03-11-2016 tarihinde eklendi
Özgündüz Irak’ta düzenlenen 9. İslami Uyanış Kurultayı’na katıldı
Irak’ın başkenti Bağdat’ta 22 ülkeden alim ve bilim adamlarının katılımıyla gerçekleştirilen 9. İslami Uyanış Toplantısı yapıldı.

Irak’ın başkenti Bağdat’ta 22 ülkeden alim ve bilim adamlarının katılımıyla gerçekleştirilen 9. İslami Uyanış Toplantıs'ına Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz de katıldı.
9. Uluslararası İslamî Uyanış Forumu Yüksek Konseyi zirvesi bir bildiri yayımlayarak çalışmalarını noktaladı.
 
Zirvenin sonuç bildirisinde Filistin ve Kudüs’ün kurtuluşuna vurgu yapıldı. Bildiride, bölgede İslamî uyanış sürecinin gelişme yolunda ilerlediği kaydedildi. Bildiride İslam dünyasının Yemen, Suriye, Irak, Bahreyn, Nijerya ve Filistin başta olmak üzere karşı karşıya bulunduğu çeşitli sorunlara dikkat çekilerek bu sorunların yeni bilimsel ve kültürel yöntemlerden yararlanarak çözümlenebilecekleri vurguladı. Bildiride ayrıca Nijeryalı Şeyh İbrahim Zekzaki ve Bahreynli Şeyh İsa Kasım’ın hemen serbest bırakılmalarına vurgu yapıldı.
 
Bildiride siyonizmin İslamî uyanışı durgunluğa sürüklemeye çalıştığı, ancak buna karşın İslamî uyanış durgunluğa kapılmadığı gibi günden güne daha da geliştiği ve yeni yöntemlerle sürekli ilerlediği ifade etti.
Uluslararası İslamî Uyanış Forumu yaklaşık altı yıl önce İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin inisiyatifi ile kuruldu. 2011 yılında Kuzey Afrika ve Batı Asya bölgesinde yeni İslamî uyanış dalgasının yükselmesi ve bu harekete karşı komploların kurulmasının ardından böyle bir teşekkülün kurulması ve halkçı hareketleri doğru yöne yönlendirmesi ve İslam düşmanlarının komplolarının etkisiz hale getirilmesi kaçınılmaz oldu. Bu şartlarda uluslararası İslamî uyanış forumu şekillendi. Öte yandan İmam Hamanei’nin İslam ümmetinin düşmanlarının yoğun komplolarına karşı vahdete vurgu yapmasının ardından bölgede ve özellikle Irak, Suriye, Bahreyn, Yemen ve Filistin’de İslamî uyanış daha da gelişmeye başladı.
 
Gerçekte İslamî vahdet ve basiret bölgede düşmanların yıkıcı faaliyetlerine karşı mücadele etmek ve İslamî uyanışı sürdürmekte iki temel ilkedir. Bugün bu iki strateji halk arasında İslam alimleri ve İslamî devletlerin arasında göze çarpıyor ve Irak, Suriye, Yemen, Bahreyn ve Filistin’de düşmanların karşısında direnişe destek veriyor.
9. Uluslararası İslamî Uyanış Forumu Yüksek Konseyi zirvesinin tekfirci IŞİD terör örgütü ile mücadelenin en ön saflarında yer alan Irak’da düzenlenmesi de İslam ülkelerinde halkın ve yönetimlerin düşmanların şom komplolarına karşı mücadeleyi sürdüreceklerini ortaya koydu. Nitekim Irak, Suriye, Yemen ve Filistin milletlerinin mücadelesi İslamî uyanışın süreklilik arz ettiğini en somut örneğidir.
 
Irak’ın başkenti Bağdat’ta 22 ülkeden alim ve bilim adamlarının katılımıyla gerçekleştirilen 9. İslami Uyanış Toplantısının Sonuç Bildirisi…
 
