25-09-2016 tarihinde eklendi
Mısır ile Arabistan Arasındaki Suriye İhtilafı Giderek Derinleşiyor
Rey El-Yevm Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Arap dünyasının tanınmış uzmanlarından Abdulbari Atvan kaleme aldığı son köşe yazısında bölgede yaşanan gelişmeler ışığında Arabistan ve Mısır arasındaki ilişkilerin son durumu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

 
Abdulbari Atvan Rey- El-Yevm gazetesinde yayımlanan bugünkü köşe yazısında şu ifadelerde bulundu:
 
“Mısır, Suriye konusunda Arabistan’la ihtilafları bulunduğunu açık bir şekilde itiraf etti ve Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın iktidarda kalmasını desteklemeye devam edeceğini vurguladı.
 
Şimdi şu sorular gündemdedir;  ‘Mısır’ın itirafı neden bu şartlarda gerçekleşmiştir’, ‘Mısır ve Arabistan arasındaki ilişkilerin zayıflamasının ve çöküşünün nedeni nedir’ ve ‘Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükrü, İranlı mevkidaşı Cevat Zarif ile New York’ta görüşme gerçekleştirerek hangi mesajı vermek istemektedir?’
 
Suudi Arabistan Kralı Salman Bin Abdülaziz’in geçen yıl nisan ayında Kahire’ye gerçekleştirdiği ziyaretin ardından askeri, ekonomik ve siyasi ilişkilerin artacağını bekleyenler, iki ülkenin bölgesel konular hakkında şiddetli bir ihtilafa düştüğünü ve bu ihtilafların onlarca yıl ya da en azından yıllarca süreceğini zannedebilirler. Ancak beklentiler ve gerçekler çok farklıdır.
 
Mısır ve Arabistan açısından tarihi bir ziyaret olarak görülen bu ziyaretin üzerinden beş ay geçmesiyle birlikte, iki ülke arasındaki ilişkiler iyice açılmaya başladı, mali ve siyasi anlaşmalar buharlaşıp gitti. Öyle ki, diğer bir tabirle, Akabe Körfezi üzerinde Kral Salman Köprüsü yapım projesi ve Mısır’ın Sina bölgesinde serbest ticaret bölgesi oluşturulması yok oldu.
 
Mısır Parlamentosu şimdiye kadar Tiran ve Senafir adalarının Suudi hükümetine geri verilmesi kararını onaylamadı. Oysaki Suudi Bakanlar bu kararı hemen onaylamışlardı. İlginç olan husus şu ki, Mısır Mahkemesi bu anlaşmada (Mısır ve Arabistan karasularının şekillenmesi ve iki adanın Riyad’a verilmesi) sorun olduğunu ifade ederek, iki kez bu anlaşmayı reddetmiştir ve şimdi üçüncüsü yoldadır.
 
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi, Suudi yetkililerin dilinde ve Suudi basınında Mısır’ın kurtarıcısı olarak tanınmaktadır. Ancak bu günlerde durum böyle değildir. Sisi, doğrudan ya da dolaylı olarak eleştirilerin hedefi olmaktadır ve hatta bazen bu eleştiriler hakarete kadar gitmektedir.
 
Mısır ve Arabistan’ın balayı üç aydan fazla sürmedi ve üç ayın sonunda boşanma sürecine girildi. Bu olay, Mısır’ın gerçekleştirdiği ve Suudi ortakları için beklenmedik ve şok etkisi yaratan, bazı eylemlerinin yansımasıydı.
 
İlk olarak, geçen ay Çeçenistan’ın Grozni şehrinde gerçekleşen “Ehl-i Sünnet ve Cemaat Kimlerdir?” başlıklı toplantıya Mısır geniş çaplı bir katılım gösterip, bu toplantıda Vahhabiyetin bu tanımın dışında olduğunu belirtti.
 
