Başbakan İbadi, Amerika’nın Irak’a müdahalesi dünyanın dört bir yanından gelen teröristlere Irak kapılarını açtığını ve Irak milleti bu yüzden bu gelişmenin ağır ve kanlı bedelini ödemek zorunda kaldığını vurguladı.
Geçen sene İngiltere’de Irak savaşının araştırılması için kurulan komisyon Amerika ve İngiltere’nin tecavüzünü makul olmayan bir hareket nitelemişti. Amerika ve İngiltere 2003 yılında Saddam rejiminin kitle imha silahlarını bahane ederek Irak topraklarına saldırdı. Bazı uluslararası kurum ve kuruluşların raporlarına göre bu saldırı yüzbinlerce Iraklı vatandaşın ölümüne ve Irak topraklarının işgale uğramasına yol açtı.
Öte yandan Amerikalıların Irak’taki uygulamaları Saddam’ın kitle imha silahları sadece bir bahane olduğunu ve Amerika ve İngiltere Irak’ta asla kitle imha silahları peşinde olmadıklarını ortaya koydu. Çünkü gerçekte Amerika ve İngiltere zaten Saddam rejimini kitle imha silahlarıyla donatan ülkelerde ve Irak diktatörünü kimyasal silahlar başta olmak üzere her türlü kitle imha silahlarını hibe ederek takviye etmiş ve Saddam rejiminin İran İslam cumhuriyetine dayattığı 8 yıllık savaş sırasında Saddam ordusunun bu silahları İran ordusuna ve hatta İran milletine karşı kullandıklarını bu iki ülke bu cinayetlere ses çıkarmadıkları gibi, despot lider Saddam’ı bu tür silahları kullanmaya teşvik bile ettiler ve sürekli yeşil ışık yaktılar.
Gerçekte Amerika ve müttefiklerinin 2003 yılında Irak topraklarına askeri müdahelede bulunmaları ve bu ülkeyi işgal etmeleri Irak milletine güvenlik getirmediği gibi, El-kaide ve daha sonra da IŞİD gibi tekfirci eli kanlı terör örgütlerinin türemesine ve bu ülkede faaliyet yürütmesine vesile oldu.
Amerika yönetimi 2011 yılının sonunda Irak’taki askerlerini geri çektikten sonra tekfirci terör örgütleri gibi şom bir mirası Irak milletine ve bölge milletlerine bıraktı, üstelik tüm terörle mücadele iddialarına rağmen Bağdat yönetimine hiç bir ciddi yardımda bulunmadı ve hatta bazı durumlarda Bağdat yönetiminin elini teröristlere karşı zayıflatacak uygulamalara imza attı, öyle ki tekfirci terör örgütleri Haziran 2011 tarihinden itibaren yavaş yavaş Irak’ın dört bir yanına yayılmaya başladı ve bu ihanet Amerika’nın desteklediği Iraklı işbirlikçilerin ihanetleri ile gelişmeye devam etti.
Amerika bölgeye yönelik yıkıcı müdahalelerinin devamında Eylül 2014 tarihinde de sözde IŞİD karşıtı uluslararası bir ittifak kurdu ve yeniden Irak’a geri dönerek askerlerini yavaş yavaş Irak topraklarına yerleştirmeye başladı. Oysa bu ittifak IŞİD ile mücadelede hiç bir ilerleme kaydetmedi, çünkü esasen ittifakın amacı IŞİD ile mücadele değildi ve bağımsız gözlemciler ve yerel kaynaklar bir çok kez Amerika ve başını çektiği ittifakın IŞİD teröristlerine silah, mühimmat ve gıda maddeleri gibi türlü yardımları havadan örgüte attığını ifşa etti. Bu konu Amerika ve müttefiklerinin aslında tekfirci IŞİD terör örgütünü yönettiğini ve bu örgütten kendi amaçları doğrultusunda yararlandığını ortaya koydu.
Gerçekte bölgenin son 15 yıllık tarihi, nerede Amerika askeri müdahalede bulunduysa orada her şeyin mahvolduğunu gösteriyor ve o bölgelerde yıkıcı ve cani terör örgütleri baş çıkarıyor.