Seyyid Hasan Nasrallah’ın Konuşmasının Tam Metni
Bismillah
Allah’ın yardımı ve inayetiyle, zaferi onuru ve gururu yaşadık. Siyonist düşmana karşı savaşta bizi savunan ve bizden yardımını esirgemeyen Allah’a hamdolsun. Direnişin kurduğu; ordu, halk, devlet denklemine destek veren ve bu direnişin yanında duran herkese şükranlarımızı sunuyoruz. İsrail’in Temmuz 2006 hedef ve çıkarları çok çok büyüktü. Bizler bu hedeflerin yerine getirilmesine engel olarak zaferi kazandık. 2006 Temmuz savaşı İsrail’in fiilen üstlendiği Amerikan kararlarına dayalı Lübnan’a yönelik bir savaştı. Bizi toprağa gömecek, silahlarımızı ellerimizden alacaklardı. Lübnan’daki aktivitelerimizi sınırlandıracaklardı. Planları buydu! Hizbullah’ı güneyden süpürecek, yerel halkı bezdirecek ve Hizbullah’ı sınır dışı edeceklerdi. Lübnan’a yabancı askeri birlikler konuşlandıracak; İsrail’in bölgedeki güvenliğini arttıracaklardı. Tüm bunlar C. Rice’ın ilan ettiği “Yeni Orta Doğu” planı çerçevesinde gerçekleşti. Önce Hizbullah’ı sonra Suriye’yi sonra tüm Filistinli direniş gruplarını bitireceklerdi. FAKAT BAŞARAMADILAR! Hizbullah o gün, savunma pozisyonundaydı ve Hizbullah’ın planları düşmanın hedeflerini akamete uğratmak üzere kuruluydu! Bu savaştan sonra İsrail; askeri, siyasi ve ekonomik anlamda çok ciddi yaralar aldı! O günleri hepimiz biliyoruz! 2006 Temmuz zaferimiz, Siyonist orduda yapısal sarsıntılara yol açtı. Herkes birbirini suçlamaya başladı. 2006 Temmuz zaferimizden sonra, Siyonistler arasında Siyonist orduya olan güven ve destek azaldı! 2006 mağlubiyetini tadan Siyonistlerde yönetim de diğer savaş dönemlerine nazaran en zayıf olduğu dönemi yaşadı. Siyonistler 2006’dan beri bir liderlik/yönetim krizi yaşıyorlar. Siyonist rejimde artık bir güven sorunu var! 2006 zaferimiz, Siyonist orduda Ben Gurion’un kurduğu geleneksel öğretiyi yıktı! Siyonist ordu 2006’dan beri, tarihinde yeni bir sürece işaret edercesine işgal altında tuttuğu topraklarda savaş kazanamadı! Siyonistler kendisine dönük tehditlerle karşılaştırıldığında Hizbullah’ın farklı bir noktada olduğunu (caydırıcılığını) görüyor.
Siyonistler, 2006’dan sonraki 2008 Gazze savaşında hedeflerini açıkça ilan edemediler! Çünkü bir önceki savaşta hezimeti tattılar! Direnişin roketleri işgal altındaki toprakların tamamına ulaşabilir! Bu hezimet, Siyonist rejim için yaşamsal bir tehdide dönüştü. 2006 savaşından önce ABD’nin Irak’taki varlığına güveniyorlardı. Siyonistler, 2. bir savaşın ne denli şiddetli geçeceğini tahmin edebiliyorlar. Böylesi bir savaşa cesaret edemiyorlar! Siyonist İsrail, artık üstünlük kurmak üzere değil, hayatta kalmak üzere planlar yapıyor!
