İngiltere’nin Suriye eski Büyükelçisi Peter Ford şunları söyledi:
“Benim büyükelçi olduğum dönemlerde Suriye ve İngiltere arasındaki ilişkiler en iyi düzeydeydi. O dönemde Beşar Esad Londra’ya yeni gitmişti ve kısa bir süre sonra İngiltere’nin Suriye’deki Büyükelçisi olarak seçildim. Esad İngiltere Kraliçesi ile çok samimi bir görüşme gerçekleştirdi. Suriye’nin Arap dünyasında reformcu bir ülke haline gelmesi konusunda birçok beklentileri vardı. Suriye böyle bir ülke olacaktı ama olaylar farklı şekilde gelişti.”
2003-2006 yılları arasında Suriye’nin İngiltere Büyükelçisi olan Peter Ford, “Sizin Suriye’ye dair izleniminiz nedir ve sizin Suriye’de bulunduğunuz dönemde bu ülke bir polis devleti miydi?” yönünde sorulan bir soruya, “Hayır, Ürdün, Suudi Arabistan, Katar ve Körfez ülkeleri gibi polis devleti olan ülkelerden daha polis bir devlet değildi” şeklinde yanıt verdi.
Peter Ford, “Acaba Suriye’deki Aleviler üst düzey yetkilere sahip ve üst düzey işlerde ve Sünnilerin çoğunluğu ise daha önemsiz işlerde mi çalışıyorlardı?” sorusuna şöyle yanıt verdi: “Alevilerin hakimiyeti ile ilgili iddialar hakkında şunu söylemeliyim ki, bu konu defalarca tekrarlandı. Ama ben Suriyeli yetkililer arasında Sünniler, Hristiyanlar ve Yezidiler olmak üzere diğer mezhep mensuplarından kişiler de gördüm. Ben Sünni bir dışişleri bakanı ile çalıştım ve dışişleri bakan yardımcısı da Sünni’ydi. Cumhurbaşkanının yani Abdülhalim Haddam’ın yardımcısı da Sünni’ydi. Savunma Bakanı yani General Türkmani de Sünni’ydi. İstihbarat teşkilatı başkanlarının hatta bugün bile birçoğu Sünni’dir.”
İngiltere’nin Suriye eski Büyükelçisi, Tunus, Libya ve Mısır gibi hükümetlerin devrilmesi ile Suriye’de 2011 yılında yaşanan gelişmeleri kıyaslayarak şunları söyledi: “Beşar Esad’ın devrilmemesinin sebebi, Mısır, Libya ve Tunus olmak üzere üç ülkede ezici çoğunluğun Sünni olmasıydı. Onlarda bir mezhep sorunu bulunmuyordu. Ama Suriye’deki durum farklıydı ve orada çeşitli mezhepler vardı.
Mısır, Libya ve Tunus, Amerikan hükümetine sahip olmakla suçlanıyordu ama Suriye’de durum böyle değildi.”
Peter Ford, “Suriye’de ilk protestolar barışçıl mıydı?” sorusu üzerine şu ifadelerde bulundu: “Suriye’deki protestolar ilk beş dakikasında barışçıldı. Silahlı kişiler çok hızlı bir şekilde yollara döküldüler ve ateş açarak verilen tepkileri kışkırtmak için protestocuları öldürdüler.”
Peter Ford; “Söylediğiniz şey bir iddia mı yoksa buna dair bir delil mevcut mu” sorusunu şöyle cevapladı:
“Bu konuyu bana Dera’da yaşayan çalışma arkadaşlarım söylediler.
Ben Suriye hükümetinin taktik hataları yapmadığını ve yanlış tepkiler göstermediğini söylemiyorum. Ama protestoların tamamının barışçıl olduğu ve halkın acımasız bir rejim karşısında silahlanmak zorunda kaldığı yönünde anlatılan efsaneler çok saçma ve sadece medya propagandasıdır.”
