Yemen İnsan Hakları Bakanlığı yaptığı açıklamada, Hodeyde vilayetine bağlı El-Hune’deki bir pazar yerinde masum Yemenli sivillerin korkunç şekilde katliam edilmesini kınayarak, Suudi Arabistan’in öncülüğündeki Arap ittifakının sivillere yönelik cinayetlerinin kasıtlı olduğunu belirterek, türlü yasak silahların kullanıldığı bu saldırılarda Yemen halkının sivil ve kültürel tesislerinin hedef alınmasını kınadı.
Bakanlık, Güvenlik Konseyi dahil uluslararası örgütlerden, ayrım gözetmeden süratle, saldırganlar ve hamilerinin saldırıları ve cinayetlerini durdurmasını talep etti. Suudi rejimi savaş uçaklarının Cumartesi gece Yemen’in batısında yer alan El-Hodeyde eyaletine bağlı El-Hune şehrinde bir çarşıya yönelik düzenlenen saldırıda 26 kişi hayatını kaybetmiş veya yaralanmıştır.
BM Genel Sekreteri İnsani İşler Yardımcısı da yaptığı açıklamada, Yemen’in en büyük insani felakete maruz kaldığını ve ülkedeki insanların üçte ikisinin yardıma ihtiyaç duyduğunu kaydetti.
Suudi Arabistan, ABD, Arap ve Batılı müttefikleriyle birlikte Mart 2015 tarihinde Yemen’e yönelik saldırıları başlattı, ardından bu ülkeyi hava, kara ve denizden kuşatarak, görevinden istifa eden Yemen’in eski cumhurbaşkanı Mansur Hadi’yi yeniden iktidara getirmeye çalıştı. Suudiler, o tarihten bugüne kadar neredeyse her gün Yemen’in muhtelif noktalarını bombalamayı sürdürmüştür. Saldırılarda, defalarca okullar, hastaneler, yerleşim alanları, caddeler ve pazar yerleri hedef alınmıştır. Bu saldırılar sonucu Yemen’de en az 11 bin kişi yaşamını yitirmiş, on binlerce kişi de yaralı düşmüştür. Buna ilaveten milyonlarca Yemenli de evinden barkından olarak göçmen durumuna düşmüştür. Tek bir kelime ile Yemen, Suudi Arabistan’ın saldırılarının ardından neredeyse harabe haline gelmiştir.
BM, Suudi Arabistan’ın Yemen’in kritik ve hayati merkezlerine yönelik saldırıları başta olmak üzere cinayetlerinin devam etmesinin, uluslararası kuralların açık ihlali ve kabul edilemez olduğunu defalarca deklare etmiştir.
Yemen krizine yönelik pasif ve duyarsız davranan BM, Al-i Suud’un cinayetlerini durdurma noktasında ektin bir girişimde bulunmamış, sadece “endişe verici” türünden açıklamalarla yetinmiştir. Oysa BM, Suudi Arabistan’ın Yemen’de işlediği cinayet dosyasını, Güvenlik Konseyi veya Genel Sekreterlik üzerinden Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gönderebilir. Uluslararası Ceza Mahkemesi de, BM’ye bağlı örgütler başta olmak üzere uluslararası kurumlar tarafından sunulan raporlara istinaden karar çıkarabilir.Ancak, BM şimdiye kadar Suudi Arabistan aleyhinde her hangi bir girişimde bulunmazken, hatta BM’nin eski genel sekreteri Ban Ki Moon, Suudi Arabistan’ın ismini, çocuk haklarını ihlal eden ülkelerin listesinden çıkarmak zorunda kaldı.
BM, söylem bazında Yemen’deki insani felakete yönelik endişelerini dile getiriyor, ancak pratikte, Suudi Arabistan’ın Yemen’e saldırılarının önünü açmıştır. BM Güvenlik Konseyi’nin Yemen krizini gözardı etmesi, aslında Suudi Arabistan’ın kendi cinayetlerini uluslararası kurallar ve anlaşmalara uymadan sürdürebilmesi için yakılan yeşil ışıktan ibaret olduğu düşünülüyor. Yemen’deki hedeflerine ulaşmakta başarısız kalan Suudi Arabistan, daha korkunç cinayetler işleyerek, kendi başarısızlıklarının üstünü kapatmaya çalışıyor.
Suudi Arabistan’ın İslam dünyasının yoksul ülkelerinden olan Yemen’e karşı saldırıları ve hasmane girişimlerine devam etmesi, bu Arap ülkesini daha da zor durumda bırakmıştır, her geçen gün Yemen’deki insani felaket daha da artıyor.
Ancak tecrübelere bakılırsa, halkı katliam etmek ve askeri saldırılar kılıfında, siyasi hedeflerin asla gerçekleşmediğini, sadece kriz ve sorunlarını tırmandırdığı anlaşılıyor.
Yemen’de yerleşim alanları, caddeler, okullar, sanayi merkezleri ve limanlar gibi sivil noktaların hedef alınması, Suudi Arabistan’ın bu ülkeye yönelik askeri hedeflerine ulaşmakta başarısız kaldığını gösteriyor.