“Irak kanun devleti ittifakı” üyesi milletvekili Mensur Elbeici de Irak meclisinde yaptığı konuşmada, Suudi Krallık rejiminin Bağdat elçisi Samer ElSehban’ın sürekli Irak’ın iç işlerine karıştığını, bu nedenle Suudi elçiliğinin kapatılması ve Riyad rejimiyle ekonomik ve siyasi ilişkilerin koparılması gerektiğini söyledi. Suudi Hanedan rejiminin büyük elçisi Sehban geçen günlerde küstahça açıklama yaparak DEAŞ terör örgütüne karşı imha operasyonlarında etkin rol Oynayan halk gönüllü direniş güçleri Haşduşşabi’ye karşı dil uzatmış, bunun ardından Irak dış işleri bakanlığına çağrılarak uyarılmıştı. Irak dış işleri bakanlığı defalarca Suudi Arabistan elçisinin Irak iç işlerine karıştığını, diplomatik ilkeleri ihlal ettiğini, elçilik dışı girişimleri sürdürdüğünü belirtip, uyarıda bulundu.
her hangi bir ülkenin elçisi, görevli bulunduğu ev sahibi ülkeyle kendi ülkesi arasında ilişkileri geliştirmek, ortak menfaatleri sağlayıp korumakla mükelleftir. Elçi, diplomaside temsil ettiği devlet ile nezdinde görevli olduğu devlet arasında, sürekli bağlar kurmak ve bu bağları barışçı yollardan korumakla görevli olan kişidir.
Bir elçi hiç bir zaman kendi kişisel teşebbüsü ile hareket edemez. Kendisine, temsil ettiği devletin en yüksek otoritesi tarafından verilen direktiflere uyma zorunluluğu vardır.
Ancak bu ilkesel diplomatik teamüllere aykırı olarak Bağdat’taki Suudi krallık rejiminin elçisi, ardniyetli siyasi çıkışlar yapıp, Irak Milli güvenliği ve menfaatlerine karşı saygısız bir tutum izlemektedir. Suudi krallık rejimi 25 yıl aradan sonra Bağdat elçiliğini yeniden açtı ve bir askeri istihbarat subayı olan, Irak ve Suriye’de tekfirci selefi Vahhabi terör örgütleriyle yakın irtibatını sürdüren Samer ElSehban Irak halk direniş güçlerini karalama kampanyasını sürdürüp, DAEŞ terör örgütünü koruyup kollamaya çalışıyor. Bu nedenle Irak halkının öfkesini üzerine çekmiş bulunuyor. Samer ElSehban Irak Haşduşşabi direniş güçlerini karalamaya çalışarak, onları zalim ve terör örgütü DAEŞ’i de Kurtarıcı güç olarak göstermeye özen gösteriyor. Suudi Hanedan rejiminin elçisi terörist İsrail rejimiyle de koordineli olarak çalışıp, Irak’ta mezhep savaşı da çıkarmaya ve bu ülkedeki Şii ve Sünni Müslüman dayanışmasını bozma doğrultusunda fitneci girişimlerini sürdürüyor. Siyonist İsrail rejimi Irak ve Suriye’de DAEŞ başta olmak üzere tekfirci terör örgütlerinin saldırı ve katliamlarını İsrail güvenliğini sağlayıp takviye edecek eylemler olarak nitelendiriyor.
Bu nedenle DAEŞ ile diğer selefi vahhabi terör örgütlerinin Irak ve Suriye’de imha edilmesinden endişe duyuyor. Nitekim 15 Haziran’da Hezliya güvenlik konferansında bir konuşma yapan Siyonist İsrail Askeri İstihbarat Servisi Başkanı General Herzl Halevi, son üç ayın IŞİD açısından çok zorlu geçtiğini belirterek IŞİD’in yenilgisine sahne olacak bir Suriye istemediklerini, DAEŞ’in imhasının İsrail çıkarlarına aykırı olduğunu belirtti. Geçen haziran ayında Hayfa üniversitesinde “DAEŞ-IŞİD” terör örgütüyle ilgili bir konuşma yapan ve İsrail’in bu tekfirci terör örgütüne yardımlarını açıklayan Siyonist rejimin eski genel kurmay başkanı Benny Gants, DAEŞ’in bölgedeki eylemlerinin İsrail’in yararına olduğunu, IŞİD’in bölgede İsrail’in çıkarlarına darbe vurmadığını bildirdi. Suudi krallık rejiminin Irak’taki hunhar DAEŞ’i parlatma ve Haşdüşşabi halk direniş güçlerini karalama kampanyası, katil ve terörist İsrail rejimiyle Suudi Vahhabi rejimi arasındaki ittifak ve dayanışmayı gözler önüne seriyor.