18-07-2016 tarihinde eklendi
Mahir Hammud, 'Arapların desteği olmasa İsrail cesaret edemezdi'
Lübnan’ın önde gelen Sünni alimlerinden Sayda şehri Kudüs Camii imamı Şeyh Mahir Hammud bu haftaki Cuma hutbesinde 2006 yılında Hizbullah ve İsrail arasında yaşanan ve Hizbullah’ın zaferiyle sonuçlanan Temmuz Savaşı’nı değerlendirdi.

Lübnan’ın önde gelen Sünni alimlerinden Sayda şehri Kudüs Camii imamı Şeyh Mahir Hammud bu haftaki Cuma hutbesinde 2006 yılında Hizbullah ve İsrail arasında yaşanan ve Hizbullah’ın zaferiyle sonuçlanan Temmuz Savaşı’nı değerlendirdi. 
 
Şeyh Mahir Hammud’un 15 Temmuz 2016 tarihli Cuma hutbesi şu şekilde::
 
“Lübnan’da yaşanan Temmuz Savaşı’nın 10. yıldönümünde bazı noktaların altını çizmemiz gerektiğine inanıyoruz:
 
Birincisi; işgalci İsrail eğer kendisine teminat veren uluslararası güçler ve Arapların desteği olmasaydı böyle bir savaşa cüret edemezdi. Adeta savaş İsrail tarafından değil de uluslararası karar sonucunda alınmış gibiydi. 
 
İkincisi; unutulmamalıdır ki, Lübnan’da yaşanan bu savaş Amerika’nın kararını aldığı, ancak İsrail’in uyguladığı tek savaştır. Bundan önceki savaşlar daha çok İsrail’in kararı, Amerika’nın ise örtülü desteğiyle başlatılıyordu. Yani, daha açık bir ifadeyle, 2006’da İsrail’in tattığı yenilgi aslında Amerika’nın “Yeni Ortadoğu Planı” açısından da bir yenilgiydi.  
 
Üçüncüsü; düşmanın da itiraf ettiği gibi direniş açık bir zafer kazandı. Ancak ne yazık ki, direnişin bir takım düşmanları bunu inkar etmeye, bu zaferi basitleştirmeye, hatta İsrail’in tarihinin en büyük darbesini yediğini göz ardı ederek Siyonistlerin verdiği hasara dikkat çekmeye çalışıyorlar. 
 
Dördüncüsü; açıkça görülüyor ki, bu savaş meşhur Winograd raporunda da itiraf edildiği üzere İsrailli iki askerin kaçırılması sonucu başlamadı. Ancak birileri hala yüzsüz bir şekilde bunu söylemeye, direnişin bunu çıkarları için yaptığını iddia etmeye devam ediyor.
 
Beşincisi; İslam ve Arap dünyasının kuşatan mezhepçilik fitnesinin bugüne kadar her daim, dolaylı ya da doğrudan büyük krizlere yol açtığını görüyoruz. Bunun en bariz örneği de Suriye’dir. Bu fitne İsrail’in direniş karşısında uğradığı yenilgiye verdiği bir karşılıktır. Zira bu fitne özellikle de Temmuz zaferinden sonra kök salmaya başladı ve neticede bu noktaya kadar geldi. 
 
Altıncısı; Lübnan’ın da maruz kaldığı mezhepçilik fitnesinin artarak yayılıyor olması direnişe zarar veriyor ve direnişi engelliyor.
 
Yedincisi; direniş Allah’ın izniyle yolunda ilerlemeye ve zafer kazanmaya devam edecektir. Bu bağlamda ümmetin uykusundan uyanmasını, tereddüt edenlerin mutmain olmalarını ya da mezhepçilerin bu fitneden uzaklaşmalarını beklemeyeceğimizi de ifade etmeliyiz. 
http://caferider.com.tr/mahir-hammud---araplarin-destegi-olmasa-israil-cesaret-edemezdi---_h17266.html