Ford, Sudi Arabistan, Katar gibi ülkelerin Suriye’deki rolü hakkında şunları söyledi: “Tunus, Libya ve Mısır’daki maceraperestlerin başarılarını görünce bu ülkelerin iştahları kabardı. El-Cezire kanalı çok büyük rol oynadı. Katarlılar Kaddafi ve Mübarek’in gittiğini görünce çok sevindiler ve bu iki kişinin gitmesinde büyük rol oynadılar ve şimdi silahlarını Suriye’de kullanıyorlar.
Katar’ın Esad’ın gitmesini istemesindeki amacının bir kısmını mezhebi nedenler oluşturuyor. Körfez Ülkelerinin büyük kısmı Sünni’dir.
Bu rejimler bölgede Sünni bir hükümetin altında olmayan bir ülkenin varlığına tahammül edemiyorlar.
2006 yılında İsrail Lübnan’a saldırdı ve Hizbullah bu savaşı kazanarak, İsraillileri geri püskürtmeyi başardı. Bu savaşta Körfez ülkeleri İsrail’i desteklediler ve İsrail’in Hizbullah’a ağır kayıplar yaşatacağına dair umutluydular ama Hizbullah Suriye’nin desteği ile ayakta kaldı ve o savaşı kazandı.
Suriye hükümeti İran İslam Cumhuriyeti’nin ve Hizbullah’ın desteği altındadır.
Çoğunlukla dört yüz bin kişinin hatta yarım milyon kişinin Suriye rejimi tarafından öldürüldüğü söylenmektedir. Ama bu doğru değildir. İddia edilen bu rakamın en az yarısı iki tarafın askerleri ile ilgilidir ve diğer yarısı da yine iki taraftaki sivillerle alakalıdır. Mesela Deyrizor’a bakın, hükümeti destekleyenlerden öldürülenlerin sayısı IŞİD’i destekleyenlerden öldürülenlerin sayısından daha fazladır.
Ben bu konuştuklarım karşılığında kimseden para almıyorum. Beni eleştirenler Katar’dan ücret alan kişilerdir. Onlar konuştukları bu sözler için para alıyorlar ama ben gerçekler konusunda kendi anlayışım çerçevesindeki düşüncelerimi söylüyorum.”
Peter Ford, Rusya ve İran’ın Suriye’deki rolü hakkında şunları söyledi: “Şükürler olsun ki Rusya ve İran Suriye’yi destekliyorlar.”
Birkaç yıl önce öyle bir noktaya gelinmişti ki, IŞİD Şam girişlerine kadar ulaşmış ve bu bölgede yaşıyordu ama İran, Hizbullah, Rusya ve Suriye Ordusu ortak mücadeleleriyle durumu değiştirmeyi başardı. Rusya ve İran’ı eleştiren kişilere şu soruyu sormak gerekir: “Acaba siz Şam’ın tekfircilerin kontrolüne mi geçmesini istiyordunuz?”
Ford, “Neden İran Suriye meydanına girdi? İran karşıtları, İran’ın yeniden bir Fars İmparatorluğu kurmak için bir diktatörü desteklediğini söylüyorlar hatta bazıları İran’ın Suriye’yi bir Şii ülkesine dönüştürmek istediğini ifade ediyorlar” yönünde sorulan soru üzerine şunları söyledi:
“Bence bu suçlamaların tamamı sadece bir hayal ve paranoya. Toplumun kimlerden oluştuğuna bakmak gerekmektedir.
Şiilerin Berda Vadisi’ne ulaşarak orada İran ve Lübnan arasındaki Şii hilalini tamamlamak istediği yönünde iddialar vardı. Haritaya baktığınızda bunun saçma bir iddia olduğunu görüyorsunuz. Suriye’deki Şiilerin sayısı Sünnilerin sayısından daha azdır ve İran’ın bölgedeki müttefikini desteklediği ve müttefikinin devrilmesini istemediği çok basit ve anlaşılabilir bir konudur.
Halep savaşında manipülasyon, sahte haber ve yalanlar konusunda yeni şeyler gördüm.
Beşar Esad barışın önemli bir parçasıdır. Suriye rejimini toplayacak olan tek şahıs odur. Beşar Esad çatının temel taşıdır ve eğer o olmazsa bu çatı çöker.”