2011 yılından bugüne kadar 500 bine yakın masum insanın öldüğü, 5 milyona yakın insanın evlerinden olduğu ve zorunlu mülteci konumuna düştüğü ve II. Dünya Savaşı’ndan bugüne kadar en büyük insan hareketliliğinin ortaya çıktığı mülteci krizi üzerine bir çalışma yapan gazeteci, araştırmacı Rula Jabreal, bu krizde Batı’nın, Avrupa’nın (AB) ve Amerika’nın ‘sınıfta kaldığı’ tüm yükün Suriye’nin sınırındaki üç ülkeye, Türkiye, Ürdün ve Lübnan’ın omuzlarına bindiği ortaya koydu.
Saha çalışmaları için bu üç ülkedeki kampları ziyaret eden Rula Jabreal, çalışmasının sonuçlarını ise 28 Eylül’de The New York Times International Edition’da, “Türkiye’nin mülteci yanıtındaki fark” başlıklı makalesiyle yayımladı.
Dünya kötü bir sınav verdi Jebreal’a göre, Avrupa/AB ve ABD gerek yük ve çaba paylaşımında gerekse de ahlaki ve insani yaklaşım temelinde çok kötü bir sınav verdi. Ürdün ve özellikle Lübnan ile kıyaslandığında, Suriyeli mültecilere, en iyi yaklaşan ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Jebreal, mülteci krizinin bir “insanlık krizi” olarak ele alınması gerektiğini dile getirdi
. Rula Jabreal, "ABD ile AB, mültecilere kapılarını kapatırken, “süper ve büyük güçlerin” yapması gerekeni, Türkiye yapmaktadır. Türkiye Suriyeli mültecilere “çözülmesi gereken bir sorun” değil, aksine “yönetilmesi gereken bir toplumsal gerçeklik” olarak yaklaşmakta ve bu duruşuyla fark yaratmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.