Mısır’ın en önemli İslami mercilerinden olan, Ahmet El-Tayyip Şeyh El-Ezher, Şevki Allam Müftü Mısır, Cumhurbaşkanının İslami konular  Danışmanı Usame El-Ezheri ve eski  müftü Ali Cuma bu toplantıya katıldı.
 
İkinci olarak, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’nin Birleşmiş Milletler’de Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ı desteklemesiydi. Sisi burada yaptığı konuşmada Suriye’nin geleceğinde teröristlerin yeri olmadığını vurguladı. Daha sonra Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükrü, Mısır basınına ülkesinin Suriye konusunda özellikle hükümet ve lider değişimi konusunda Arabistan ile çelişkili görüşleri bulunduğunu itiraf etti. Samih Şükrü, Mısır’ın hükümet değişimine karşı olduğunu ve Arabistan’ın bu konudaki görüşünün gündemlerinde olmadığını vurguladı.
 
Üçüncü olarak, Birleşmiş Milletler ’deki toplantıda ülkelerinin üst düzey delegeleri olarak Mısır Cumhurbaşkanı ve Suudi veliahtı Muhammed Bin Naif’in asla bir araya gelmemesiydi. Bu konu iki ülkenin dışişleri başkanları arasında da geçerliydi. Çünkü onlar da Suriye’yi destekleyen grupların toplantısında sadece aynı masada yer almışlardı.
 
Dördüncü olarak, bizim için önemli bir olay olarak sayılan şey, Mısır Dışişleri Bakanı’nın İranlı mevkidaşı Muhammed Cevat Zarif ile Birleşmiş Milletler toplantısında gerçekleştirdiği görüşmeydi ve bu toplantıda Suriye olmak üzere birçok konu değerlendirildi. Sadece bu toplantı bile Suudi Dışişleri Bakanı Adil El-Cübeyr ve diğer Suudi üst düzey yetkililerinin kalp krizi geçirmesi için yeterli bir hamleydi. Şükrü ve Suriyeli mevkidaşı Velit Muallim arasında New York’ta bir görüşme gerçekleşeceğine dair öngörülerin doğru olması halinde, Suudiler felç olacaklardır.
 
Sky News, son yıllarda Arabistan’ın Mısır’daki yatırımının 27 milyar dolar olduğunu belirtti. Görünüşe göre bu rakam, Riyad ve Kahire arasındaki ilişkilerin soğumasıyla birlikte duracaktır.
 
Arabistan liderlerinin Mısır’a yaptıkları maddi yardımın Mısır’ı itaatkar bir dost, Arabistan’a yönelen, Arabistan’ın tüm planlarını ilerleten, Arabistan’ın yanında savaşa giren, İran ve Suriye karşısında Arabistan’ın duruşunu onaylayan ve Arabistan’ın bütün düşmanlarını boykot eden bir ülke yapacağı yönündeki değerlendirmesi yanlıştı.
 
Mısırlı yetkililerin Suriye meselesi konusunda kendi duruşları ve Suudi müttefikleri arasında büyük ihtilaflar var. Çünkü Mısır, Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ın yerine gelecek kişinin İhvan-ı Müslim’in grubundan biri olacağını ve aynı Irak ve Libya’da yaşanan kargaşalara neden olacağını ve böylesi bir durumun Mısır’ın güvenliğini, istikrarını ve hükümetini tehdit edeceğini çok iyi biliyor. Bununla birlikte Sisi’nin Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile olan koalisyonu Arabistan ve liderleri ile olan koalisyondan daha önce gelmektedir. Bu yüzden Mısır, Rusya’nın Ortadoğu’daki politikalarıyla çelişkili bir politika sergileyemez.
 
Bugünlerde Arabistan ve Mısır arasındaki ilişkiyi en iyi anlatan tarif, sırtını dönme diplomasisidir ve bu diplomasinin Mısır’ın diğer Körfez ve Arap ülkeleri ile olan ilişkilerinin gelişmesine neden olacağı muhtemeldir.”
http://caferider.com.tr/misir-ile-arabistan-arasindaki-suriye-ihtilafi-giderek-derinlesiyor_h17800.html