Rusya başkanı Vladimir Putin, NATO üyesi ülkelerin Amerika gibi güçlü bir ülkenin karşısında direnecek güçte olmadıklarını ve bunun zor bir süreç olduğunu belirtti. Putin’e göre, NATO tamamen Amerika’ya bağımlı bir örgüt olarak Amerika’nın uluslararası hedefleri doğrultusunda hareket etmektedir. Nitekim Amerika başkanı Trump, NATO ülkelerini askeri bütçe miktarını arttırma ve silah satın almaya zorlamaktadır. NATO üyesi Avrupalı ülkeler ve hatta güçlü bir devlet olan Almanya bile iç muhalefete rağmen Amerika başkanı Donald Trump’un askeri savunma bütçesini arttırma ve silah satın alma baskılarına teslim oldu. NATO geçen yılki verilerine göre ABD 650 milyar dolarlık harcamasıyla geri kalan 27 üyenin toplam harcamasının iki katından fazla harcamayı tek başına gerçekleştirdi. Avrupa’nın en büyük ekonomileri Almanya, Fransa’nın gayri safi yurtiçi hasılalarına oranla çok az yardımda bulunduğu ortaya çıktı.

 

NATO’nun resmi kurallarına göre üye devletler gayri safi yurtiçi hasılalarının (GSYH) en az yüzde 2’sini savunmaya harcamak zorunda. NATO’nun 2016 yılında 900,5 milyar dolarlık bütçeye sahip bulunduğu görülüyor. Bu bütçenin 650 milyar doları ABD’den sağlanırken İngiltere 60 milyar, Fransa 44 milyar, Almanya ise 40 milyar dolarlık katkıda bulundu.

 

Amerika’nın isteği ve baskısı sonucu, NATO Amerika liderliğindeki DAEŞ ile Savaş koalisyonuna katılma zorunda kaldı. Elbette sadece askeri istihbarata katılacağını muharip güç olarak operasyonlara katılmayacağını bildirdi. Washington pratikte NATO üyesi ülkelere kendi politikalarını dayatma gücüne sahiptir. NATO savaş makinesi olarak Amerika’nın militarist ve saldırgan girişimlerinin aracıdır. Amerika’nın dış politikası doğrultusunda hareket eden NATO, doğu Avrupa ülkelerini içine alarak, Rusya’yı ablukaya almaya çalışmaktadır. Bu yayılmacı girişimde NATO ile Rusya’nın karşı karşıya gelmesine sebep olabilir.

 

Moskova yöneticilerine göre, NATO’yu Bağımsız bir örgüt olarak nitelendirmek ve onunla Amerika olmadan dengeli ilişki kurmak ve geliştirmek mümkün değildir. Bu durum, Rusya’nın NATO ile ilgili geleneksel ilişkilerini de kökten değiştirmesi söz konusu olabilir. Sovyetler birliğinin çökmesinden sonra, Rusya Batıyla iyi ilişkileri kurmaya ve NATO ile Rusya-NATO konseyi kurup, denge politikası oluşturmaya çalıştı.

 

NATO-Rusya konseyi 2002 yılında kuruldu. Bu konseyin resmi toplantısı son olarak Haziran 2014 de düzenlendi. Ukrayna krizinin ardından NATO ile Rusya ilişkileri gerginleşti. Rusya ile NATO konseyi 2016 yılında iki kez toplandı. Ancak hiçbir sonuç alınmadan dağıldı. Rusya devlet başkanı Putin , Rusya-NATO işbirliği sürecinden ümitsizleştiği için, NATO’yu Amerika’ya bağımlı ve bağımsız bir örgüt olmayan askeri güvenlik bir teşkilat olarak nitelendiriyor.

 

Rusya, Batının askeri, güvenlik, ekonomik ve ticari saldırısı ve düşmanca tutumuyla karşı karşıyadır. Moskova açısından NATO’nun Rusya’nın Batı sınırlarına yakın bölgelerde askeri güç konuşlandırması tehlike boyutlarını arttırmaktadır. Amerika ve NATO doğu Avrupa ülkelerine askeri güçler konuşlandırdıkları ve tehditlerini sürdürdükleri için, Rusya milli güvenlik doktrin ve senedinde NATO’yu Rusya’nın açık bir tehdit kaynağı olarak nitelendirdi.

 

Bu nedenle Rusya ile Amerika ve NATO arasındaki düşmanlık sürekli bir nitelik taşımaktadır. Amerika liderliğindeki NATO’nun Rusya’ya karşı düşmanca tutumu devam etmektedir. Nitekim NATO’nun 8 üyesi ülke 3 Haziran günü Rusya’nın sınırlarına yakın Litvanya topraklarında acil müdahale birlikleri askeri tatbikat yaptılar. Rusya ise bu askeri tatbikatı tehdit kaynağı olarak nitelendirmektedir.