10-07-2017 tarihinde eklendi
Ammar Hekim IŞİD Sonrası Irak’ın Önceliklerini Açıkladı
Irak Ulusal İttifak Lideri Seyyid Ammar Hekim: "Bağdat, İran ve Arabistan’ın görüşlerini birbirine yakınlaştırmada olumlu bir rol üstlenebilir. Bu ülkeler birlikte anlaşma masasına oturmalı ve birbirlerinin endişelerini ortadan kaldırmalıdırlar."

Irak Milli Birliktelik Başkanı: Bağdat, İran ve Arabistan’ın görüşlerini birbirine yakınlaştırmada olumlu bir rol üstlenebilir. Bu ülkeler birlikte anlaşma masasına oturmalı ve birbirlerinin endişelerini ortadan kaldırmalıdırlar.
 
Irak Ulusal İttifak Lideri Seyyid Ammar Hekim, İran basınıyla yaptığı röportajda şu açıklamalarda bulundu; Musul’da ve Irak’ın diğer bölgelerinde alınan son başarılar, dış güçlerin yardımlarına bağlı kalmadan, Irak halkının öz milli iradesi sayesindeydi. Allah’ın izni ile ve halkın da yardımıyla IŞİD’i Irak’tan tamamen sileceğiz.
“Milli Yardımlaşma, Irak’ın tamamen temizlenmesinde ve fesat ile mücadelede Irak Devleti’nin ana prensiplerinden olacaktır.”
Hekim konuşmasında; “Diğer ülkeler ile bölgesel ve uluslararası ilişkilerimizi güçlendirmek, IŞİD’den temizlenen Irak Devletinin yeni planları arasındadır. Aynı zamanda bölge ülkeleri arasında endişeleri azaltmak ve güven ortamı sağlamak Irak’ın milli amaçları arasındadır. Bu tek başına, Irak’a olan baskıları azaltmak adına ve IŞİD’in yeniden Irak’a dönerek halkın ve ülkenin güvenliğine saldırmalarını engellemek açısından, büyük bir öneme sahiptir” şeklinde konuştu.
 
IŞİD sonrası Irak’ın öncelikleri hakkında Hekim şu açılamalara yer verdi; Musul ve diğer bölgelerin IŞİD işgalinden temizlenmesi operasyonları Irak askeri birliklerinin, yabancı güçlere ihtiyaç duymadan ülkelerini koruyabileceklerini gösterdi. Aynı zamanda bazı ülkeler ile özellikle de Amerika ile olan güvenlik, askeri ortaklık ve istihbarat protokolleri, yalnızca Irak Silahlı Kuvvetlerinin eğitimi ve silahlandırılması esasına dayanmalıdır, bu ülkelerin askerlerinin ve üslerinin burada bulunmasına ve yerleşmesine değil. Şüphesiz yabancı askeri birliklerin ülkede bulunması, Irak Millet Meclisi’nde onaylanmadan mümkün değildir. Biz askeri ortaklık anlaşmalarını kabul ediyoruz ve bu anlaşmalara bağlıyız, ancak bundan fazlasına onay vermeyeceğiz.
 
Irak Ulusal İttifak Lideri devamında; “Şüphesiz bizim IŞİD ile olan savaşımız yalnızca askeri bir savaş değildir. Öte yandan sizin de işaret ettiğiniz gibi, tüm askeri, güvenlik, kültürel, hizmet, yapılandırma ve yenileme ve uluslararası ilişkiler alanlarında gelişmemiz ve güçlenmemiz gerekmektedir. Aynı zamanda endişelerinin azalması ve ülkemize karşı olumlu bir tavır sergilemeleri açısından Irak’ın ülke içi durumunun bölge ülkelerine açıklanması gerekmektedir. Uluslararası ilişkiler de bu anlamda güçlenmeli ve sağlamlaştırılmalıdır” şeklinde konuştu.
‘IŞİD’i takip etmede Suriye topraklarının içlerine kadar ilerleyecek misiniz?’ sorusuna ise; “Biz kendi topraklarımızda ve kendi halkımız için IŞİD ile mücadele etmek ve güvenliği sağlamak ile sorumluyuz. Ama Irak ve Suriye Devletleri arasında askeri ve istihbarat ortaklığı bulunmaktadır. Suriye Devleti’nin de bilgisi çerçevesinde ve onayıyla teröristlerin, Suriye topraklarının derinliklerine kadar, askeri noktalarını hedef alıyoruz. Aynı zamanda İran, Irak, Suriye ve Rusya’dan oluşan dört taraflı bir ortaklık da bulunmaktadır ve bu dört ülkenin komutanları, karşılıklı haber alış verişi sağlayarak teröristlere yönelik ortak operasyonlar yapıyorlar” şeklinde cevap verdi.
 
