İran ve Türkiye'nin ittifak sinyali veren açıklamalarını Sputnik'e değerlendiren ANKASAM Uzmanı Başaran, "Bölgeye yönelik Batı müdahalesi ve Körfez krizinin çözümü Türkiye-İran yakınlaşmasından geçiyor, aynı Sadabat paktı örneğinde olduğu gibi" dedi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın gelecekte Tahran'ı ziyaret etmesini beklediklerini söyledi. Tahran'dan gelen açıklama, Erdoğan'la İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri'nin Ankara'daki ikili ilişkileri masaya yatıran ve ‘çok iyi geçen' görüşmesini takip etti. Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Uzmanı Doğacan Başaran, Tahran'dan gelen açıklamaları Sputnik'e değerlendirdi. Olası Türkiye-İran ittifakının, Türkiye'nin 17-25 Aralık operasyonları sonrasında ve 15 Temmuz darbe girişi sonrasında ABD ile bozulan ilişkileri bağlamında değerlendirilmesi gerektiğine işaret eden Başaran şöyle konuştu:
"Amerika'nın bölgeye yaptığı müdahalelerin Türk dış politikasındaki çıkar algılamasıyla uyuşmadığı anlaşılıyor. Bu sebeple, aralarındaki rekabete rağmen Türkiye ile Amerika'nın "Büyük Şeytan" gibi gördüğü İran'la yakınlaşma sürecine giriyor. Zira aralarında rekabet olsa da bu iki ülke aslında Sadabat Paktı'nın da tarihteki örneğinde olduğu gibi bölgeye dışarıdan yapılan Batılı güçlü devletlerin müdahalesi, bölgeyi dizayn etme girişimleri karşısında iş birliği yapmak durumda kaldı ve yapmaya devam edecektir de."
‘KÖRFEZ KRİZİNDE ÇARE AVRASYACI YAKLAŞIM'
Körfez-Katar krizinin bölge ülkelerini birbirine yaklaştırdığını söyleyen Başaran "Katar krizinin yaşandığı ilk gün daha Türkiye İran ile iletişime geçti. İran Genelkurmay Başkanı buraya geldi. Aynı dönemde İran terör saldırılarına sahne oldu. Bütün bunlar şunu gösteriyor: Batı'nın ‘Büyük Ortadoğu Projesi' adı altında bölgeyi şekillendirme girişimi bölge devletlerinin egemen varlığını koruyabilmek için yan yana getirmeye zorluyor. Tarih bunu gereklilik haline getiriyor. Katar krizi özelinde de Sayın Cumhurbaşkanı'nın İran ziyareti gerçekleşirse ilişkileri başka bir boyuta taşınacaktır ki bu da bölge devletlerinin de çıkarınadır" dedi.
Körfez-Katar krizinin çözümünün Avrasyacı bir yaklaşımdan geçtiğine işaret eden Başaran "Görünen o ki Amerika Birleşik Devletleri bölgedeki temel partner olarak Suudi Arabistan'ı istiyor ve Suudi Arabistan İran'ın Katar'la olan ilişkilerinden dolayı rahatsız. Bu da ABD'nin Suudi Arabistan, Mısır ve İsrail üçlüsüyle başka dengeler kurmaya yöneleceğini gösteriyor. Bu durum hatta Amerika, Mısır, İsrail dengesi Kıbrıs'taki gaz yataklarının işlenmesi konusunda da karşımıza çıkacaktır. Bu gibi durumlar Türkiye'yi Avrasya Birliği seçeneğini tartışmasına yol açıyor. Ayrıca Türkiye'yi İran ve Rusya'yla yakınlaşmaya teşvik ediyor" ifadelerini kullandı.
Olası ittifakın Ortadoğu'daki dengeleri değiştirebilecek güçte olduğunu dile getiren Uzman "ABD'nin Katar'da başlattığı askeri darbe dolayısıyla bölge ülkelerinin Katar'a müdahalesi de söz konusu. Lakin buradaki dengenin kırılacağına, Katar'daki yönetimin devam edeceğini düşünüyorum" diye ekledi.