Suudi Arabistan 2015 yılı mart ayından itibaren Yemen’in istifa eden Cumhurbaşkanı Abd Rabbuh Mansur Hadi’yi yeniden göreve geçirmek ve Ensarullah Hareketi’ni zayıflatmak için Yemen’e karşı hava saldırılarına başladı.

 

Okullar, binalar, yerleşim alanları, caddeler, pazarlar ve sığınma kampları bu saldırılarda defalarca bombalandı.

 

Birleşmiş Milletler 30 Ağustos’ta yayınladığı bildiride, Suudi Arabistan’ın Yemen’e saldırılarının başlamasından itibaren 10 bin kişinin öldüğünü açıkladı.

 

Birleşmiş Milletler ’in açıklamasına göre, Arabistan’ın saldırısında hayatını kaybedenlerin büyük bir kısmını siviller oluşturuyor.

 

Yemen Gençleri Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Sekreteri Bakil El-Hamini Tesnim Haber Ajansı’na verdiği röportajda, özellikle Yemen ordusunun Kral Abdülaziz askeri üssünü hedef aldığı son eylemi olmak üzere, Yemen’de yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.

 

Cidde havaalanına füze fırlatılması en kısa sürede akıllarını başlarına alması için Arabistan’a açık bir mesajdı

 

Bakil El-Hamani şu açıklamalarda bulundu: “Cidde’de hava alanının hedef alınması stratejik tepkiler doğrultusundaydı. Daha önce de Yemen yetkilileri ve Yemen Ordu Sözcüsü bunun haberini vermişti. Bu eylem stratejik seçeneklerdendi. Bizim kendi bölgelerimizi savunmaya hakkımız var. Kral Abdülaziz üssüne yapılan son füze saldırısı, en kısa sürede akıllarını başlarına almaları yoksa, bir sonraki tepkinin Allah’ın izni ile daha büyük olacağı yönünde Al-i Suud için çok açık mesaj taşıyordu.”

 

Arabistan’ın fırlatılan  füze ile Mekke’nin hedef alındığı yönündeki iddiaları mantık dışıdır

 

El-Hammami sözlerinin devamında Arabistan’ın Yemen’in fırlattığı füzelerle Mekke’yi hedef aldığı yönündeki iddiaları hakkında şunları söyledi: “Bu iddia, gerçekle bir ilgisi olmayan ve hiçbir mantığın kabul etmediği bir iddiadır. Onlar bu iddia ile, Cidde’ye fırlatılan füzeyi genel bir konu haline dönüştürmek istemektedir. Bu bağlamda bazı Arap ülkeleri ve El-Ezher gibi bazı Arap kuruluşları Arabistan’ın bu isteğine olumlu yanıt vermiş ve fırlatılan bu füzeye tepki göstermişlerdir.

 

Arabistan’ın Yemen’in savunmasız halkına saldırısı, Suudilerin yalanlarının gerçeğini bütün dünyaya gösterdi

 

Arabistan Yemen’e karşı başlattığı saldırıların daha başında Yemen halkını Arabistan’ın kutsalları için bir tehlike gibi göstermeye çalıştı. O günlerde Pakistan’dan Mekke’yi korumak için Yemen’e karşı yürütülen savaşa katılmasını istediğinde ve Pakistanlıların da bu talebe yanıt olarak, kutsal mekanlar tehlike altında olduğunda savaşa katılacaklarını ve askerlerini göndereceklerini belirttiklerine şahit olduk. Ama mazlum Yemen halkına düzenlenen saldırıların ve binlerce kişinin öldürülmesinin ardından Arabistan’ın yalanlarının aslı, bölge ve uluslararası ülkeler için aşikâr oldu.

 

Mekke Yemenliler tarafından değil, Suudiler tarafından tehdit altındadır

 

Arabistan’ın Yemen ordusunun Mekke’yi hedef almak istediği yönündeki iddiaları, bu rejimin aczini ve güçsüzlüğünü göstermektedir. Biz dünyaya şunu söylüyoruz; Mekke Yemenliler tarafından değil, Al-i Suud rejimi tarafından tehdit edilmektedir. Bu rejim Mekke’nin saygınlığını koruyamamış ve  şehirde siyasi temizlik eylemlerine başlamıştır. Şunu söylemeliyim ki, Cidde şehrindeki Kral Abdülaziz üssü Sana’dan daha muhterem ve Cidde Havaalanı da Sana havaalanından daha kutsal değildir. Mekke asla Yemen tarafından tehdit edilmemektedir. Çünkü bizim İslam’ın ve Mekke’nin istikrarında rolümüz vardı. Bizim Mekke’de Rükn-i Yemani olarak bilinen bir köşemiz bulunmaktadır. Kâbe, Yemenlilerin eliyle ayakta kalmıştır.

 

Al-i Suud Yezid ve Haccac gibi Mekke’yi yok etmek istiyor

 

Suudilerin Mekke’yi hedef almamaları ve daha sonra Yemenliler tarafından hedef alındığını iddia etmemeleri konusunda çok dikkatli olmalıyız. Bir kez daha söylüyoruz, Al-i Suud’un Mekke’ye olan siyasi tutumu bu şehir için büyük bir tehlike sayılmaktadır. Yezid ve Haccâc b. Yûsuf es-Sekafî Mekke’yi yıkan kişilerdi. Bugün de Al-i Suud’un otelleri genişletmek ve şehirdeki İslami eserleri yıkmak gibi Mekke şehrine olan yaklaşımı Mekke’yi yok etmeye çalıştığını göstermektedir. Al-i Suud aynı yaklaşımı Medine için de göstermektedir. Medine de Peygamber’in, Peygamaber’in eşlerinin evini ve Hazreti Ali’nin evini yıkmıştır. Hatta İslam’ın temel taşı olan Peygamberin evini tuvaletlere dönüştürmüştür.

 

Arabistan’ın aptallığının bu ülkenin yok olmasına neden olacağı konusunda uyarıyoruz

 

Al-i Suud boş ve asılsız bahanelerle Yemenli, erkek, kadın ve çocuk herkesin kanını dökmektedir. Bizim sorumuz şu, acaba Kabe’nin hürmeti sivillerin hürmetinden fazla mı? Oysaki hadislerde şöyle buyurulmaktadır: ‘Allah katında tek bir Müslümanın kanının akması Kâbe’nin taş taş yıkılmasından  daha kötüdür.’

 

Cumartesi günü Suudi savaş uçakları El-Zeydiye bölgesini hedef almış ve saldırıda şimdiye kadar 70 kişi şehit olmuştur. Biz Arabistan’ın saldırılarında sivil kaybını arttırmak için elinden geleni yaptığını çok iyi biliyoruz. Biz Arabistan’ı, aptallıklarının ülkenin  yok olmasına neden olacağı konusunda uyarıyoruz.”