1- Kur’an ve Peygamber’in (s.a.a) sünneti, ortak değerler ve İslam’ın temeli olarak Müslümanların bir çok alanda vahdeti için gerekli imkanı sağlıyor. İslami kimliğin, temel değerlerin ve Müslümanların yüksek menfaatlerinin korunması gerçek İslam’a dönüş ve bağlılık ile İslam dünyasının vahdetinin muhafazası ümmete her alanda ilerleme ve gelişme fırsatı sunacaktır.
2- İslam dünyası ve İslam ülkeleri bugün yeni sorun ve mücadele alanlarıyla karşı karşıyadır. Öyle ki bütün bunlar İslam dünyasının değerleri, kimliği, kültürü ve maneviyatı için tehlike oluşturmaktadır. İslam karşıtlığının yayılmak istenmesi, kavmiyetçilik ve ırkçılık faaliyetleri, yanlış anlaşılmalar, gerçek İslami kimlik ve değerler konusundaki zaaf, fitne, mezheplerin ortak değerlerinden habersiz olma ve diğer tehditler İslam ümmetinin vahdetinin önünde duruyor. Vahabilik öğreti ve esasları bakımından bir mezhep değil, İslam düşmanları tarafından kurulan sapkın bir düşünce ve akımdır. Tekfirci düşünce üzerine kurulu Vahabilik, vahdeti esas alan, şiddetten kaçınan ve diğerlerine zulmü reddeden İslam’ın öğretilerine zıttır. Gerçek İslam’ın, İslam kültür, medeniyet ve değerlerinin korunması, sorunların ve tehditlerin bertaraf edilmesi yeni eğitim, bilim ve kültür yöntemleriyle mümkün olacaktır. Bu da İslam dünyasındaki siyasilerin, âlimlerin, aydınların, bilim adamlarının ve ileri gelenlerin özel ilgilerine ve tarihi vazifelerini ifa etmelerine bağlıdır.
3- Milli egemenliği ve bağımsızlığı olan, BM’ye üye, zengin kültür ve tarih ile köklü demokrasiye sahip bir ülke olan Irak, bugün kötü emelleri olan terörizm olgusuyla karşı karşıyadır. Irak, IŞİD’e ve onu askeri, mali, ideolojik ve uluslar arası arenada açıktan ve gizlice destekleyenlere, diğer tekfircilere ve teröristlere karşı çelikten bir iradeyle tüm ordu, polis ve halk gücüyle kayda değer zaferler elde edebilmiştir. Terörizmle mücadelesinde Irak’a verilecek her türlü destek bu ülkenin iznine, egemenliğine, toprak bütünlüğüne saygı ve içişlerine karışmama çerçevesinde olmalıdır. Ayrıca tarihte yer almış imparatorluk hevesi düşüncesinin önünde durulmalıdır.
4- İslam dünyasının önemli bir parçası olan Suriye, bugün tekfirci grupların ve teröristlerin kol gezdiği bir yere dönüşmüş durumda. Ne yazık ki bölgedeki bazı güçleri ile deniz aşırı güçlerin tekfirci ve terör örgütlerini desteklemesi, dünyanın her yerinden teröristleri buraya toplamaları savaşın uzamasına sivil Müslüman halkın katledilmesine neden olmaktadır. Suriye’nin egemenlik ve bağımsızlığı ile toprak bütünlüğü korunmalı, süre giden şiddet ve krizin tek çözümü de siyasi çözümdür. Ki bu da tüm Suriyeli grupların diyalog ve müzakeresiyle olmalıdır. Bu doğrultuda her türlü siyasi yenilik, değişim ve ülkenin geleceği konusunda karar verme Suriye halkının eliyle olmalıdır. İslam ülkeleri de Suriye’de barış için üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeli.
5- Suudi Arabistan’ın, Yemen’e yönelik gayri kanuni saldırıları sadece daha fazla çocuğun, kadının, savunmasız sivillerin ölümüne neden olmuştur. Yemen’in yılmaz-yorulmaz ve basiretli halkının direnişi ve Suudi rejiminin hezimeti İslami uyanışın başka bir göstergesidir. Suudi Arabistan, BM’nin ilgili yasalarına bağlı kalarak Yemen’in geleceğine ilişkin kararı bu ülke halkının vermesi gerektiğini kabul etmeli ve konunun bir iç sorun olduğunu bilmeli. Suudi Arabistan, Yemen’e yönelik körü körüne sürdürdüğü hava saldırılarına son vermeli. Suudi Arabistan’ın hava saldırıları savaş suçu kapsamındadır ve bu ülke savaş suçlusu olarak tanınacaktır. Bütün ülkeler Yemen halkının yapacağı tercihe ve vereceği karara saygı duymalıdır.
6- Filistin’in kurtuluşu ve Kudüs’ün özgürlüğü, İslam ülkelerinin en asli meselesi olmaya devam ediyor. Siyonist rejim, yakın tarihin en yaygın zulüm, saldırı ve insan hakları ihlallerini Filistinlilere karşı yürütmektedir. Siyonist rejim, insanlık dışı uygulamaları, katliamları ve en temel hukuk kurallarını çiğneyerek Filistin halkının hukuku ve saygınlığını ayaklar altına almaya devam ediyor. Bu süregiden katliam, sömürü ve saldırı karşısında Batılı ülkeler iki yüzlü davranmakta ciddi tepki ortaya koymamaktadır. İslam ülkeleri de Siyonist rejimi asıl düşman bilip, Filistin ülküsünün gerçekleşmesi ve Filistin’in tüm topraklarının özgürlüğü için elinden geleni yapmalıdır.
7- Bu toplantıda İslami uyanışın şehitlerini de yad etmemek olmaz, , onların yolunun İslami uyanışta özellikle yeni nesiller için bir örnek olduğunu belirtmek gerek. Bahreyn ve Nijerya’da istibdat yönetimlerinin esaretinde olan İslami uyanış hareketlerinin liderlerini de yad ediyoruz. Dünya İslami Uyanış Sekreteryası’ndan da bu iki şahsın özgür bırakılması için girişimde bulunmasını ve elinden geleni yapmasını bekliyoruz.
8- İslami uyanış hareketleri ve İslam ülkeleri, uluslar arası zorba güçler ve siyonistlerin çeşitli propaganda araçları, sermaye ve medyayı kullanarak yürüttüğü vekalet savaşlarından gaflet etmemeli, mücadele için çareler düşünmeli. Müslümanlar vahdet ve basiretle düşmanların ihtilaf çıkarma ve nüfuz etme gibi iki stratejik yöntemine karşı mücadele etmeli onların şum emellerini boşa çıkarmalıdır.
Bildiride, ayrıca toplantıya ev sahibi yapanlara ve katılımcılara teşekkür edildi. (Çeviri Kerim Gulbetekin)
 
 
 
 
http://caferider.com.tr/ozgunduz-irakta-duzenlenen-9--islami-uyanis-kurultayina-katildi_h17999.html