanlı olarak gerçekleşmiştir.
Bu defa Umman için tehlike çanları çalmaktadır. Çünkü Mohre ile uzun sınırları ve yakın ilişkileri bulunmaktadır.
Arabistan’ın Mohre’deki ilk hamlesi, geçen yıl Kasım ayının ortalarına dayanmaktadır. O dönemde Riyad, bir sınır geçişine ve el-Gayze Havaalanına askeri bir heyet göndermişti ve bunun amacı, bu eyaletin geçişlerine tamamen hâkim olmak için imkanları ve fırsatları incelemekti.
Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak, Suudi ve Birleşik Arap Emirlikleri medyası tarafından, Umman’ın bu geçişleri Ensarullah’a silah kaçakçılığı yapmak için kullandığı yönünde propagandalar yapıldı ama bu konu Umman tarafından defalarca reddedildi.
Bölge ile ilgili olarak, Mohre Valisi Muhamed Abdullah Kadah ile Suudiler arasında çekişmeler yaşandı ama nihayetinde Suudiler bölge valisi karşında alttan almak zorunda kaldılar ama Yemen’in istifa eden Cumhurbaşkanı Abd Rabbuh Mansur Hadi, 28 Ekim’de Mohre Valisini görevden alarak yerine Rajah Said Bakrith’i getirdi. Tam anlamıyla Arabistan’ın kontrolü altında bulunan Rajah Said, Arabistan için en iyi tercihti.
Şimdilerde bu bölgeye Kral Salman tarafından eyaletin bayındır hale gelmesi için insani yardım gönderilmekte, bölgedeki ihtiyaç sahiplerine gıda ve ilaç yardımı yapılmakta ve bölgeye sağlık merkezleri kurulmaktadır. Aynı zamanda bölge halkına, su kuyuları kazılacağının ve tatlı su ve elektrik tesisleri oluşturulacağının, okullar ve üniversiteler açılacağının sözü verilmiştir. Mohre’de bu gelişmeler yaşanırken, Hadi’nin geçici hükümetinin merkezi olan Aden, fakirlik ve yoksulluk içerisindedir.
Bu gelişmelerle birlikte, üç gün önce Arap Koalisyonundan ikinci grup, el-Gayze şehrine girmiş ve bu eyaletin çeşitli noktalarına konuşlanmıştır. Edinilen bilgilere göre, bu kuvvetlerle birlikte ağır askeri mühimmatlar da gönderilmiştir ve Arabistan, yeni vali sayesinde geçişlere hâkim olmak gibi yeni hedeflerinin olduğunu göstermiştir.
Öte yandan, edinilen bilgilere göre Arabistan, Saada eyaletinin merkezi olan Demac şehrinde olduğu gibi bu defa da ikinci büyük şehir olan Qashn’da bir Selefi merkezi kurmaya çalışmaktadır. Bu merkezin sorumlusunun da daha önce Dar’ül Hadis’in idari sorumluluğunu üstlenen Yemen’in Selefi Şeyhlerinden Yahya Bin Ali el-Hacuri olması planlanmaktadır.
Aynı zamanda yerel kaynaklar da kendilerini mülteci olarak tanıtan kimliği belirsiz kişilerin çok yüksek rakamlarla bu eyaletten arazi aldıklarını belirttiler ve bölge sakinleri, bu kişilerin daha önce Saada eyaletinin el-Baka cephesinde savaşan Selefi kişiler olduğunu düşünüyor.
Özetle, Arap Koalisyonu, kaçakçılıkla mücadele kisvesi altında bir dizi eylemlerde bulunarak, Mohre eyaletindeki varlığına meşruluk kazandırmıştır ve Mohre Valisi Rajah Said Bakrith’te Suudilerin Mohre’deki nüfuzunu ve eylemlerini kolaylaştırmak gibi Suudilerin hedefleri doğrultusunda Umman’a baskı yapma konusunda hiçbir eylemden sakınmamaktadır.
Bu gelişmeler gösteriyor ki, Riyad Muskat’a, menfaatlerini tehlikeye attığı takdirde Umman’ı ateşe verecek gücü olduğunu göstermeye çalışıyor ve Arabistan defalarca Umman’ı, Riyad’a karşı komplo planlama konusunda Katar ile iş birliği yapmakla suçlamıştır.
Burada akıllara gelen soru, özellikle Birleşik Arap Emirliklerinin Washington’daki Büyükelçisi Yusuf Atibe’nin, Muskat’ı Ensarullah’ı desteklemekle suçlamak gibi kışkırtıcı eylemlerde bulunduğu bir durumda, Umman’ın da durumu şiddetlendirmek için Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinin bir hedefi haline gelip gelmediğidir.
Bütün bu hareketler, Muskat’ın hedef alınmak istediğini gösteriyor ama şunu da unutmamak gerekir ki, Umman’ın da Suudilerin ve Birleşik Arap Emirliklerinin hamleleriyle başa çıkacak gücü ve baskı araçları vardır.’