128 sandalyeli Lübnan meclisinde oylamanın yapılabilmesi için 86 milletvekilinin parlamentoda hazır bulunması gerekiyor.

 

Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Michel Süleyman’ın görev süresi 25 Mayıs 2014’te sona erdi. Cumhurbaşkanını seçmek için 2.5 yıldır yapılan 44 oturumda parlamento cumhurbaşkanını seçemedi.

 

Suriye savaşının yol açtığı kutuplaşma, Suudi Arabistan ve bazı körfez ve batılı ülkelerin Lübnan siyasetine müdahalesi krizin derinleşmesine yol açıyor.

 

Lübnan parlamentosundaki siyasi partiler 8 Mart ve 14 Mart olarak iki ana blok altında toplanıyor.

 

14 Mart Bloku, 2005’te eski Başbakan Refik Hariri’nin suikast sonucu öldürülmesinin ardından oğlu Saad Hariri önderliğinde kuruldu. Bu grup Suudi Arabistan ve batılı ülkelere yakınlığıyla  biliniyor.

 

8 Mart Bloku ise anti Siyonist ve anti emperyalist  duruşu olan  gruplardan oluşuyor. Hizbullah ve cumhurbaşkanı adayı Mişel Avn da bu grupta yer alıyor.

 

14 Mart Bloku’nun cumhurbaşkanı adayı başlangıçta Lübnan Güçleri lideri Samir Caca’ydı. Ancak daha sonra hareketin lideri Saad Hariri, rakip siyasi bloktan Beşar Esad’a yakınlığıyla tanınan Marada Hareketi lideri Süleyman Franci’yi uzlaşı adayı olarak öne çıkardı. Caca ise Franci’nin adaylığına karşı çıkarak iç savaş sırasındaki kanlı rakibi Ulusal Özgürlük Hareketi lideri Avn’a destek verdiğini açıkladı.

 

‘LÜBNANLILAR, DIŞARIDAN ONAY ALMADAN CUMHURBAŞKANI SEÇEMEYECEKTİR’

 

Başbakan Temmam Selam, bölge basınına verdiği bir röportajda cumhurbaşkanlığı krizini dışarıdan gelecek bir onayın sonlandıracağını belirtip şunları söylemişti: “Lübnanlılar, bu meseledeki geçmiş deneyimlerine dayanarak, dışarıdan bir yeşil ışık almadan cumhurbaşkanı seçemeyecektir. Bu da bir sonraki cumhurbaşkanının kimliği üzerine bölgesel ve küresel bir pazarlığa işaret ediyor.”