Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Muharrem ayı için görevlendirilen dini yetkililer ile yıllık düzenlediği görüşmesinde; direnişin Suriye’de zafer elde ettiğini ve geriye “temizlik operasyonları”nın kaldığını vurguladı.

 

El Ahbar’ın haberine göre Nasrallah şöyle söyledi; Biz bu savaştaki (Suriye savaşı) görevlerimizin farkındayız. Şehitler, yaralılar ve esirlerimiz savaşın dengesini değiştirmekle kalmadı aynı zamanda, sadece Lübnan tarihini değil bölgenin tamamının tarihini değiştirmektedirler. Biz Suriye’de kazandık. Düşmanın son planı başarısız oldu ve şimdi de bazı çıkarlarını korumak için müzakerelerde bulunmak istiyorlar.

 

Ayrıca şöyle vurguladı; Yaptıkları son plan ve proje başarısız oldu ve oldukça büyük zorluklar yaşadığımız yolumuzda biz zafer kazandık. Büyük sonuçlar doğrultusunda dengeyi İslam Ümmeti lehine değiştireceğiz.

 

Nasrallah devamında şöyle açıkladı; IŞİD ve El Nusra ile olan savaş, 2011 yılından bu yana karşılaştığımız en zor savaştı ve hatta 2006 yılından daha tehlikeliydi. 2017 yılında büyük bir fitnenin başlayacağına emindik ve Amerika-İsrail-Katar-Suudi Arabistan birliğinin, Filistin değerleri ve direnişini yok etmek amacı taşıyan bir planları olduğunu biliyorduk.

 

Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri devamında şöyle söyledi; Suriye gelişmelerinin başında İran’a gittim ve İran İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamaney ile görüşmede bulundum. O zaman herkes Suriye hükümetinin iki, üç ay içerisinde düşeceğine inanıyordu. Biz de kendi görüşümüzü belirterek, eğer Şam’da savaşmazsak Hermel, Baalbek, Zahiye, Elgaziye, Batı Beka ve Lübnan’ın güneyinde savaşmak zorunda olacağımızı söyledik.

 

İran İslam İnkılabı Rehberi benim sözümü tamamlayarak şöyle söyledi; Sadece bu bölgeler de değil, Kirman, Huzistan, Tahran ve diğer bölgelerde de… Bu cephe birkaç noktadan oluşuyor; İran cephesi, Suriye Cephesi ve Lübnan cephesi. Suriye Cephesi’nin komutanı Beşar Esad’tır ve bizim onun kazanmasını sağlamamız gerekiyor ve kazanacaktır da.

 

Bir buçuk, iki yıl geçmesinin ardından Arabistan, Beşar Esad’a bir mesaj gönderdi ve Suriye’nin, ülkedeki krizin bitirilmesi için bir konferansta Hizbullah ve İran’la ilişkisini kestiğini açıklamasını söyledi.

 

Seyyid Hasan Nasrallah devamında şu açıklamalara yer verdi; Biz daha en baştan Iraklı kardeşlerimize uyarıda bulunduk. Eğer IŞİD ile savaşmazlarsa ve bu grup Deyr Ez Zor’a musallat olursa, IŞİD’in bir sonraki hedefi Irak olacak dedik. Bizim bu öngörümüz birebir doğru çıktı ve bu terör örgütü Irak’ın üçte birine musallat oldu. Soruyorum; eğer biz cihat etmeseydik ve bu görevimizden geri çekilseydik, Lübnan’ın başına ne gelirdi? Ve eğer Irak halkı Ayetullah Sistani’nin cihat emrine uymasaydı ülkede ne olurdu?

 

Nasrallah şöyle ekledi; Bu savaş (Suriye) “mübarek” idi ve biz dini görevimize uyuyarak, Suriye’ye gittik. Aksi halde bir genci bu zor şartlar altında Halep ve Deyr ez Zor’a gitmeye iten şey ne olabilirdi? Bizim kardeşlerimiz yaklaşık 8 aydır bu bölgede abluka altındaydı. Bazıları biz Lübnan’da ne yaparsak razı olmuyorlar.

 

Nasrallah son olarak Muharrem ayına ve Aşura’ya değindi ve İmam Hüseyin’in inkılabının sadece zulme itiraz olmadığını, bunun yanı sıra ilahi görevi yerine getirmek olduğunu söyledi ve bu konunun üzerinde durulması gerektiğini ifade etti.