Hekim konuşmalarına şöyle ekledi; Orta doğudaki sıkıntıların şahsi olarak ülke insanlarının çözebileceği problemler olmadığına inanıyoruz. Ülke yönetimlerinin birbirleriyle işbirliği sağlaması ve müzakere masasına oturarak anlaşmaya varması gerekmektedir. Ortak çıkarlarını belirleyip birbirlerinin endişe ve korkularını açıklayarak bunları ortadan kaldırmalıdırlar. Bölge ülkelerinin dayanışma ve ortaklığı sayesinde başka güçlerin bölge ülkelerine karışmasının ve bu ülkeler üzerinde planlar yapmasının önüne geçebiliriz.
Irak Ulusal İttifak Lideri röportajın devamında; Irak Özerk Kürdistan Bölgesi liderlerinin, ana hükümetten bağımsız bir devlet olmayı istemeleri ile ilgili şöyle vurguladı; Irak’ın bir bütün olarak kalmasının tüm Irak halkı için daha yararlı olacağına inanıyoruz. Ülkenin tüm bölgeleri, grupları ve mezheplerinin birlik ve dayanışma içinde kalması bu ülkeyi güçlü bir ülke haline getiriyor ve parçalanmış bir Irak artık güçlü bir Irak olmayacaktır. Bu düşmanlarımızın arzusudur. Biz asla Irak’ı parçalamak isteyen iç ve dış baskılara teslim olmayacağız.
 
Röportajın devamında Arabistan ve Katar arasında yaşanan anlaşmazlık hakkında da; “Irak, Arabistan ve Katar arasındaki bu münakaşada tarafsız duruyor. Biz bu sorunların iktisadi baskılarla değil, karşılıklı müzakerelerle çözülebileceğine inanıyoruz” dedi.
 
Irak Ulusal İttifak Lideri, ‘eğer Arabistan Katar’ı Arap Birliği’nden çıkarmayı teklif ederse Irak’ın tutumu ne olur?’ sorusuna ise şu şekilde açıklama getirdi; Biz geçmişte Suriye’nin Arap Birliği’nden çıkarılmasına şiddetle karşı çıktık. Çünkü sorunu çözecek bir çözüm önerisi değildi. Bu yüzden eğer Katar konusunda da aynı senaryo tekrarlanırsa, yine aynı şekilde muhalefet ederiz. Irak eskiden Katar ile iç işlerimize karışmasından dolayı ciddi anlaşmazlıklar içindeydi. Ancak bu sorunları çözmek için karşılıklı ve yapıcı görüşmeler yapmak gerekli, düşmanca tavır sergilemek değil.
Suriye ve teröristler konusunda bölge ülkelerinin görüş ayrılıkları hakkında ise şöyle açıkladı; Irak beş ülkenin, yani İran, Arabistan, Türkiye, Mısır ve Irak’ın bir araya gelerek bir oturum düzenlemesini teklif etti. Zira bölge ülkeleri arasındaki bu ayrılıklar, yabancı güçlerin bölgeye girmesi için bahane olacaktır.
 
Hekim, “Şii Hilali” hakkında çıkan asılsız söylemler ile ilgili ise; “İran-fobi ve Şia-fobi çıkarmak ve belli ülkelerde bu yönde korku oluşturmak, sorunların çözümünde hiçbir fayda sağlamayacaktır. Bu ülkeler bölgenin birer parçasıdırlar ve bölgede belli bir nüfuza sahipler. Arabistanlı kardeşlerimizin müzakere masasına oturması daha iyidir. İran İslam Cumhuriyeti’nin görüşmelerde bulunmak için masa başına oturmaya yönelik teklifte bulunarak Kuveyt Emiri’nden bu konuda rol oynamasını istediklerini biliyoruz. Diğer taraftan Irak da İran ve Arabistan’ın görüşlerini yakınlaştırmak için olumlu rol oynamaya hazır. Birbirimizle görüşmeler yapmamız gerekiyor. Bu ülkeler birlikte müzakere masasına oturmalı ve birbirlerinin endişelerini görüşerek bunları ortadan kaldırmalıdırlar. Aksi halde bu durumdan taraflar zararlı çıkacaklar.
 
Hekim, Haşdi Şabi güçleri veya Irak Gönüllü Halk Birlikleri hakkında ise şu açıklamalara yer verdi; Bu gruplar yaptıkları eylemler ile IŞİD’i Irak’ta yenilgiye uğratmışlardır ve şuan Irak’ın milli iftiharlarıdırlar. Bu birliklerin Irak’ta bulunması, güçlü bir Irak oluşturmuştur. IŞİD tüm İslam alemi için bir sorun olup, uluslararası bir problemdir. IŞİD’i bölgedeki komşularını baskılamak için kullanan herkes, bu grubun alevlerinin kendilerine de sıçrayacağını ve IŞİD’in tüm insanlık için bir tehdit olduğunu anlayacaklardır.
 
Konuşmasının sonunda şöyle ekledi; birçok bölge ülkesinin arasındaki görüş ayrılığı ve anlaşmazlıklar, bölge içi sıkıntılara sebep oldu. Başkaları da bölge sınırı ötesinden bu problemli ortamı kullanıyor ve bu bölgede (çıkarları doğrultusunda) planlar yapıyorlar ve ateşini körüklüyorlar. Ülkeler arası bu sorunları daha da derinleştirerek kendi çıkarlarını sağlamaya çalışıyorlar. Sömürgeci devletlerin mantığı her zaman bu yönde çalışmıştır; ülkeler arası ayrılık çıkararak bu ülkelerde nüfuz, güç ve hakimiyet sağlamak. Bu yüzden dış güçlerin bölgedeki uğraşlarına olumlu bir gözle bakamayız, bölge ülkelerinin bizzat kendileri masa başına oturup görüşme yaparak tarafların çıkarlarını gözeten ve aradaki endişeleri gideren ortak kararlar almaları gerekmektedir.
http://caferider.com.tr/ammar-hekim-isid-sonrasi-irakin-onceliklerini-acikladi_h19588.html