Suudi Arabistan'ın Ortadoğu'da izlediği esas stratejilerden biri, Arap ülkelerini Riyad'ın Ortadoğu politikaları ile aynı çizgiye getirmektir. Mısır'ı bu çizgiye almak ise Suudi Arabistan için oldukça önemlidir. Aslında, Suudi Arabistan, Mısır'ı kendi politikalarını izleyen ve kendi belirlediği çizgide hareket eden bir ülke haline getirmeyi istiyordu, ancak Kahire büyük mali ihtiyaçlarına rağmen, dış politikasında bağımsız hareket etmeyi ve Suudi Arabistan'ın çizgisinde yer almamayı tercih etti.
Mısır'ın Suudi Arabistan'ın Suriye krizi ile ilgili politikalarına karşı çıkması, iki ülke arasındaki anlaşmazlığı doruk noktaya çıkardı. Mısır resmen, Suriye krizine yabancı müdahalesine karşı olduğunu duyururken, Suudi Arabistan, açık şekilde Haleb'in teröristlerin işgalinden kurtarılmasından dolayı endişelerini dile getirdi.
Mısır hükümeti ayrıca Suriye yönetimine Haleb'in işgalden kurtarılmasını tebrik ederek, Suudi Arabistan'ın tam tersine hareket etti.
Mısır ile Suudi Arabistan arasındaki görüş ayrılığı, 19 Aralık'ta düzenlenen Arap Birliği toplantısında da belirdi. Suudi Arabistan ile müttefikleri bu toplantıda, bir kez daha Halep'teki insani durumdan endişelerini dile getirerek, Suriye yönetimi aleyhinde bir tutum ortaya koyarken, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasına vurgu yaptı.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri burada yaptığı açıklamada, Halep kentindeki durumun vahametinin, uluslararası camianın Suriye krizinin siyasi çözümü için kendi sorumluluklarını yerine getirmekteki başarısızlığından kaynaklandığını belirtti. Mısır Dışişleri Bakanı ayrıca, uluslararası camiayı Suriye'deki silahlı çatışmalara son vermeye ve bu ülkedeki kriz için siyasi çözüm bulma sürecini hızlandırmaya davet etti.
Mısır Dışişleri Bakanı sözlerinin devamında Suudi Arabistanı da zımni olarak, Suriye'deki silahlı çatışmalara karışan aktörlerden olduğunun altını çizmiş oldu.
Mısır ile Suudi Arabistan arasındaki anlaşmazlık yaklaşık 2 ay önce başladı, ancak Kahire'nin Suriye ile ilgili bağımsız politikası, Arap Birliği'nin önceki günkü toplantısında Kral Selman'ı Mısır ile Suudi Arabistan arasındaki bütün anlaşmaların askıya alınması talimatı verecek kadar öfkelendirdi. Kral Selman'ın bu talimattan amacı, Mısır hükümetini ekonomik açıdan sıkıştırmaktır.
Mısır ile Suudi Arabistan geçen Nisan ayında Kral Selman'ın Kahire'ye yaptığı ziyareti sırasında elektrik, konut, nükleer enerji, tarım, ticaret, ekonomi ve sanayi alanlarında 17 işbirliği anlaşması ve belgesi imzalandı. Bundan önce de Suudi-Amerikan petrol firması Aramco, Mısır'a verdiği desteğini kesti.
Mısır ile Suudi Arabistan'ın tutum ve açıklamalarına bakıldığında, Suudi Arabistan'ın gerilim politikasının aksine, Mısır yönetimi, Suriye krizine ilişkin rasyonel bir aktör olarak hareket ettiği anlaşılıyor.
Mısır yönetimi, ülkelerde iç istikrar ve düzenin, yabancı aktörlerin müdahalesi ve dayatmasıyla sağlanmayacağı ve de bölgesel düzen ve istikrarın Ortadoğu bölgesi dışından bölgeye dayatılamayacağı kanaatına varmıştır.
Ancak, Halep gibi stratejik bir kentin teröristlerin işgalinden kurtarılmasından öfke duyan Suudi Arabistan'ın, daha önceleri başka olaylarda görüldüğü gibi, kendi hedeflerini gerçekleştirmek için başka ülkelerin işlerine müdahale etmeyi tercih ederek, gerilim politikasını takip etmeye devam ettiği gözleniyor.
Parstoday