Şimon Perez, savaştan önce Arap halkının İsrail’i artık kabul etmeye başladığını söylüyordu. Savaştan sonra bu söylem değişti! Siyonist rejim, askeri planların sürdürülebilir olmadığını İsrail’in geleceğinin askeri açıdan tehdit altında olduğunu görüyor! Netanyahu’nun Lübnan sınırında sakinlik olması yönündeki çağrıları bu stratejik caydırıcılık teorisinin işe yaradığını gösteriyor. Tüm bu kanıtlar, İsrail’in sundukları/itirafları. Biz kanıt sunmuyoruz çünkü herkes İsrail’e güveniyor; bize güvenen YOK. TEMMUZ savaşı İsrail’i kalbinden vurmuş; Ruhunu sarsmıştır. Problem şu ki: Araplar, Ben Gurion’dan bu yana İsrail’in çok güçlü ve yenilmez olduğunu söyleyip durdular/duruyorlar. Fakat o gün dizleri üzerine çöken İsrail olmuştu. Bint Cübeyl’i özellikle seçmişlerdi. Çünkü 2000’deki konuşmamda orada söylemiştim, o meşhur sözümü: “İsrail, Örümcek yuvasından daha zayıftır”. İşte yıllar sonra Netanyahu, “örümcek yuvasından bahsedenler, çelikle tanışacaklar” diyerek açmıştı 2006 savaşını. Bin Cubeyl savaşı Netanyahu’nun bu sözünü ona yedirdi ve parçalanan tanklar ile örümcek ağını herkes gördü. 2006’dan önce bizler sınırda evler inşa edemiyorduk fakat onlar yerleşim yerleri kuruyorlardı ama bugün biz sınırdayız onlar yok! Yerleşim yerleri artık duvarlarla çevrili! Bu zafer değil midir?
Dikkatinizi başka bir noktaya çekmek istiyorum. IŞİD’in ABD’li yetkililerin eliyle kurulduğuna dair itiraflar ve beyanatlar var. Bağdadi eski bir Amerikan “esiri”. Colani de Bağdadi’nin eski bir arkadaşı. ABD’ Suud’a bu çapulcular fonlaması emrini verdi. İthal alimler ve ithal silahlarla Irak ve Suriye’de 10 binlerce ithal savaşçı ile bu radikal gruplar kuruldu. Tüm bunlara, Hizbullah’ı vurmak/zayıflatmak için (göz yumduklarını) onay verdiklerini itiraf ettiler Amerikalılar! ABD, bu tekfirci gruplara “Yeni Ortadoğu” projesi çöktükten sonra “yol verdi”. ABD, Irak ve Afganistan’da sıkışınca İsrail hamle yapamadı. Bu kez Körfez ülkelerini kullandılar Suriye’yi/ordusunu yok etmek için. Suriye’de planları, tekfirci gruplarla halkın gözünü korkutup halkı herhangi bir çözüme razı olmaya zorlamaktı! Obama, seçimlerde demokratların elini güçlendirmek için Musul ve Rakka’yı almak istiyor IŞİD’in elinden. Bundan 5 yıl önce (o zaman IŞİD yoktu) el-Kaide’ye “sizi kullanacaklar ve sonra üzerinize gelip sizi bitirecekler” demiştim. Yine söylüyorum; Bölgeyi zayıflatmak için kullanıldınız. Eğer içinizde iman kırıntısı varsa DURUN! ABD’nin elini güçlendiriyorsunuz! Kendinizi Bağdat/Şam/Pakistan/Afganistan’da patlatıp şehit olduk diyorsunuz. Ne için? Kimin çıkarına! Bize diyorlar ki; savaş cephelerinden çekilin. Eğer sahadan çekilirsek; IŞİD ve Nusra bölgeyi yıkar! Biz buna müsaade etmeyeceğiz!
Çocukluğumdan beri aşura meclislerinde “savaş ve teslimiyet arasında “HEYHAT MİNEZZİLLE” (zillet bizden uzaktır) diyerek büyüdüm! 2006 savaşında “Zillet Bizden Uzaktır” sözünü iliklerime kadar hissederek yaşadım her anı! Siyonist rejim, ültimatom verdiği an “HEYHAAAT MİNEZZİLLEH” diye haykırdı tüm hücrelerim!!! Bize karşı plan ve kumpas kuranlara diyorum ki; biz öldürülmekle yenilmeyiz! YENEMEYECEKSİNİZ! Yenilgiler dönemi geride kalmıştır. Artık zaferler dönemindeyiz!
2006’dan beri yapamadıklarını şimdi iftira ve karalamalarla yapmaya çalışıyorlar!
Vesselam…