Kasım Kebuze, Suudi rejimi ve müttefiklerinin yasak silahlar ve henüz bilinmeyen öldürücü ve yıkıcı silahlar kullandıklarını, beşeri tarihin yüz karası olarak tarihin karanlık sayfalarına geçeceklerini belirtti. Yemen mayınları etkisiz hale getirme merkezinin başkanı Yahya Mohsen El-Husi de Suudi krallık rejimi ve müttefiklerinin bir milyonu aşkın misket ve salkım bombalarını Sâade, Elcuf, Marib bölgelerine attıklarını, BM’nin bu toprakları mayınlardan temizlemek için Yemenli güçlere yardımcı olması gerektiğini söyledi.
Amerika ve İngiltere Suudi krallık rejimiyle koalisyona katılan gerici dikta Arap rejimleri olan Katar ve Birleşik Arap Emirliği’ne salkım bombaları gibi yasak silahlar satarak Yemen’de kullandırmaktadırlar. Bu küçük bombalar, mayın gibidir ve sivil katliamına sebep olmaktadır. Misket bombası ya da salkım bombası, “bomba içinde bomba” olarak bilinen bir silahtır. Bomba havada açılır ve içindeki küçük bombalar dağılarak patlar ve bu yüzden de etki alanı çok geniştir. Birçok bomba anında patlamaz ve on yıllar boyunca yaşam ve geçim alanları için bir tehdit olarak kalır.
Misket Bombaları Sözleşmesi; Aralık 2008’de Oslo’da 108 ülke tarafından imzalandı ve bağlayıcı bir uluslararası yasa olarak 1 Ağustos 2010’da yürürlüğe girdi. Misket bombalarının kullanımını, üretilmesini, stoklanmasını ve transfer edilmesini yasaklıyor ve ülkelerin etkilenmiş arazileri 10 yıl içinde temizlemesini ve stoklanmış silahları sekiz yıl içinde imha etmesini gerektiriyor.
Buna rağmen Amerika ve İngiltere bu bombaları üretip, Suudi krallık rejimi gibi kukla ve insanlık düşmanı rejimlere satıp kullandırıyorlar. Amerika ve İngiltere’nin askeri ve istihbarat desteğindeki Suudi krallık rejimi liderliğindeki koalisyon güçleri ayrıca fosforlu bombaları da Yemen halkına ve direnişçi güçlere karşı kullanıp, insanlık ve savaş suçu işliyorlar. Suudi krallık rejimi Amerika savaş uçakları ve bombalarıyla Yemen alt yapılarını, okullarını, hastanelerini, gıda depolarını, su şebekelerini, elektrik şebekelerini, fabrikalarını, camilerini, kreşlerini de bombalamış ve yüz milyarlarca dolar Yemen halkına ve devletine maddi ve mali zarar verdirmiştir. Bu kıyımların onarılması için onlarca yıla ihtiyaç vardır.
Suudi krallık rejimi, Siyonist İsrail rejiminin savaş ve insanlık suçlarını bile kat kat geri de bırakmıştır. Amerika, İngiltere, AB ülkelerinin bazısı, Suudi krallık rejiminin mart 2015’deki Yemen saldırısına destek verdiler. Suudi krallık rejimi gayri meşru ve halk düşmanı sözde Abdurrabe Mansur Hadi’yi Yemen cumhurbaşkanı olarak Yemen halkına dayatmak için bu yıkıcı ve kanlı saldırılarını başlattı. Gülünç olan şey şudur ki Suudi rejimi, cumhuriyet ve demokrasi nedir bilmez, ancak Yemen’e Mansur Hadi’yi cumhurbaşkanı yapmak istiyor.
Suudi krallık rejimi kısa sürede Yemen’i işgal edip, Mansur Hadi’yi iktidar yapacağını hesaplamıştı. Ancak Yemen Müslüman halkı, Vahhabi tekfirci Suudi rejimi ve müttefiklerinin vahşi saldırıları karşısında direndi ve saldırganları hezimete uğrattı. Suudi krallık rejimi sivil katliamı ve yıkımlarını sürdürmekte ve açık bir savaş ve insanlık suçu işlemektedir. İnsan hakları örgütlerine ve hukukçulara göre, Amerika ve İngiltere ile Fransa NATO liderleri olarak Suudi rejimini silahlandırıp destekledikleri için savaş ve insanlık suçu işlemektedirler.
BM ise Yemen Müslüman halkının katliamına ve bu ülkenin yıkıma uğratılmış olmasına sessiz ve seyirci kalmaktadır. BM, Yemen’e karşı katliamları ve yıkımı durdurmakla mükelleftir. Bunu gerçekleştirme yetkisine sahiptir. BM’nin Suudi hanedan rejimi ve müttefiklerini savaş ve insanlık suçu işledikleri için uluslararası ceza mahkemesine sevk edebilir ve bu savaşı durdurabilir. Ancak BM böyle bir karar alırsa Amerika, Fransa ve İngiltere’nin vetosuyla karşılaşacak ve Yemen halkının katliamı devam edecektir.