Bu itirazların sürekli olmaması ve arasıra baş göstermesinin nedeni halkın egemen durumdan razı oldukları için değil, şiddetli baskı ve polisiye önlemlerden dolayıdır. Arabistan halkı 21 Nisan günü de ekonomik kriz ve işsizlikten dolayı protesto gösteriler yapacaklarını bildirdiler. Ancak Arabistan’ın başkenti Riyad’da sert güvenlik önlemlerine alınması ve polis güçlerinin arttırılması sonucu, itirazlar yapılamadı. Suudi krallık rejiminin sert güvenlik önlemleri alması ve polisiye ortam yaratmasından dolayı 30 Nisan günü de halkın sokak gösterisi önlenebilir yahut bastırılabilir.
Ancak Arabistan halkının bu kalkışması ve itiraz sesleri Suudi dikta rejimini korkutmaktadır. Suudi hanedan rejimi, halkın itirazlarını tehdit kaynağı olarak nitelendirmektedir. Bunun tehdit kaynağı olduğu iki açıdan değerlendiriliyor. Arabistan halkı gençlerin işsiz kalmasından ve devlet çalışanları ve memurların maaşlarının düşürülmesinden dolayı geçim sıkıntısı yaşıyorlar ve bu baskıcı ortam ve şartları protesto etmek istiyorlar.
Kral Selman Arabistan halkının itirazlarını yatıştırmak için, petrol fiyatlarının düşmesinden dolayı mülkü ve askeri yetkililer ve memurlarla kamu çalışanların kesintiye uğrayan maaşları, ek yardım, pirim ve diğer destek paketlerini yeniden ödenmesi talimatı verdi. Suudi krallık rejimi, Yemen halkına karşı savaş başlatması ve silah atın alması, petrol gelirinin düşmesinden dolayı kamu çalışanlarının pirimler ve ek yardımlarını kesmişti. Bunun sonucu, çalışanların itirazlarıyla karşılaşmıştı. Ancak Arabistanlı işsiz gençlerin itirazları ciddi bir tehdit kaynağı sayılıyor.
Arabistan halkı, Suudi krallık rejiminin müdahaleci dış politikalarına ve Yemen halkına karşı savaşına da muhalefet etmektedirler. Suudi krallık rejimi en az iki yıldan beri Yemen Halkına karşı sürdürdüğü savaştan dolayı, milyarlarca dolar silah satın alıp, savaş’ın ağır maliyetiyle karşılaşmıştır. Buna ilaveten Yemen halk direniş teşkilatları ve ordusu, Suudi askerlerine ağır can kaybı da vermiş bulunuyorlar. Suudi hanedan rejimi, ırak ve Suriye hükümetlerini sarsıp çökertmek amacıyla da terör örgütlerine silah ve lojistik destek verip, milyarlarca dolar tutarında bu İslam ve Arap ülkelerini çökertmeye çalışmaktadır.
Suudi hanedan rejimi, batılı güçlerin desteğini kazanmak için de milyarlarca dolar silah satın almaktadır. Nitekim Stockholm uluslararası barış enstitüsünün raporuna göre, Suudi Arabistan rejimi, 2015 yılına kıyasla 2016 yılında askeri bütçesini yüzde 30 oranında düşürdüğü halde yine 63 milyar 700 milyar dolar silah satın aldı ve dünya sıralamasında askeri harcama yapan 4. Ülke oldu. Arabistan’da 10 milyonu aşkın yabancı işçi çalıştırılmaktadır. Ancak bu ülkedeki Arabistanlıların işsizliğini azaltmak amacıyla köle gibi çalıştırdığı yabancı işçileri sınır dış etmeye başladı. Yabancı işçilerin sınır dışı edilmesiyle Arabistanlı gençlerin bir ölçüde işsiz sayısı azaltılabilir.
Fakat Suudi krallık rejiminin varlığını tehdit eden etkenlerden biri bol miktarda silah satın alması, sosyal hizmetlerde kesintiye gitmesi, diğer ülkelere karşı müdahaleci girişimlerini sürdürüp, terörizme destek olması, yemen halkını bombalamaya devam etmesidir. Suudi hanedan rejimi bu saldırgan ve savurgan politikalarında vazgeçerse, kendi varlığını tehdit eden unsurların bir kısmını etkisiz hale getirebilir. Arabistan halkı Suudi krallık rejiminin saldırgan ve diğer ülkelere savaş dayatmasını istemiyor, Ortadoğu da barışçı bir tutum izlemesini ve bölgesel barış ve istikrara katkıda bulunmasını istiyor.