BM İnsan Hakları Komisyonu, uzun süredir iç savaş ve kıtlıkla boğuşan Güney Sudan'da soykırım derecesine varan etnik temizlik yapıldığını bildirdi.
Komisyonun Güney Sudan'da 7 ay süren kapsamlı incelemesinin ardından yayımladığı raporda, "Ülkedeki siviller bombalanıyor ve kasıtlı biçimde açlıkla yüz yüze bırakılıyor. Cumhurbaşkanı Salva Kiir Mayardit de dahil ülkedeki üst düzey yetkililer nefret söyleminde bulunuyor." ifadesine yer verildi.
Bu olayların ardındaki ihlallerin çoğunlukla hükümete bağlı askerler, Ulusal Güvenlik Servisi üyeleri, polisler ve hükümet güçlerine bağlı militanlarca gerçekleştirildiği belirtilen raporda, iç savaşın yanı sıra kuraklık nedeniyle de tarımda sıkıntı yaşandığı kaydedildi.
Raporda, Güney Sudan hükümetinin, açlık tehlikesinin yaşandığı ülkeye insani yardım ulaştırmak isteyen uluslararası örgütlere karşı hukuksuz engellemelerde bulunduğu değerlendirmesi yer aldı.
Ülkedeki kadınların cinsel tacize uğramasının iç savaşın bir parçası haline geldiğine dikkat çekilen raporda, "BM Soruşturma Komisyonunun görüştüğü bazı kadınların dayak, cinsel saldırı ya da diğer şiddet eylemleri sonucunda yaralandıkları ve kendilerine gerekli tıbbi yardımın verilmediği saptanmıştır." ifadesi kullanıldı.
BM ve Güney Sudan hükümetinin geçen ay yaptığı ortak yazılı açıklamada da ülkede, 100 bin kişinin yaşadığı Unity eyaletine bağlı iki bölgede kıtlık ilan edildiği duyurulmuş, Güney Sudan'da 4,9 milyon kişinin acil gıda yardımına ihtiyacı olduğu vurgulanmıştı.
ACİL YARDIMA İHTİYAÇ VAR
Afrika'nın en genç ülkesi Güney Sudan'daki insani durum, Mayardit'in 16 Aralık 2013'te yardımcısı Riek Machar'ı "darbe teşebbüsünde bulunduğu" iddiasıyla görevden almasının ardından iç savaşa sürüklenmesiyle kötüleşmişti.
Barış görüşmeleri neticesinde 17 Ağustos 2015'te taraflar anlaşmaya varmış ancak barış süreci, cumhurbaşkanına bağlı güvenlik güçleriyle Machar yanlıları arasında 8 Temmuz'da yeniden başlayan çatışmalarla sekteye uğramıştı. On binlerce kişinin öldüğü iç savaşta 1,5 milyondan fazla Güney Sudanlının da kaçarak çevre ülkelere sığınmasıyla Afrika'nın en büyük sığınmacı kriziyle karşı karşıya kalınmıştı.
Öte yandan ülkede ocak ayında Üst Nil bölgesindeki etnik çatışmalar sonucunda Shilluk topluluğuna bağlı 20 binden fazla kişinin yaşadıkları Wau Shilluk şehrini terk etmek zorunda kaldığı belirtilmişti. Shilluk Krallığı'nın lideri Kwongo Dak Padiet, hafta sonu "Halkım fiziksel ve kültürel olarak yok olma tehlikesiyle karşı karşıya." ifadeleriyle uluslararası kamuoyuna seslenmişti.
Padiet açıklamasında, Cumhurbaşkanı Mayardit'in imzaladığı tartışmalı kanunların ve ülkede devam eden askeri operasyonların Shilluk yurdunu böldüğünü savunmuştu